سُورَةُ ٱلْفَاتِحَةِ - Fâtiha Suresi - 1. Ayet
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Türkçe Okunuşu: bismi-llâhi-rrahmâni-rrahîm.
Türkçe Meali: Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla:
سُورَةُ ٱلْفَاتِحَةِ - Fâtiha Suresi - 2. Ayet
Arapça: ٱلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ
Türkçe Okunuşu: elhamdu lillâhi rabbi-l`âlemîn.
Türkçe Meali: Hamd, Alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
سُورَةُ ٱلْفَاتِحَةِ - Fâtiha Suresi - 3. Ayet
Arapça: ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Türkçe Okunuşu: errahmâni-rrahîm.
Türkçe Meali: O Rahman ve Rahim'dir,
سُورَةُ ٱلْفَاتِحَةِ - Fâtiha Suresi - 4. Ayet
Arapça: مَٰلِكِ يَوْمِ ٱلدِّينِ
Türkçe Okunuşu: mâliki yevmi-ddîn.
Türkçe Meali: Din Gününün sahibidir.
سُورَةُ ٱلْفَاتِحَةِ - Fâtiha Suresi - 5. Ayet
Arapça: إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ
Türkçe Okunuşu: iyyâke na`budu veiyyâke neste`în.
Türkçe Meali: Ancak Sana kulluk eder ve yalnız Senden yardım dileriz.
سُورَةُ ٱلْفَاتِحَةِ - Fâtiha Suresi - 6. Ayet
Arapça: ٱهْدِنَا ٱلصِّرَٰطَ ٱلْمُسْتَقِيمَ
Türkçe Okunuşu: ihdine-ssirâta-lmustekîm.
Türkçe Meali: Bizi doğru yola eriştir.
سُورَةُ ٱلْفَاتِحَةِ - Fâtiha Suresi - 7. Ayet
Arapça: صِرَٰطَ ٱلَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ ٱلْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا ٱلضَّآلِّينَ
Türkçe Okunuşu: sirâta-lleẕîne en`amte `aleyhim ğayri-lmağdûbi `aleyhim vele-ddâllîn.
Türkçe Meali: Nimete erdirdiğin kimselerin yoluna; gazaba uğrayanların, ya da sapıtanların yoluna değil.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 1. Ayet
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ الٓمٓ
Türkçe Okunuşu: elif-lâm-mîm.
Türkçe Meali: Elif, Lam, Mim.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 2. Ayet
Arapça: ذَٰلِكَ ٱلْكِتَٰبُ لَا رَيْبَ ۛ فِيهِ ۛ هُدًۭى لِّلْمُتَّقِينَ
Türkçe Okunuşu: ẕâlike-lkitâbu lâ raybe fîh. hudel lilmuttekîn.
Türkçe Meali: Bu, doğruluğu şüphe götürmeyen ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlara yol gösteren Kitap'dır.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 3. Ayet
Arapça: ٱلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِٱلْغَيْبِ وَيُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَمِمَّا رَزَقْنَٰهُمْ يُنفِقُونَ
Türkçe Okunuşu: elleẕîne yu'minûne bilğaybi veyukîmûne-ssalâte vemimmâ razaknâhum yunfikûn.
Türkçe Meali: Onlar, gaybe inanırlar, namazı kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan yerli yerince sarfederler.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 4. Ayet
Arapça: وَٱلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَآ أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَبِٱلْءَاخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ
Türkçe Okunuşu: velleẕîne yu'minûne bimâ unzile ileyke vemâ unzile min kablik. vebil'âḫirati hum yûkinûn.
Türkçe Meali: Onlar, sana indirilen Kitap'a da, senden önce indirilenlere de inanırlar; ahirete de yalnız onlar kesinlikle inanırlar.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 5. Ayet
Arapça: أُو۟لَٰٓئِكَ عَلَىٰ هُدًۭى مِّن رَّبِّهِمْ ۖ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُفْلِحُونَ
Türkçe Okunuşu: ulâike `alâ hudem mir rabbihim veulâike humu-lmuflihûn.
Türkçe Meali: İşte Rab'lerinin yolunda olanlar ve saadete erişenler bunlardır.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 6. Ayet
Arapça: إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ سَوَآءٌ عَلَيْهِمْ ءَأَنذَرْتَهُمْ أَمْ لَمْ تُنذِرْهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ
Türkçe Okunuşu: inne-lleẕîne keferû sevâun `aleyhim eenẕertehum em lem tunẕirhum lâ yu'minûn.
Türkçe Meali: Şüphe yok ki, inkar edenleri, başlarına gelecekle uyarsan da uyarmasan da birdir, inanmazlar.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 7. Ayet
Arapça: خَتَمَ ٱللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ وَعَلَىٰ سَمْعِهِمْ ۖ وَعَلَىٰٓ أَبْصَٰرِهِمْ غِشَٰوَةٌۭ ۖ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: ḫateme-llâhu `alâ kulûbihim ve`alâ sem`ihim. ve`alâ ebsârihim ğişâveh. velehum `aẕâbun `ażîm.
Türkçe Meali: Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de perde vardır ve büyük azab onlar içindir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 8. Ayet
Arapça: وَمِنَ ٱلنَّاسِ مَن يَقُولُ ءَامَنَّا بِٱللَّهِ وَبِٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَمَا هُم بِمُؤْمِنِينَ
Türkçe Okunuşu: vemine-nnâsi mey yekûlu âmennâ billâhi vebilyevmi-l'âḫiri vemâ hum bimu'minîn.
Türkçe Meali: İnsanlardan, inanmadıkları halde, "Allah'a ve ahiret gününe inandık" diyenler vardır.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 9. Ayet
Arapça: يُخَٰدِعُونَ ٱللَّهَ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَمَا يَخْدَعُونَ إِلَّآ أَنفُسَهُمْ وَمَا يَشْعُرُونَ
Türkçe Okunuşu: yuḫâdi`ûne-llâhe velleẕîne âmenû. vemâ yaḫde`ûne illâ enfusehum vemâ yeş`urûn.
Türkçe Meali: Bunlar Allah'ı ve inananları aldatmaya çalışırlar, oysa sadece kendilerini aldatırlar da farkında değildirler.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 10. Ayet
Arapça: فِى قُلُوبِهِم مَّرَضٌۭ فَزَادَهُمُ ٱللَّهُ مَرَضًۭا ۖ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌۢ بِمَا كَانُوا۟ يَكْذِبُونَ
Türkçe Okunuşu: fî kulûbihim meradun fezâdehumu-llâhu meradâ. velehum `aẕâbun elîmum bimâ kânû yekẕibûn.
Türkçe Meali: Kalblerinde hastalık vardır, Allah hastalıklarını artırmıştır. Yalan söyleye geldikleri için onlara elem verici azab vardır.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 11. Ayet
Arapça: وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا تُفْسِدُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ قَالُوٓا۟ إِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ
Türkçe Okunuşu: veiẕâ kîle lehum lâ tufsidû fi-l'ardi kâlû innemâ nahnu muslihûn.
Türkçe Meali: Kendilerine: "Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın" dendiği zaman, "Bizler sadece ıslah edicileriz" derler.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 12. Ayet
Arapça: أَلَآ إِنَّهُمْ هُمُ ٱلْمُفْسِدُونَ وَلَٰكِن لَّا يَشْعُرُونَ
Türkçe Okunuşu: elâ innehum humu-lmufsidûne velâkil lâ yeş`urûn.
Türkçe Meali: İyi bilin ki, asıl bozguncular kendileridir, lakin farkında değillerdir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 13. Ayet
Arapça: وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ ءَامِنُوا۟ كَمَآ ءَامَنَ ٱلنَّاسُ قَالُوٓا۟ أَنُؤْمِنُ كَمَآ ءَامَنَ ٱلسُّفَهَآءُ ۗ أَلَآ إِنَّهُمْ هُمُ ٱلسُّفَهَآءُ وَلَٰكِن لَّا يَعْلَمُونَ
Türkçe Okunuşu: veiẕâ kîle lehum âminû kemâ âmene-nnâsu kâlû enu'minu kemâ âmene-ssufehâ'. elâ innehum humu-ssufehâu velâkil lâ ya`lemûn.
Türkçe Meali: Onlara "Müslümanların inandığı gibi siz de inanın" denilince de, "Beyinsizlerin inandığı gibi mi inanalım?" derler; iyi bilin ki asıl beyinsizler kendileridir, fakat bilmezler.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 14. Ayet
Arapça: وَإِذَا لَقُوا۟ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ قَالُوٓا۟ ءَامَنَّا وَإِذَا خَلَوْا۟ إِلَىٰ شَيَٰطِينِهِمْ قَالُوٓا۟ إِنَّا مَعَكُمْ إِنَّمَا نَحْنُ مُسْتَهْزِءُونَ
Türkçe Okunuşu: veiẕâ leku-lleẕîne âmenû kâlû âmennâ. veiẕâ ḫalev ilâ şeyâtînihim kâlû innâ me`akum innemâ nahnu mustehziûn.
Türkçe Meali: İnananlara rastladıkları zaman, "İnandık" derler, elebaşılarıyla baş başa kaldıklarında, "Biz şüphesiz sizinleyiz, onlarla sadece alay etmekteyiz" derler.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 15. Ayet
Arapça: ٱللَّهُ يَسْتَهْزِئُ بِهِمْ وَيَمُدُّهُمْ فِى طُغْيَٰنِهِمْ يَعْمَهُونَ
Türkçe Okunuşu: allâhu yestehziu bihim veyemudduhum fî tuğyânihim ya`mehûn.
Türkçe Meali: Onlarla Allah alay eder ve taşkınlıkları içinde bocalar durumda bırakır.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 16. Ayet
Arapça: أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ ٱشْتَرَوُا۟ ٱلضَّلَٰلَةَ بِٱلْهُدَىٰ فَمَا رَبِحَت تِّجَٰرَتُهُمْ وَمَا كَانُوا۟ مُهْتَدِينَ
Türkçe Okunuşu: ulâike-lleẕîne-şteravu-ddalâlete bilhudâ. femâ rabihat ticâratuhum vemâ kânû muhtedîn.
Türkçe Meali: Onlar, doğruluk yerine sapıklığı aldılar da alışverişleri kar getirmedi; doğru yolu bulamamışlardı.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 17. Ayet
Arapça: مَثَلُهُمْ كَمَثَلِ ٱلَّذِى ٱسْتَوْقَدَ نَارًۭا فَلَمَّآ أَضَآءَتْ مَا حَوْلَهُۥ ذَهَبَ ٱللَّهُ بِنُورِهِمْ وَتَرَكَهُمْ فِى ظُلُمَٰتٍۢ لَّا يُبْصِرُونَ
Türkçe Okunuşu: meŝeluhum kemeŝeli-lleẕi-stevkade nârâ. felemmâ edâet mâ havlehû ẕehebe-llâhu binûrihim veterakehum fî żulumâtil lâ yubsirûn.
Türkçe Meali: Onlar, çevresini aydınlatmak için ateş yakan kimseye benzerler ki, Allah ışıklarını yok edince, onları karanlıklar içinde görmez bir halde bırakmıştır.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 18. Ayet
Arapça: صُمٌّۢ بُكْمٌ عُمْىٌۭ فَهُمْ لَا يَرْجِعُونَ
Türkçe Okunuşu: summum bukmun `umyun fehum lâ yerci`ûn.
Türkçe Meali: Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, bu yüzden doğru yola dönmezler.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 19. Ayet
Arapça: أَوْ كَصَيِّبٍۢ مِّنَ ٱلسَّمَآءِ فِيهِ ظُلُمَٰتٌۭ وَرَعْدٌۭ وَبَرْقٌۭ يَجْعَلُونَ أَصَٰبِعَهُمْ فِىٓ ءَاذَانِهِم مِّنَ ٱلصَّوَٰعِقِ حَذَرَ ٱلْمَوْتِ ۚ وَٱللَّهُ مُحِيطٌۢ بِٱلْكَٰفِرِينَ
Türkçe Okunuşu: ev kesayyibim mine-ssemâi fîhi żulumâtuv vera`duv veberk. yec`alûne esâbi`ahum fî âẕânihim mine-ssavâ`iki haẕera-lmevt. vellâhu muhîtum bilkâfirîn.
Türkçe Meali: Bir kısmı da, karanlıklarda, gök gürlemeleri ve şimşek arasında gökten boşanan sağanağa tutulup, yıldırımlardan ölmek korkusu ile parmaklarını kulaklarına tıkayan kimseye benzer.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 20. Ayet
Arapça: يَكَادُ ٱلْبَرْقُ يَخْطَفُ أَبْصَٰرَهُمْ ۖ كُلَّمَآ أَضَآءَ لَهُم مَّشَوْا۟ فِيهِ وَإِذَآ أَظْلَمَ عَلَيْهِمْ قَامُوا۟ ۚ وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ لَذَهَبَ بِسَمْعِهِمْ وَأَبْصَٰرِهِمْ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍۢ قَدِيرٌۭ
Türkçe Okunuşu: yekâdu-lberku yaḫtafu ebsârahum. kullemâ edâe lehum meşev fîhi veiẕâ ażleme `aleyhim kâmû. velev şâe-llâhu leẕehebe bisem`ihim veebsârihim. inne-llâhe `alâ kulli şey'in kadîr.
Türkçe Meali: Şimşeğin çakması neredeyse gözlerini alır; onları aydınlattıkça ışığında yürürler ve üzerlerine karanlık basınca durakalırlar. Allah dileseydi işitme ve görmelerini giderirdi. Doğrusu Allah her şeye Kadir'dir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 21. Ayet
Arapça: يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ ٱعْبُدُوا۟ رَبَّكُمُ ٱلَّذِى خَلَقَكُمْ وَٱلَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ
Türkçe Okunuşu: yâ eyyuhe-nnâsu-`budû rabbekumu-lleẕî ḫalekakum velleẕîne min kablikum le`allekum tettekûn.
Türkçe Meali: Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz ki, O'na karşı gelmekten korunmuş olabilesiniz.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 22. Ayet
Arapça: ٱلَّذِى جَعَلَ لَكُمُ ٱلْأَرْضَ فِرَٰشًۭا وَٱلسَّمَآءَ بِنَآءًۭ وَأَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءًۭ فَأَخْرَجَ بِهِۦ مِنَ ٱلثَّمَرَٰتِ رِزْقًۭا لَّكُمْ ۖ فَلَا تَجْعَلُوا۟ لِلَّهِ أَندَادًۭا وَأَنتُمْ تَعْلَمُونَ
Türkçe Okunuşu: elleẕî ce`ale lekumu-l'arda firâşev vessemâe binaâ. veenzele mine-ssemâi mâen feaḫrace bihî mine-ŝŝemerâti rizkal lekum. felâ tec`alû lillâhi endâdev veentum ta`lemûn.
Türkçe Meali: O, yeryüzünü size bir döşek ve göğü de bir bina kıldı. Gökten su indirip onunla size rızık olmak üzere ürünler meydana getirdi; artık Allah'a, bile bile eş koşmayın.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 23. Ayet
Arapça: وَإِن كُنتُمْ فِى رَيْبٍۢ مِّمَّا نَزَّلْنَا عَلَىٰ عَبْدِنَا فَأْتُوا۟ بِسُورَةٍۢ مِّن مِّثْلِهِۦ وَٱدْعُوا۟ شُهَدَآءَكُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ
Türkçe Okunuşu: vein kuntum fî raybim mimmâ nezzelnâ `alâ `abdinâ fe'tû bisûratim mim miŝlih. ved`û şuhedâekum min dûni-llâhi in kuntum sâdikîn.
Türkçe Meali: Kulumuza indirdiğimiz Kuran'dan şüphe ediyorsanız, siz de onun benzeri bir sure meydana getirin; eğer doğru sözlü iseniz, Allah'tan başka, güvendiklerinizi de yardıma çağırın.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 24. Ayet
Arapça: فَإِن لَّمْ تَفْعَلُوا۟ وَلَن تَفْعَلُوا۟ فَٱتَّقُوا۟ ٱلنَّارَ ٱلَّتِى وَقُودُهَا ٱلنَّاسُ وَٱلْحِجَارَةُ ۖ أُعِدَّتْ لِلْكَٰفِرِينَ
Türkçe Okunuşu: feil lem tef`alû velen tef`alû fetteku-nnâra-lletî vekûduhe-nnâsu velhicârah. u`iddet lilkâfirîn.
Türkçe Meali: Yapamazsanız ki yapamayacaksınız o takdirde, inkar edenler için hazırlanan ve yakıtı insanlarla taş olan ateşten sakının.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 25. Ayet
Arapça: وَبَشِّرِ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ أَنَّ لَهُمْ جَنَّٰتٍۢ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ ۖ كُلَّمَا رُزِقُوا۟ مِنْهَا مِن ثَمَرَةٍۢ رِّزْقًۭا ۙ قَالُوا۟ هَٰذَا ٱلَّذِى رُزِقْنَا مِن قَبْلُ ۖ وَأُتُوا۟ بِهِۦ مُتَشَٰبِهًۭا ۖ وَلَهُمْ فِيهَآ أَزْوَٰجٌۭ مُّطَهَّرَةٌۭ ۖ وَهُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ
Türkçe Okunuşu: vebeşşiri-lleẕîne âmenû ve`amilu-ssâlihâti enne lehum cennâtin tecrî min tahtihe-l'enhâr. kullemâ ruzikû minhâ min ŝemeratir rizkan kâlû hâẕe-lleẕî ruziknâ min kablu veutû bihî muteşâbihâ. velehum fîhâ ezvâcum mutahherâtuv vehum fîhâ ḫâlidûn.
Türkçe Meali: İnananlar ve yararlı işler yapanlara, kendilerine altlarından ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Onlara buranın bir ürünü rızık olarak verildiğinde, "Bu daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bunlar, söylediklerinin benzerleri olarak sunulmuştur. Onlara orada tertemiz eşler vardır ve orada temelli kalırlar.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 26. Ayet
Arapça: ۞ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَسْتَحْىِۦٓ أَن يَضْرِبَ مَثَلًۭا مَّا بَعُوضَةًۭ فَمَا فَوْقَهَا ۚ فَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ فَيَعْلَمُونَ أَنَّهُ ٱلْحَقُّ مِن رَّبِّهِمْ ۖ وَأَمَّا ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ فَيَقُولُونَ مَاذَآ أَرَادَ ٱللَّهُ بِهَٰذَا مَثَلًۭا ۘ يُضِلُّ بِهِۦ كَثِيرًۭا وَيَهْدِى بِهِۦ كَثِيرًۭا ۚ وَمَا يُضِلُّ بِهِۦٓ إِلَّا ٱلْفَٰسِقِينَ
Türkçe Okunuşu: inne-llâhe lâ yestahyî ey yadribe meŝelem mâ be`ûdaten femâ fevkahâ. feemme-lleẕîne âmenû feya`lemûne ennehu-lhakku mir rabbihim. veemme-lleẕîne keferû feyekûlûne mâẕâ erâde-llâhu bihâẕâ meŝelâ. yudillu bihî keŝîrav veyehdî bihî keŝîrâ. vemâ yudillu bihî ille-lfâsikîn.
Türkçe Meali: Allah sivrisineği ve onun üstününü misal olarak vermekten çekinmez. İnananlar bunun Rablerinden bir gerçek olduğunu bilirler. İnkar edenler ise "Allah bu misalle neyi murad etti?" derler, O, bu misalle birçoğunu saptırır, birçoğunu da yola getirir. Onunla saptırdığı yalnız fasıklardır ki onlar Allah'la yapılan sözleşmeyi kabulden sonra bozarlar. Allah'ın birleştirilmesini buyurduğu şeyi ayırırlar ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar; zarara uğrayanlar işte onlardır.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 27. Ayet
Arapça: ٱلَّذِينَ يَنقُضُونَ عَهْدَ ٱللَّهِ مِنۢ بَعْدِ مِيثَٰقِهِۦ وَيَقْطَعُونَ مَآ أَمَرَ ٱللَّهُ بِهِۦٓ أَن يُوصَلَ وَيُفْسِدُونَ فِى ٱلْأَرْضِ ۚ أُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْخَٰسِرُونَ
Türkçe Okunuşu: elleẕîne yenkudûne `ahde-llâhi mim ba`di mîŝâkih. veyakta`ûne mâ emera-llâhu bihî ey yûsale veyufsidûne fi-l'ard. ulâike humu-lḫâsirûn.
Türkçe Meali: Allah sivrisineği ve onun üstününü misal olarak vermekten çekinmez. İnananlar bunun Rablerinden bir gerçek olduğunu bilirler. İnkar edenler ise "Allah bu misalle neyi murad etti?" derler, O, bu misalle birçoğunu saptırır, birçoğunu da yola getirir. Onunla saptırdığı yalnız fasıklardır ki onlar Allah'la yapılan sözleşmeyi kabulden sonra bozarlar. Allah'ın birleştirilmesini buyurduğu şeyi ayırırlar ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar; zarara uğrayanlar işte onlardır.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 28. Ayet
Arapça: كَيْفَ تَكْفُرُونَ بِٱللَّهِ وَكُنتُمْ أَمْوَٰتًۭا فَأَحْيَٰكُمْ ۖ ثُمَّ يُمِيتُكُمْ ثُمَّ يُحْيِيكُمْ ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Türkçe Okunuşu: keyfe tekfurûne billâhi vekuntum emvâten feahyâkum. ŝumme yumîtukum ŝumme yuhyîkum ŝumme ileyhi turce`ûn.
Türkçe Meali: Ölü idiniz sizleri diriltti, sonra öldürecek sonra tekrar diriltecek ve sonunda O'na döneceksiniz; öyleyken Allah'ı nasıl inkar edersiniz?
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 29. Ayet
Arapça: هُوَ ٱلَّذِى خَلَقَ لَكُم مَّا فِى ٱلْأَرْضِ جَمِيعًۭا ثُمَّ ٱسْتَوَىٰٓ إِلَى ٱلسَّمَآءِ فَسَوَّىٰهُنَّ سَبْعَ سَمَٰوَٰتٍۢ ۚ وَهُوَ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: huve-lleẕî ḫaleka lekum mâ fi-l'ardi cemî`an ŝumme-stevâ ile-ssemâi fesevvâhunne seb`a semâvât. vehuve bikulli şey'in `alîm.
Türkçe Meali: Yerde olanların hepsini; sizin için yaratan O'dur. Sonra, göğe doğru yönelerek yedi gök olarak onları düzenlemiştir. O her şeyi bilir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 30. Ayet
Arapça: وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَٰٓئِكَةِ إِنِّى جَاعِلٌۭ فِى ٱلْأَرْضِ خَلِيفَةًۭ ۖ قَالُوٓا۟ أَتَجْعَلُ فِيهَا مَن يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ ٱلدِّمَآءَ وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ ۖ قَالَ إِنِّىٓ أَعْلَمُ مَا لَا تَعْلَمُونَ
Türkçe Okunuşu: veiẕ kâle rabbuke lilmelâiketi innî câ`ilun fi-l'ardi ḫalîfeh. kâlû etec`alu fîhâ mey yufsidu fîhâ veyesfiku-ddimâ'. venahnu nusebbihu bihamdike venukaddisu lek. kâle innî a`lemu mâ lâ ta`lemûn.
Türkçe Meali: Rabbin meleklere "Ben yeryüzünde bir halife var edeceğim" demişti; melekler, "Orada bozgunculuk yapacak, kanlar akıtacak birini mi var edeceksin? Oysa biz Seni överek yüceltiyor ve Seni devamlı takdis ediyoruz" dediler; Allah "Ben şüphesiz sizin bilmediklerinizi bilirim" dedi.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 31. Ayet
Arapça: وَعَلَّمَ ءَادَمَ ٱلْأَسْمَآءَ كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى ٱلْمَلَٰٓئِكَةِ فَقَالَ أَنۢبِـُٔونِى بِأَسْمَآءِ هَٰٓؤُلَآءِ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ
Türkçe Okunuşu: ve`alleme âdeme-l'esmâe kullehâ ŝumme `aradahum `ale-lmelâiketi fekâle embiûnî biesmâi hâulâi in kuntum sâdikîn.
Türkçe Meali: Ve Adem'e bütün isimleri öğretti, sonra eşyayı meleklere gösterdi. "Eğer sözünüzde samimi iseniz bunların isimlerini bana söyleyin" dedi.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 32. Ayet
Arapça: قَالُوا۟ سُبْحَٰنَكَ لَا عِلْمَ لَنَآ إِلَّا مَا عَلَّمْتَنَآ ۖ إِنَّكَ أَنتَ ٱلْعَلِيمُ ٱلْحَكِيمُ
Türkçe Okunuşu: kâlû subhâneke lâ `ilme lenâ illâ mâ `allemtenâ. inneke ente-l`alîmu-lhakîm.
Türkçe Meali: Cevap verdiler: "Sen münezzehsin, öğrettiğinden başka bizim bir bilgimiz yoktur. Şüphesiz Sen hem bilensin, hem Hakim'sin".
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 33. Ayet
Arapça: قَالَ يَٰٓـَٔادَمُ أَنۢبِئْهُم بِأَسْمَآئِهِمْ ۖ فَلَمَّآ أَنۢبَأَهُم بِأَسْمَآئِهِمْ قَالَ أَلَمْ أَقُل لَّكُمْ إِنِّىٓ أَعْلَمُ غَيْبَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَأَعْلَمُ مَا تُبْدُونَ وَمَا كُنتُمْ تَكْتُمُونَ
Türkçe Okunuşu: kâle yâ âdemu embi'hum biesmâihim. felemmâ embeehum biesmâihim kâle elem ekul lekum innî a`lemu ğaybe-ssemâvâti vel'ardi vea`lemu mâ tubdûne vemâ kuntum tektumûn.
Türkçe Meali: Allah "Ey Adem onlara isimlerini söyle" dedi. Adem isimlerini söyleyince, Allah "Ben gökler ve yerde görünmeyeni biliyorum, sizin açıkladığınızı ve gizlemekte olduğunuzu da bilirim, diye size söylememiş miydim?" dedi.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 34. Ayet
Arapça: وَإِذْ قُلْنَا لِلْمَلَٰٓئِكَةِ ٱسْجُدُوا۟ لِءَادَمَ فَسَجَدُوٓا۟ إِلَّآ إِبْلِيسَ أَبَىٰ وَٱسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ ٱلْكَٰفِرِينَ
Türkçe Okunuşu: veiẕ kulnâ lilmelâiketi-scudû liâdeme fesecedû illâ iblîs. ebâ vestekbera vekâne mine-lkâfirîn.
Türkçe Meali: Meleklere, "Adem'e secde edin" demiştik, İblis müstesna hepsi secde ettiler, o ise kaçındı, büyüklük tasladı ve inkar edenlerden oldu.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 35. Ayet
Arapça: وَقُلْنَا يَٰٓـَٔادَمُ ٱسْكُنْ أَنتَ وَزَوْجُكَ ٱلْجَنَّةَ وَكُلَا مِنْهَا رَغَدًا حَيْثُ شِئْتُمَا وَلَا تَقْرَبَا هَٰذِهِ ٱلشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ ٱلظَّٰلِمِينَ
Türkçe Okunuşu: vekulnâ yâ âdemu-skun ente vezevcuke-lcennete vekulâ minhâ rağaden hayŝu şi'tumâ. velâ takrabâ hâẕihi-şşecerate fetekûnâ mine-żżâlimîn.
Türkçe Meali: "Ey Adem! Eşin ve sen cennette kal, orada olandan istediğiniz yerde bol bol yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın; yoksa zalimlerden olursunuz" dedik.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 36. Ayet
Arapça: فَأَزَلَّهُمَا ٱلشَّيْطَٰنُ عَنْهَا فَأَخْرَجَهُمَا مِمَّا كَانَا فِيهِ ۖ وَقُلْنَا ٱهْبِطُوا۟ بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّۭ ۖ وَلَكُمْ فِى ٱلْأَرْضِ مُسْتَقَرٌّۭ وَمَتَٰعٌ إِلَىٰ حِينٍۢ
Türkçe Okunuşu: feezellehume-şşeytânu `anhâ feaḫracehumâ mimmâ kânâ fîh. vekulne-hbitû ba`dukum liba`din `aduvv. velekum fi-l'ardi mustekarruv vemetâ`un ilâ hîn.
Türkçe Meali: Şeytan oradan ikisinin de ayağını kaydırttı, onları bulundukları yerden çıkardı, onlara "Birbirinize düşman olarak inin, yeryüzünde bir müddet için yerleşip geçineceksiniz" dedik.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 37. Ayet
Arapça: فَتَلَقَّىٰٓ ءَادَمُ مِن رَّبِّهِۦ كَلِمَٰتٍۢ فَتَابَ عَلَيْهِ ۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ
Türkçe Okunuşu: fetelekkâ âdemu mir rabbihî kelimâtin fetâbe `aleyh. innehû huve-ttevvâbu-rrahîm.
Türkçe Meali: Adem, Rabbi'nden emirler aldı; onları yerine getirdi. Rabb'i de bunun üzerine tevbesini kabul etti. Şüphesiz o tevbeleri daima kabul edendir, merhametli olandır.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 38. Ayet
Arapça: قُلْنَا ٱهْبِطُوا۟ مِنْهَا جَمِيعًۭا ۖ فَإِمَّا يَأْتِيَنَّكُم مِّنِّى هُدًۭى فَمَن تَبِعَ هُدَاىَ فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ
Türkçe Okunuşu: kulne-hbitû minhâ cemî`â. feimmâ ye'tiyennekum minnî huden femen tebi`a hudâye felâ ḫavfun `aleyhim velâ hum yahzenûn.
Türkçe Meali: "İnin oradan hepiniz, tarafımdan size bir yol gösteren gelecektir; Benim yoluma uyanlar için artık korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir" dedik.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 39. Ayet
Arapça: وَٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ وَكَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَآ أُو۟لَٰٓئِكَ أَصْحَٰبُ ٱلنَّارِ ۖ هُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ
Türkçe Okunuşu: velleẕîne keferû vekeẕẕebû biâyâtinâ ulâike ashâbu-nnâr. hum fîhâ ḫâlidûn.
Türkçe Meali: İnkar eden kimseler ve ayetlerimizi yalan sayanlar cehennemlik olanlardır, onlar orada temelli kalacaklardır.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 40. Ayet
Arapça: يَٰبَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ ٱذْكُرُوا۟ نِعْمَتِىَ ٱلَّتِىٓ أَنْعَمْتُ عَلَيْكُمْ وَأَوْفُوا۟ بِعَهْدِىٓ أُوفِ بِعَهْدِكُمْ وَإِيَّٰىَ فَٱرْهَبُونِ
Türkçe Okunuşu: yâ benî isrâîle-ẕkurû ni`metiye-lletî en`amtu `aleykum veevfû bi`ahdî ûfi bi`ahdikum veiyyâye ferhebûn.
Türkçe Meali: Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimeti hatırlayın ve ahdimi yerine getirin ki Ben de yerine getireyim; yoksa benden korkun.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 41. Ayet
Arapça: وَءَامِنُوا۟ بِمَآ أَنزَلْتُ مُصَدِّقًۭا لِّمَا مَعَكُمْ وَلَا تَكُونُوٓا۟ أَوَّلَ كَافِرٍۭ بِهِۦ ۖ وَلَا تَشْتَرُوا۟ بِـَٔايَٰتِى ثَمَنًۭا قَلِيلًۭا وَإِيَّٰىَ فَٱتَّقُونِ
Türkçe Okunuşu: veâminû bimâ enzeltu musaddikal limâ me`akum velâ tekûnû evvele kâfirim bih. velâ teşterû biâyâtî ŝemenen kalîlâ. veiyyâye fettekûn.
Türkçe Meali: Yanınızdaki Tevrat'ı tasdik ederek indirdiğim Kuran'a, inanın; onu ilk inkar edenler siz olmayın, ayetlerimi hiçbir değere karşılık değiştirmeyin ve bile bile hakkı gizlemeyin.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 42. Ayet
Arapça: وَلَا تَلْبِسُوا۟ ٱلْحَقَّ بِٱلْبَٰطِلِ وَتَكْتُمُوا۟ ٱلْحَقَّ وَأَنتُمْ تَعْلَمُونَ
Türkçe Okunuşu: velâ telbisu-lhakka bilbâtili vetektumu-lhakka veentum ta`lemûn.
Türkçe Meali: Hakkı batıla karıştırmayın ve bile bile hakkı gizlemeyin.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 43. Ayet
Arapça: وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَٱرْكَعُوا۟ مَعَ ٱلرَّٰكِعِينَ
Türkçe Okunuşu: veekîmu-ssalâte veâtu-zzekâte verke`û me`a-rrâki`în.
Türkçe Meali: Namazı kılın, zekatı verin, rüku edenlerle birlikte rüku edin.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 44. Ayet
Arapça: ۞ أَتَأْمُرُونَ ٱلنَّاسَ بِٱلْبِرِّ وَتَنسَوْنَ أَنفُسَكُمْ وَأَنتُمْ تَتْلُونَ ٱلْكِتَٰبَ ۚ أَفَلَا تَعْقِلُونَ
Türkçe Okunuşu: ete'murûne-nnâse bilbirri vetensevne enfusekum veentum tetlûne-lkitâb. efelâ ta`kilûn.
Türkçe Meali: Kitap'ı okuyup durduğunuz halde kendinizi unutur da başkalarına mı iyilikle emredersiniz? Düşünmez misiniz?
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 45. Ayet
Arapça: وَٱسْتَعِينُوا۟ بِٱلصَّبْرِ وَٱلصَّلَوٰةِ ۚ وَإِنَّهَا لَكَبِيرَةٌ إِلَّا عَلَى ٱلْخَٰشِعِينَ
Türkçe Okunuşu: veste`înû bissabri vessalâh. veinnehâ lekebîratun illâ `ale-lḫâşi`în.
Türkçe Meali: Sabır ve namazla Allah'a sığınıp yardım isteyin; Rablerine kavuşacaklarını ve Ona döneceklerini umanlar ve huşu duyanlardan başkasına namaz elbette ağır gelir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 46. Ayet
Arapça: ٱلَّذِينَ يَظُنُّونَ أَنَّهُم مُّلَٰقُوا۟ رَبِّهِمْ وَأَنَّهُمْ إِلَيْهِ رَٰجِعُونَ
Türkçe Okunuşu: elleẕîne yeżunnûne ennehum mulâkû rabbihim veennehum ileyhi râci`ûn.
Türkçe Meali: Sabır ve namazla Allah'a sığınıp yardım isteyin; Rablerine kavuşacaklarını ve Ona döneceklerini umanlar ve huşu duyanlardan başkasına namaz elbette ağır gelir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 47. Ayet
Arapça: يَٰبَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ ٱذْكُرُوا۟ نِعْمَتِىَ ٱلَّتِىٓ أَنْعَمْتُ عَلَيْكُمْ وَأَنِّى فَضَّلْتُكُمْ عَلَى ٱلْعَٰلَمِينَ
Türkçe Okunuşu: yâ benî isrâîle-ẕkurû ni`metiye-lletî en`amtu `aleykum veennî feddaltukum `ale-l`âlemîn.
Türkçe Meali: Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimeti ve sizi bir zamanlar alemlere üstün kıldığımı hatırlayın.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 48. Ayet
Arapça: وَٱتَّقُوا۟ يَوْمًۭا لَّا تَجْزِى نَفْسٌ عَن نَّفْسٍۢ شَيْـًۭٔا وَلَا يُقْبَلُ مِنْهَا شَفَٰعَةٌۭ وَلَا يُؤْخَذُ مِنْهَا عَدْلٌۭ وَلَا هُمْ يُنصَرُونَ
Türkçe Okunuşu: vettekû yevmel lâ teczî nefsun `an nefsin şey'ev velâ yukbelu minhâ şefâ`atuv velâ yu'ḫaẕu minhâ `adluv velâ hum yunsarûn.
Türkçe Meali: Kimsenin kimseden faydalanamayacağı, kimseden bir şefaat kabul edilmeyeceği, kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği günden korunun.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 49. Ayet
Arapça: وَإِذْ نَجَّيْنَٰكُم مِّنْ ءَالِ فِرْعَوْنَ يَسُومُونَكُمْ سُوٓءَ ٱلْعَذَابِ يُذَبِّحُونَ أَبْنَآءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَآءَكُمْ ۚ وَفِى ذَٰلِكُم بَلَآءٌۭ مِّن رَّبِّكُمْ عَظِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: veiẕ necceynâkum min âli fir`avne yesûmûnekum sûe-l`aẕâbi yuẕebbihûne ebnâekum veyestahyûne nisâekum. vefî ẕâlikum belâum mir rabbikum `ażîm.
Türkçe Meali: Size işkence eden, kadınlarınızı sağ bırakıp oğullarınızı boğazlayan Firavun ailesinden sizi kurtarmıştık; bu Rabbinizin büyük bir imtihanı idi.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 50. Ayet
Arapça: وَإِذْ فَرَقْنَا بِكُمُ ٱلْبَحْرَ فَأَنجَيْنَٰكُمْ وَأَغْرَقْنَآ ءَالَ فِرْعَوْنَ وَأَنتُمْ تَنظُرُونَ
Türkçe Okunuşu: veiẕ feraknâ bikumu-lbahra feenceynâkum veağraknâ âle fir`avne veentum tenżurûn.
Türkçe Meali: Denizi yarıp sizi kurtarmış ve gözlerinizin önünde Firavun ailesini batırmıştık.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 51. Ayet
Arapça: وَإِذْ وَٰعَدْنَا مُوسَىٰٓ أَرْبَعِينَ لَيْلَةًۭ ثُمَّ ٱتَّخَذْتُمُ ٱلْعِجْلَ مِنۢ بَعْدِهِۦ وَأَنتُمْ ظَٰلِمُونَ
Türkçe Okunuşu: veiẕ vâ`adnâ mûsâ erbe`îne leyleten ŝumme-tteḫaẕtumu-l`icle mim ba`dihî veentum żâlimûn.
Türkçe Meali: Musa'ya kırk gece vade vermiştik. Sonra onun arkasından, kendinize yazık ederek, buzağıyı tanrı edinmiştiniz.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 52. Ayet
Arapça: ثُمَّ عَفَوْنَا عَنكُم مِّنۢ بَعْدِ ذَٰلِكَ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Türkçe Okunuşu: ŝumme `afevnâ `ankum mim ba`di ẕâlike le`allekum teşkurûn.
Türkçe Meali: Sonra bunun ardından, şükredersiniz diye, sizi bağışlamıştık.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 53. Ayet
Arapça: وَإِذْ ءَاتَيْنَا مُوسَى ٱلْكِتَٰبَ وَٱلْفُرْقَانَ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ
Türkçe Okunuşu: veiẕ âteynâ mûse-lkitâbe velfurkâne le`allekum tehtedûn.
Türkçe Meali: Doğru yola gidesiniz diye Musa'ya hakkı batıldan ayıran Kitabı vermiştik.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 54. Ayet
Arapça: وَإِذْ قَالَ مُوسَىٰ لِقَوْمِهِۦ يَٰقَوْمِ إِنَّكُمْ ظَلَمْتُمْ أَنفُسَكُم بِٱتِّخَاذِكُمُ ٱلْعِجْلَ فَتُوبُوٓا۟ إِلَىٰ بَارِئِكُمْ فَٱقْتُلُوٓا۟ أَنفُسَكُمْ ذَٰلِكُمْ خَيْرٌۭ لَّكُمْ عِندَ بَارِئِكُمْ فَتَابَ عَلَيْكُمْ ۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ
Türkçe Okunuşu: veiẕ kâle mûsâ likavmihî yâ kavmi innekum żalemtum enfusekum bittiḫâẕikumu-l`icle fetûbû ilâ bâriikum faktulû enfusekum. ẕâlikum ḫayrul lekum `inde bâriikum. fetâbe `aleykum. innehû huve-ttevvâbu-rrahîm.
Türkçe Meali: Musa milletine "Ey milletim! Buzağıyı tanrı olarak benimsemekle kendinize yazık ettiniz. Yaratanınıza tevbe edin ve nefislerinizi öldürün, bu Yaratanınız katında sizin için hayırlı olur; O daima tevbeleri kabul ve merhamet eden olduğu için tevbenizikabul eder" demişti.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 55. Ayet
Arapça: وَإِذْ قُلْتُمْ يَٰمُوسَىٰ لَن نُّؤْمِنَ لَكَ حَتَّىٰ نَرَى ٱللَّهَ جَهْرَةًۭ فَأَخَذَتْكُمُ ٱلصَّٰعِقَةُ وَأَنتُمْ تَنظُرُونَ
Türkçe Okunuşu: veiẕ kultum yâ mûsâ len nu'mine leke hattâ nera-llâhe cehraten feeḫaẕetkumu-ssâ`ikatu veentum tenżurûn.
Türkçe Meali: "Ya Musa! Allah'ı apaçık görmedikçe sana inanmayacağız" demiştiniz de gözleriniz göre göre sizi yıldırım çarpmıştı.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 56. Ayet
Arapça: ثُمَّ بَعَثْنَٰكُم مِّنۢ بَعْدِ مَوْتِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Türkçe Okunuşu: ŝumme be`aŝnâkum mim ba`di mevtikum le`allekum teşkurûn.
Türkçe Meali: Ölümünüzden sonra, şükredesiniz diye sizi tekrar diriltmiştik.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 57. Ayet
Arapça: وَظَلَّلْنَا عَلَيْكُمُ ٱلْغَمَامَ وَأَنزَلْنَا عَلَيْكُمُ ٱلْمَنَّ وَٱلسَّلْوَىٰ ۖ كُلُوا۟ مِن طَيِّبَٰتِ مَا رَزَقْنَٰكُمْ ۖ وَمَا ظَلَمُونَا وَلَٰكِن كَانُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ
Türkçe Okunuşu: veżallelnâ `aleykumu-lğamâme veenzelnâ `aleykumu-lmenne vesselvâ. kulû min tayyibâti mâ razaknâkum. vemâ żalemûnâ velâkin kânû enfusehum yażlimûn.
Türkçe Meali: Bulutla sizi gölgelendirdik, kudret helvası ve bıldırcın indirdik, "Verdiğimiz rızıkların iyi ve güzel olanlarından yiyin" dedik. Onlar Bize değil, fakat kendilerine yazık ediyorlardı.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 58. Ayet
Arapça: وَإِذْ قُلْنَا ٱدْخُلُوا۟ هَٰذِهِ ٱلْقَرْيَةَ فَكُلُوا۟ مِنْهَا حَيْثُ شِئْتُمْ رَغَدًۭا وَٱدْخُلُوا۟ ٱلْبَابَ سُجَّدًۭا وَقُولُوا۟ حِطَّةٌۭ نَّغْفِرْ لَكُمْ خَطَٰيَٰكُمْ ۚ وَسَنَزِيدُ ٱلْمُحْسِنِينَ
Türkçe Okunuşu: veiẕ kulne-dḫulû hâẕihi-lkaryete fekulû minhâ hayŝu şi'tum rağadev vedḫulu-lbâbe succedev vekûlû hittatun nağfir lekum ḫatâyâkum. vesenezîdu-lmuhsinîn.
Türkçe Meali: "Şu şehre girin, orada dilediğiniz gibi, bol bol yiyin, secde ederek kapısından girin, "bağışla!" deyin, Biz de yanılmalarınızı bağışlarız, iyilere daha da artırırız" demiştik.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 59. Ayet
Arapça: فَبَدَّلَ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ قَوْلًا غَيْرَ ٱلَّذِى قِيلَ لَهُمْ فَأَنزَلْنَا عَلَى ٱلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ رِجْزًۭا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ بِمَا كَانُوا۟ يَفْسُقُونَ
Türkçe Okunuşu: febeddele-lleẕîne żalemû kavlen ğayra-lleẕî kîle lehum feenzelnâ `ale-lleẕîne żalemû riczem mine-ssemâi bimâ kânû yefsukûn.
Türkçe Meali: Ama zulmedenler, kendilerine söylenmiş olan sözü başka sözle değiştirdiler. Biz de, zalimlere, yoldan çıkmalarından dolayı gökten azab indirdik.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 60. Ayet
Arapça: ۞ وَإِذِ ٱسْتَسْقَىٰ مُوسَىٰ لِقَوْمِهِۦ فَقُلْنَا ٱضْرِب بِّعَصَاكَ ٱلْحَجَرَ ۖ فَٱنفَجَرَتْ مِنْهُ ٱثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْنًۭا ۖ قَدْ عَلِمَ كُلُّ أُنَاسٍۢ مَّشْرَبَهُمْ ۖ كُلُوا۟ وَٱشْرَبُوا۟ مِن رِّزْقِ ٱللَّهِ وَلَا تَعْثَوْا۟ فِى ٱلْأَرْضِ مُفْسِدِينَ
Türkçe Okunuşu: veiẕi-steskâ mûsâ likavmihî fekulne-drib bi`asâke-lhacer. fenfecerat minhu-ŝnetâ `aşrate `aynâ. kad `alime kullu unâsim meşrabehum. kulû veşrabû mir rizki-llâhi velâ ta`ŝev fi-l'ardi mufsidîn.
Türkçe Meali: Musa, milleti için su aramıştı; "Asanla taşa vur" dedik; ondan on iki pınar fışkırdı, herkes içeceği yeri bildi. Allah'ın rızkından yiyin, için, yalnız yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 61. Ayet
Arapça: وَإِذْ قُلْتُمْ يَٰمُوسَىٰ لَن نَّصْبِرَ عَلَىٰ طَعَامٍۢ وَٰحِدٍۢ فَٱدْعُ لَنَا رَبَّكَ يُخْرِجْ لَنَا مِمَّا تُنۢبِتُ ٱلْأَرْضُ مِنۢ بَقْلِهَا وَقِثَّآئِهَا وَفُومِهَا وَعَدَسِهَا وَبَصَلِهَا ۖ قَالَ أَتَسْتَبْدِلُونَ ٱلَّذِى هُوَ أَدْنَىٰ بِٱلَّذِى هُوَ خَيْرٌ ۚ ٱهْبِطُوا۟ مِصْرًۭا فَإِنَّ لَكُم مَّا سَأَلْتُمْ ۗ وَضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ ٱلذِّلَّةُ وَٱلْمَسْكَنَةُ وَبَآءُو بِغَضَبٍۢ مِّنَ ٱللَّهِ ۗ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ كَانُوا۟ يَكْفُرُونَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَيَقْتُلُونَ ٱلنَّبِيِّۦنَ بِغَيْرِ ٱلْحَقِّ ۗ ذَٰلِكَ بِمَا عَصَوا۟ وَّكَانُوا۟ يَعْتَدُونَ
Türkçe Okunuşu: veiẕ kultum yâ mûsâ len nasbira `alâ ta`âmiv vâhidin fed`u lenâ rabbeke yuḫric lenâ mimmâ tumbitu-l'ardu mim baklihâ vekiŝŝâihâ vefûmihâ ve`adesihâ vebesalihâ. kâle etestebdilûne-lleẕî huve ednâ billeẕî huve ḫayr. ihbitû misran feinne lekum mâ seeltum. veduribet `aleyhimu-ẕẕilletu velmeskenetu vebâû biğadabim mine-llâh. ẕâlike biennehum kânû yekfurûne biâyâti-llâhi veyaktulûne-nnebiyyîne biğayri-lhakk. ẕâlike bimâ `asav vekânû ya`tedûn.
Türkçe Meali: "Ey Musa! Bir çeşit yemeğe dayanamayacağız, bizim için Rabbine yalvar, bize, yerin bitirdiği sebze, hıyar, sarımsak, mercimek ve soğan yetiştirsin" demiştiniz de, "Hayırlı olanı daha düşük şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? Bir şehre inin, şüphesiz orada istediğiniz vardır" demişti. Onlara yoksulluk ve düşkünlük damgası vuruldu, Allah'ın gazabına uğradılar. Bu, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmelerindendi; bu, karşı gelmeleri ve taşkınlık yapmalarındandı.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 62. Ayet
Arapça: إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَٱلَّذِينَ هَادُوا۟ وَٱلنَّصَٰرَىٰ وَٱلصَّٰبِـِٔينَ مَنْ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَعَمِلَ صَٰلِحًۭا فَلَهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ
Türkçe Okunuşu: inne-lleẕîne âmenû velleẕîne hâdû vennesârâ vessâbi'îne men âmene billâhi velyevmi-l'âḫiri ve`amile sâlihan felehum ecruhum `inde rabbihim. velâ ḫavfun `aleyhim velâ hum yahzenûn.
Türkçe Meali: Şüphesiz, inananlar, Yahudi olanlar, Hıristiyanlar ve Sabiilerden Allah'a ve ahiret gününe inanıp yararlı iş yapanların ecirleri Rablerinin katındadır. Onlar için artık korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 63. Ayet
Arapça: وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَٰقَكُمْ وَرَفَعْنَا فَوْقَكُمُ ٱلطُّورَ خُذُوا۟ مَآ ءَاتَيْنَٰكُم بِقُوَّةٍۢ وَٱذْكُرُوا۟ مَا فِيهِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ
Türkçe Okunuşu: veiẕ eḫaẕnâ mîŝâkakum verafa`nâ fevkakumu-ttûr. ḫuẕû mâ âteynâkum bikuvvetiv veẕkurû mâ fîhi le`allekum tettekûn.
Türkçe Meali: Sizden kesin söz almıştık. Tur dağını yükselterek tepenize dikmiştik. "Allah'a karşı gelmekten sakınanlardan olabilmeniz için, size verdiğimiz Kitab'a kuvvetle sarılın, onda bulunanları hatırda tutun" demiştik.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 64. Ayet
Arapça: ثُمَّ تَوَلَّيْتُم مِّنۢ بَعْدِ ذَٰلِكَ ۖ فَلَوْلَا فَضْلُ ٱللَّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُۥ لَكُنتُم مِّنَ ٱلْخَٰسِرِينَ
Türkçe Okunuşu: ŝumme tevelleytum mim ba`di ẕâlik. felevlâ fadlu-llâhi `aleykum verahmetuhû lekuntum mine-lḫâsirîn.
Türkçe Meali: Bundan sonra yine yüz çevirdiniz; eğer Allah'ın size bol nimeti ve merhameti olmasaydı, muhakkak zarara uğrayanlardan olurdunuz.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 65. Ayet
Arapça: وَلَقَدْ عَلِمْتُمُ ٱلَّذِينَ ٱعْتَدَوْا۟ مِنكُمْ فِى ٱلسَّبْتِ فَقُلْنَا لَهُمْ كُونُوا۟ قِرَدَةً خَٰسِـِٔينَ
Türkçe Okunuşu: velekad `alimtumu-lleẕîne-`tedev minkum fi-ssebti fekulnâ lehum kûnû kiradeten ḫâsiîn.
Türkçe Meali: İçinizden cumartesi günü azgınlık edenleri elbette biliyorsunuz. Onlara "Aşağılık birer maymun olunuz" dedik; bunu, çağdaşlarına ve sonradan geleceklere bir ceza örneği ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlara öğüt olsun diye yaptık.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 66. Ayet
Arapça: فَجَعَلْنَٰهَا نَكَٰلًۭا لِّمَا بَيْنَ يَدَيْهَا وَمَا خَلْفَهَا وَمَوْعِظَةًۭ لِّلْمُتَّقِينَ
Türkçe Okunuşu: fece`alnâhâ nekâlel limâ beyne yedeyhâ vemâ ḫalfehâ vemev`iżatel lilmuttekîn.
Türkçe Meali: İçinizden cumartesi günü azgınlık edenleri elbette biliyorsunuz. Onlara "Aşağılık birer maymun olunuz" dedik; bunu, çağdaşlarına ve sonradan geleceklere bir ceza örneği ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlara öğüt olsun diye yaptık.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 67. Ayet
Arapça: وَإِذْ قَالَ مُوسَىٰ لِقَوْمِهِۦٓ إِنَّ ٱللَّهَ يَأْمُرُكُمْ أَن تَذْبَحُوا۟ بَقَرَةًۭ ۖ قَالُوٓا۟ أَتَتَّخِذُنَا هُزُوًۭا ۖ قَالَ أَعُوذُ بِٱللَّهِ أَنْ أَكُونَ مِنَ ٱلْجَٰهِلِينَ
Türkçe Okunuşu: veiẕ kâle mûsâ likavmihî inne-llâhe ye'murukum en teẕbehû bekarah. kâlû etetteḫiẕunâ huzuvâ. kâle e`ûẕu billâhi en ekûne mine-lcâhilîn.
Türkçe Meali: Musa milletine: "Allah muhakkak bir sığır boğazlamanızı buyuruyor" demişti; "Bizi alaya mı alıyorsun?" dediklerinde de: "Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım" dedi.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 68. Ayet
Arapça: قَالُوا۟ ٱدْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّن لَّنَا مَا هِىَ ۚ قَالَ إِنَّهُۥ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٌۭ لَّا فَارِضٌۭ وَلَا بِكْرٌ عَوَانٌۢ بَيْنَ ذَٰلِكَ ۖ فَٱفْعَلُوا۟ مَا تُؤْمَرُونَ
Türkçe Okunuşu: kâlu-d`u lenâ rabbeke yubeyyil lenâ mâ hî. kâle innehû yekûlu innehâ bekaratul lâ fâriduv velâ bikr. `avânum beyne ẕâlik. fef`alû mâ tu'merûn.
Türkçe Meali: "Rabbine bizim adımıza yalvar da onun mahiyetini bize bildirsin" dediler, "O, onun ne pek kart, ne pek körpe, ikisi ortası bir sığır olduğunu söylüyor, size emrolunanı yapın" dedi.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 69. Ayet
Arapça: قَالُوا۟ ٱدْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّن لَّنَا مَا لَوْنُهَا ۚ قَالَ إِنَّهُۥ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٌۭ صَفْرَآءُ فَاقِعٌۭ لَّوْنُهَا تَسُرُّ ٱلنَّٰظِرِينَ
Türkçe Okunuşu: kâlu-d`u lenâ rabbeke yubeyyil lenâ mâ levnuhâ. kâle innehû yekûlu innehâ bekaratun safrâu fâki`ul levnuhâ tesurru-nnâżirîn.
Türkçe Meali: "Rabbine bizim adımıza yalvar da ne renk olduğunu bize bildirsin" dediler. "O, onun, bakanların içini açan parlak sarı renkli bir sığır olduğunu söylüyor" dedi.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 70. Ayet
Arapça: قَالُوا۟ ٱدْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّن لَّنَا مَا هِىَ إِنَّ ٱلْبَقَرَ تَشَٰبَهَ عَلَيْنَا وَإِنَّآ إِن شَآءَ ٱللَّهُ لَمُهْتَدُونَ
Türkçe Okunuşu: kâlu-d`u lenâ rabbeke yubeyyil lenâ mâ hiye inne-lbekara teşâbehe `aleynâ. veinnâ in şâe-llâhu lemuhtedûn.
Türkçe Meali: "Rabbine bizim adımıza yalvar da, mahiyetini bize bildirsin, çünkü sığırlar, bizce, birbirine benzemektedir. Allah dilerse biz şüphesiz doğruyu bulmuş oluruz" dediler.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 71. Ayet
Arapça: قَالَ إِنَّهُۥ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٌۭ لَّا ذَلُولٌۭ تُثِيرُ ٱلْأَرْضَ وَلَا تَسْقِى ٱلْحَرْثَ مُسَلَّمَةٌۭ لَّا شِيَةَ فِيهَا ۚ قَالُوا۟ ٱلْـَٰٔنَ جِئْتَ بِٱلْحَقِّ ۚ فَذَبَحُوهَا وَمَا كَادُوا۟ يَفْعَلُونَ
Türkçe Okunuşu: kâle innehû yekûlu innehâ bekaratul lâ ẕelûlun tuŝîru-l'arda velâ teski-lharŝ. musellemetul lâ şiyete fîhâ. kâlu-l'âne ci'te bilhakk. feẕebehûhâ vemâ kâdû yef`alûn.
Türkçe Meali: "Yeri sürüp, ekini sulayarak boyunduruk altında ezilmemiş, kusursuz, alacasız bir sığır olduğunu söylüyor" dedi. "Şimdi gerçeği bildirdin" deyip sığırı boğazladılar; az kalsın bunu yapmayacaklardı.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 72. Ayet
Arapça: وَإِذْ قَتَلْتُمْ نَفْسًۭا فَٱدَّٰرَْٰٔتُمْ فِيهَا ۖ وَٱللَّهُ مُخْرِجٌۭ مَّا كُنتُمْ تَكْتُمُونَ
Türkçe Okunuşu: veiẕ kateltum nefsen feddâra'tum fîhâ. vellâhu muḫricum mâ kuntum tektumûn.
Türkçe Meali: Siz bir kimseyi öldürmüş ve bunu birbirinize atmıştınız; oysa Allah gizlemekte olduğunuzu ortaya çıkaracaktı.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 73. Ayet
Arapça: فَقُلْنَا ٱضْرِبُوهُ بِبَعْضِهَا ۚ كَذَٰلِكَ يُحْىِ ٱللَّهُ ٱلْمَوْتَىٰ وَيُرِيكُمْ ءَايَٰتِهِۦ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ
Türkçe Okunuşu: fekulne-dribûhu biba`dihâ. keẕâlike yuhyi-llâhu-lmevtâ veyurîkum âyâtihî le`allekum ta`kilûn.
Türkçe Meali: "Sığırın bir parçasıyla ona vurun" dedik. İşte böylece Allah ölüleri diriltir ve aklınızı kullanasınız diye size ayetlerini gösterir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 74. Ayet
Arapça: ثُمَّ قَسَتْ قُلُوبُكُم مِّنۢ بَعْدِ ذَٰلِكَ فَهِىَ كَٱلْحِجَارَةِ أَوْ أَشَدُّ قَسْوَةًۭ ۚ وَإِنَّ مِنَ ٱلْحِجَارَةِ لَمَا يَتَفَجَّرُ مِنْهُ ٱلْأَنْهَٰرُ ۚ وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَشَّقَّقُ فَيَخْرُجُ مِنْهُ ٱلْمَآءُ ۚ وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَهْبِطُ مِنْ خَشْيَةِ ٱللَّهِ ۗ وَمَا ٱللَّهُ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ
Türkçe Okunuşu: ŝumme kaset kulûbukum mim ba`di ẕâlike fehiye kelhicârati ev eşeddu kasveh. veinne mine-lhicârati lemâ yetefecceru minhu-l'enhâr. veinne minhâ lemâ yeşşekkaku feyaḫrucu minhu-lmâ'. veinne minhâ lemâ yehbitu min ḫaşyeti-llâh. veme-llâhu biğâfilin `ammâ ta`melûn.
Türkçe Meali: Sonra kalbleriniz yine katılaştı, taş gibi, hatta daha da katı oldu. Nitekim taşlar arasında kendisinden ırmaklar fışkıran vardır; yarılıp su çıkan vardır; Allah korkusundan yuvarlananlar vardır. Allah yaptıklarınızı bilmez değildir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 75. Ayet
Arapça: ۞ أَفَتَطْمَعُونَ أَن يُؤْمِنُوا۟ لَكُمْ وَقَدْ كَانَ فَرِيقٌۭ مِّنْهُمْ يَسْمَعُونَ كَلَٰمَ ٱللَّهِ ثُمَّ يُحَرِّفُونَهُۥ مِنۢ بَعْدِ مَا عَقَلُوهُ وَهُمْ يَعْلَمُونَ
Türkçe Okunuşu: efetatme`ûne ey yu'minû lekum vekad kâne ferîkum minhum yesme`ûne kelâme-llâhi ŝumme yuharrifûnehû mim ba`di mâ `akalûhu vehum ya`lemûn.
Türkçe Meali: Size inanacaklarını umuyor musunuz? Oysa onlardan bir takımı Allah'ın sözünü işitiyor, ona akılları yattıktan sonra, bile bile onu tahrif ediyorlardı.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 76. Ayet
Arapça: وَإِذَا لَقُوا۟ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ قَالُوٓا۟ ءَامَنَّا وَإِذَا خَلَا بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍۢ قَالُوٓا۟ أَتُحَدِّثُونَهُم بِمَا فَتَحَ ٱللَّهُ عَلَيْكُمْ لِيُحَآجُّوكُم بِهِۦ عِندَ رَبِّكُمْ ۚ أَفَلَا تَعْقِلُونَ
Türkçe Okunuşu: veiẕâ leku-lleẕîne âmenû kâlû âmennâ. veiẕâ ḫalâ ba`duhum ilâ ba`din kâlû etuhaddiŝûnehum bimâ feteha-llâhu `aleykum liyuhâccûkum bihî `inde rabbikum. efelâ ta`kilûn.
Türkçe Meali: İnananlarla karşılaştıkları zaman, "İnandık" derlerdi; birbirleriyle yalnız kaldıklarında, "Rabbinizin katında size karşı hüccet göstersinler diye mi Allah'ın size açıkladığını onlara anlatıyorsunuz? Bunu akletmiyor musunuz?" derlerdi.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 77. Ayet
Arapça: أَوَلَا يَعْلَمُونَ أَنَّ ٱللَّهَ يَعْلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعْلِنُونَ
Türkçe Okunuşu: evelâ ya`lemûne enne-llâhe ya`lemu mâ yusirrûne vemâ yu`linûn.
Türkçe Meali: Gizlediklerini de, açıkladıklarını da Allah'ın bildiğini bilmiyorlar mı?
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 78. Ayet
Arapça: وَمِنْهُمْ أُمِّيُّونَ لَا يَعْلَمُونَ ٱلْكِتَٰبَ إِلَّآ أَمَانِىَّ وَإِنْ هُمْ إِلَّا يَظُنُّونَ
Türkçe Okunuşu: veminhum ummiyyûne lâ ya`lemûne-lkitâbe illâ emâniyye vein hum illâ yeżunnûn.
Türkçe Meali: Onların bir kısmının okuyup yazması yoktu. Kitab'ı bilmezlerdi; bildikleri sadece bir takım yalan ve kuruntulardı. Onlar ancak vehim içindedirler.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 79. Ayet
Arapça: فَوَيْلٌۭ لِّلَّذِينَ يَكْتُبُونَ ٱلْكِتَٰبَ بِأَيْدِيهِمْ ثُمَّ يَقُولُونَ هَٰذَا مِنْ عِندِ ٱللَّهِ لِيَشْتَرُوا۟ بِهِۦ ثَمَنًۭا قَلِيلًۭا ۖ فَوَيْلٌۭ لَّهُم مِّمَّا كَتَبَتْ أَيْدِيهِمْ وَوَيْلٌۭ لَّهُم مِّمَّا يَكْسِبُونَ
Türkçe Okunuşu: feveylul lilleẕîne yektubûne-lkitâbe bieydîhim ŝumme yekûlûne hâẕâ min `indi-llâhi liyeşterû bihî ŝemenen kalîlâ. feveylul lehum mimmâ ketebet eydîhim veveylul lehum mimmâ yeksibûn.
Türkçe Meali: Vay, Kitabı elleriyle yazıp, sonra da onu az bir değere satmak için, "Bu Allah katındandır" diyenlere! Vay ellerinin yazdıklarına! Vay kazandıklarına!
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 80. Ayet
Arapça: وَقَالُوا۟ لَن تَمَسَّنَا ٱلنَّارُ إِلَّآ أَيَّامًۭا مَّعْدُودَةًۭ ۚ قُلْ أَتَّخَذْتُمْ عِندَ ٱللَّهِ عَهْدًۭا فَلَن يُخْلِفَ ٱللَّهُ عَهْدَهُۥٓ ۖ أَمْ تَقُولُونَ عَلَى ٱللَّهِ مَا لَا تَعْلَمُونَ
Türkçe Okunuşu: vekâlû len temessene-nnâru illâ eyyâmem ma`dûdeh. kul etteḫaẕtum `inde-llâhi `ahden feley yuḫlife-llâhu `ahdehû em tekûlûne `ale-llâhi mâ lâ ta`lemûn.
Türkçe Meali: "Ateş bize sadece sayılı birkaç gün değecektir", derler; sor, "Allah katından siz söz mü aldınız?", eğer öyle ise Allah sözünden caymayacaktır. "Yoksa Allah'a karşı bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsunuz?"
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 81. Ayet
Arapça: بَلَىٰ مَن كَسَبَ سَيِّئَةًۭ وَأَحَٰطَتْ بِهِۦ خَطِيٓـَٔتُهُۥ فَأُو۟لَٰٓئِكَ أَصْحَٰبُ ٱلنَّارِ ۖ هُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ
Türkçe Okunuşu: belâ men kesebe seyyietev veehâtat bihî ḫatîetuhû feulâike ashâbu-nnâr. hum fîhâ ḫâlidûn.
Türkçe Meali: Hayır öyle değil; kötülük işleyip suçu kendisini kuşatmış olan kimseler; cehennemlikler işte onlardır. Onlar orada temellidirler.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 82. Ayet
Arapça: وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ أُو۟لَٰٓئِكَ أَصْحَٰبُ ٱلْجَنَّةِ ۖ هُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ
Türkçe Okunuşu: velleẕîne âmenû ve`amilu-ssâlihâti ulâike ashâbu-lcenneh. hum fîhâ ḫâlidûn.
Türkçe Meali: İnanıp yararlı işler yapan kimseler cennetlik olanlardır, onlar da orada temellidirler.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 83. Ayet
Arapça: وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَٰقَ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ لَا تَعْبُدُونَ إِلَّا ٱللَّهَ وَبِٱلْوَٰلِدَيْنِ إِحْسَانًۭا وَذِى ٱلْقُرْبَىٰ وَٱلْيَتَٰمَىٰ وَٱلْمَسَٰكِينِ وَقُولُوا۟ لِلنَّاسِ حُسْنًۭا وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ ثُمَّ تَوَلَّيْتُمْ إِلَّا قَلِيلًۭا مِّنكُمْ وَأَنتُم مُّعْرِضُونَ
Türkçe Okunuşu: veiẕ eḫaẕnâ mîŝâka benî isrâîle lâ ta`budûne ille-llâhe vebilvâlideyni ihsânev veẕi-lkurbâ velyetâmâ velmesâkîni vekûlû linnâsi husnev veekîmu-ssalâte veâtu-zzekâh. ŝumme tevelleytum illâ kalîlem minkum veentum mu`ridûn.
Türkçe Meali: İsrailoğullarından, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anne babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilik edin, insanlarla güzel güzel konuşun, namazı kılın, zekatı verin" diye söz almıştık. Sonra siz pek azınız müstesna, döndünüz; hala da yüz çevirip duruyorsunuz.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 84. Ayet
Arapça: وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَٰقَكُمْ لَا تَسْفِكُونَ دِمَآءَكُمْ وَلَا تُخْرِجُونَ أَنفُسَكُم مِّن دِيَٰرِكُمْ ثُمَّ أَقْرَرْتُمْ وَأَنتُمْ تَشْهَدُونَ
Türkçe Okunuşu: veiẕ eḫaẕnâ mîŝâkakum lâ tesfikûne dimâekum velâ tuḫricûne enfusekum min diyârikum ŝumme akrartum veentum teşhedûn.
Türkçe Meali: Kanınızı dökmeyin, birbirinizi yurdunuzdan sürmeyin diye sizden söz almıştık, sonra bunu böylece kabul etmiştiniz, buna siz şahidsiniz.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 85. Ayet
Arapça: ثُمَّ أَنتُمْ هَٰٓؤُلَآءِ تَقْتُلُونَ أَنفُسَكُمْ وَتُخْرِجُونَ فَرِيقًۭا مِّنكُم مِّن دِيَٰرِهِمْ تَظَٰهَرُونَ عَلَيْهِم بِٱلْإِثْمِ وَٱلْعُدْوَٰنِ وَإِن يَأْتُوكُمْ أُسَٰرَىٰ تُفَٰدُوهُمْ وَهُوَ مُحَرَّمٌ عَلَيْكُمْ إِخْرَاجُهُمْ ۚ أَفَتُؤْمِنُونَ بِبَعْضِ ٱلْكِتَٰبِ وَتَكْفُرُونَ بِبَعْضٍۢ ۚ فَمَا جَزَآءُ مَن يَفْعَلُ ذَٰلِكَ مِنكُمْ إِلَّا خِزْىٌۭ فِى ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا ۖ وَيَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ يُرَدُّونَ إِلَىٰٓ أَشَدِّ ٱلْعَذَابِ ۗ وَمَا ٱللَّهُ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ
Türkçe Okunuşu: ŝumme entum hâulâi taktulûne enfusekum vetuḫricûne ferîkam minkum min diyârihim. teżâherûne `aleyhim bil'iŝmi vel`udvân. veiy ye'tûkum usârâ tufâdûhum vehuve muharramun `aleykum iḫrâcuhum. efetu'minûne biba`di-lkitâbi vetekfurûne biba`d. femâ cezâu mey yef`alu ẕâlike minkum illâ ḫizyun fi-lhayâti-ddunyâ. veyevme-lkiyâmeti yuraddûne ilâ eşeddi-l`aẕâb. veme-llâhu biğâfilin `ammâ ta`melûn.
Türkçe Meali: Sonra siz, birbirinizi öldüren, aranızdan bir takımı memleketlerinden süren, onlara karşı günah ve düşmanlıkta birleşen, onları çıkarmak haramken size esir olarak geldiklerinde fidyelerini vermeye kalkan kimselersiniz. Kitabın bir kısmına inanıp, bir kısmını inkar mı ediyorsunuz? Aranızda böyle yapanın cezası ancak dünya hayatında rezil olmaktır. Ahiret gününde de azabın en şiddetlisine onlar uğratılırlar. Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 86. Ayet
Arapça: أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ ٱشْتَرَوُا۟ ٱلْحَيَوٰةَ ٱلدُّنْيَا بِٱلْءَاخِرَةِ ۖ فَلَا يُخَفَّفُ عَنْهُمُ ٱلْعَذَابُ وَلَا هُمْ يُنصَرُونَ
Türkçe Okunuşu: ulâike-lleẕîne-şteravu-lhayâte-ddunyâ bil'âḫirati. felâ yuḫaffefu `anhumu-l`aẕâbu velâ hum yunsarûn.
Türkçe Meali: Onlar ahiret karşılığında dünya hayatını satın alan kimselerdir, bu yüzden azabları hafifletilmez, onlar yardım da görmezler.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 87. Ayet
Arapça: وَلَقَدْ ءَاتَيْنَا مُوسَى ٱلْكِتَٰبَ وَقَفَّيْنَا مِنۢ بَعْدِهِۦ بِٱلرُّسُلِ ۖ وَءَاتَيْنَا عِيسَى ٱبْنَ مَرْيَمَ ٱلْبَيِّنَٰتِ وَأَيَّدْنَٰهُ بِرُوحِ ٱلْقُدُسِ ۗ أَفَكُلَّمَا جَآءَكُمْ رَسُولٌۢ بِمَا لَا تَهْوَىٰٓ أَنفُسُكُمُ ٱسْتَكْبَرْتُمْ فَفَرِيقًۭا كَذَّبْتُمْ وَفَرِيقًۭا تَقْتُلُونَ
Türkçe Okunuşu: velekad âteynâ mûse-lkitâbe vekaffeynâ mim ba`dihî birrusuli veâteynâ `îse-bne meryeme-lbeyyinâti veeyyednâhu birûhi-lkudus. efekullemâ câekum rasûlum bimâ lâ tehvâ enfusukumu-stekbertum. feferîkan keẕẕebtum veferîkan taktulûn.
Türkçe Meali: And olsun ki, Musa'ya kitap verdik, ondan sonra ardarda peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya belgeler verdik, onu Ruhul Kudüs ile destekledik. Size bir peygamber nefsinizin hoşlanmadığı bir şey getirdikçe, büyüklük taslayarak, bir kısmını yalancı sayıp, bir kısmını öldürür müsünüz?
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 88. Ayet
Arapça: وَقَالُوا۟ قُلُوبُنَا غُلْفٌۢ ۚ بَل لَّعَنَهُمُ ٱللَّهُ بِكُفْرِهِمْ فَقَلِيلًۭا مَّا يُؤْمِنُونَ
Türkçe Okunuşu: vekâlû kulûbunâ ğulf. bel le`anehumu-llâhu bikufrihim fekalîlem mâ yu'minûn.
Türkçe Meali: "Kalplerimiz perdelidir" dediler, hayır, Allah inkarlarından dolayı onları lanetlemiştir. Onların pek azı inanırlar.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 89. Ayet
Arapça: وَلَمَّا جَآءَهُمْ كِتَٰبٌۭ مِّنْ عِندِ ٱللَّهِ مُصَدِّقٌۭ لِّمَا مَعَهُمْ وَكَانُوا۟ مِن قَبْلُ يَسْتَفْتِحُونَ عَلَى ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ فَلَمَّا جَآءَهُم مَّا عَرَفُوا۟ كَفَرُوا۟ بِهِۦ ۚ فَلَعْنَةُ ٱللَّهِ عَلَى ٱلْكَٰفِرِينَ
Türkçe Okunuşu: velemmâ câehum kitâbum min `indi-llâhi musaddikul limâ me`ahum vekânû min kablu yesteftihûne `ale-lleẕîne keferû. felemmâ câehum mâ `arafû keferû bih. fela`netu-llâhi `ale-lkâfirîn.
Türkçe Meali: Vaktaki Allah katından onlara, kendilerinde olanı tasdik eden Kitap geldi ki onlar bundan önceleri, inkar edenlere karşı kendilerine yardım gelmesini beklerlerdi, bildikleri gelince onu inkar ettiler. Allah'ın laneti, inkar edenlerin üzerine olsun.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 90. Ayet
Arapça: بِئْسَمَا ٱشْتَرَوْا۟ بِهِۦٓ أَنفُسَهُمْ أَن يَكْفُرُوا۟ بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ بَغْيًا أَن يُنَزِّلَ ٱللَّهُ مِن فَضْلِهِۦ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ مِنْ عِبَادِهِۦ ۖ فَبَآءُو بِغَضَبٍ عَلَىٰ غَضَبٍۢ ۚ وَلِلْكَٰفِرِينَ عَذَابٌۭ مُّهِينٌۭ
Türkçe Okunuşu: bi'seme-şterav bihî enfusehum ey yekfurû bimâ enzele-llâhu bağyen ey yunezzile-llâhu min fadlihî `alâ mey yeşâu min `ibâdih. febâû biğadabin `alâ ğadab. velilkâfirîne `aẕâbum muhîn.
Türkçe Meali: Allah'ın kullarından dilediğine, bol ihsanından indirmesini çekemeyerek, Allah'ın indirdiğini inkar etmekle, kendilerini ne kötü bir şey karşılığında sattılar. Bu yüzden gazab üstüne gazaba uğradılar. Kafirlere alçaltıcı bir azab vardır.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 91. Ayet
Arapça: وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ ءَامِنُوا۟ بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ قَالُوا۟ نُؤْمِنُ بِمَآ أُنزِلَ عَلَيْنَا وَيَكْفُرُونَ بِمَا وَرَآءَهُۥ وَهُوَ ٱلْحَقُّ مُصَدِّقًۭا لِّمَا مَعَهُمْ ۗ قُلْ فَلِمَ تَقْتُلُونَ أَنۢبِيَآءَ ٱللَّهِ مِن قَبْلُ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ
Türkçe Okunuşu: veiẕâ kîle lehum âminû bimâ enzele-llâhu kâlû nu'minu bimâ unzile `aleynâ veyekfurûne bimâ verâehû vehuve-lhakku musaddikal limâ me`ahum. kul felime taktulûne embiyâe-llâhi min kablu in kuntum mu'minîn.
Türkçe Meali: Onlara, "Allah'ın indirdiğine inanın" denildiğinde "Bize indirilene inanırız" deyip ondan sonra gelen Kuran'ı inkar ederler; halbuki o, ellerinde bulunan Tevrat'ı tasdik eden hak bir Kitap'dır. Onlara "Eğer inanıyor idiyseniz niçin daha önce Allah'ın peygamberlerini öldürüyordunuz?" diye sor.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 92. Ayet
Arapça: ۞ وَلَقَدْ جَآءَكُم مُّوسَىٰ بِٱلْبَيِّنَٰتِ ثُمَّ ٱتَّخَذْتُمُ ٱلْعِجْلَ مِنۢ بَعْدِهِۦ وَأَنتُمْ ظَٰلِمُونَ
Türkçe Okunuşu: velekad câekum mûsâ bilbeyyinâti ŝumme-tteḫaẕtumu-l`icle mim ba`dihî veentum żâlimûn.
Türkçe Meali: And olsun ki, Musa size mucizeler getirdi, sonra ardından kendinize yazık ederek buzağıyı tanrı olarak benimsediniz.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 93. Ayet
Arapça: وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَٰقَكُمْ وَرَفَعْنَا فَوْقَكُمُ ٱلطُّورَ خُذُوا۟ مَآ ءَاتَيْنَٰكُم بِقُوَّةٍۢ وَٱسْمَعُوا۟ ۖ قَالُوا۟ سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا وَأُشْرِبُوا۟ فِى قُلُوبِهِمُ ٱلْعِجْلَ بِكُفْرِهِمْ ۚ قُلْ بِئْسَمَا يَأْمُرُكُم بِهِۦٓ إِيمَٰنُكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ
Türkçe Okunuşu: veiẕ eḫaẕnâ mîŝâkakum verafa`nâ fevkakumu-ttûr. ḫuẕû mâ âteynâkum bikuvvetiv vesme`û. kâlû semi`nâ ve`asaynâ veuşribû fî kulûbihimu-l`icle bikufrihim. kul bi'semâ ye'murukum bihî îmânukum in kuntum mu'minîn.
Türkçe Meali: Sizden kesin söz almış ve Tur'u tepenize dikmiştik, "Size verdiğimize kuvvetle sarılın ve dinleyin" demiştik "İşittik ve karşı geldik" dediler de inkarları yüzünden buzağı sevgisi kalblerine sindirildi. De ki, "Eğer inanmışsanız, imanınız size ne kötü şey emrediyor?"
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 94. Ayet
Arapça: قُلْ إِن كَانَتْ لَكُمُ ٱلدَّارُ ٱلْءَاخِرَةُ عِندَ ٱللَّهِ خَالِصَةًۭ مِّن دُونِ ٱلنَّاسِ فَتَمَنَّوُا۟ ٱلْمَوْتَ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ
Türkçe Okunuşu: kul in kânet lekumu-ddâru-l'âḫiratu `inde-llâhi ḫâlisatem min dûni-nnâsi fetemennevu-lmevte in kuntum sâdikîn.
Türkçe Meali: De ki, "Eğer ahiret yurdu Allah katında başkalarına değil de yalnız size mahsus ise ve eğer doğru sözlü iseniz, ölümü dilesenize!"
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 95. Ayet
Arapça: وَلَن يَتَمَنَّوْهُ أَبَدًۢا بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ ۗ وَٱللَّهُ عَلِيمٌۢ بِٱلظَّٰلِمِينَ
Türkçe Okunuşu: veley yetemennevhu ebedem bimâ kaddemet eydîhim. vellâhu `alîmum biżżâlimîn.
Türkçe Meali: Bunu, önceden işlediklerinden ötürü, asla dilemeyeceklerdir. Allah zalimleri bilir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 96. Ayet
Arapça: وَلَتَجِدَنَّهُمْ أَحْرَصَ ٱلنَّاسِ عَلَىٰ حَيَوٰةٍۢ وَمِنَ ٱلَّذِينَ أَشْرَكُوا۟ ۚ يَوَدُّ أَحَدُهُمْ لَوْ يُعَمَّرُ أَلْفَ سَنَةٍۢ وَمَا هُوَ بِمُزَحْزِحِهِۦ مِنَ ٱلْعَذَابِ أَن يُعَمَّرَ ۗ وَٱللَّهُ بَصِيرٌۢ بِمَا يَعْمَلُونَ
Türkçe Okunuşu: veletecidennehum ahrasa-nnâsi `alâ hayâh. vemine-lleẕîne eşrakû yeveddu ehaduhum lev yu`ammeru elfe seneh. vemâ huve bimuzahzihihî mine-l`aẕâbi ey yu`ammer. vellâhu besîrum bimâ ya`melûn.
Türkçe Meali: And olsun ki, onların hayata diğer insanlardan ve hatta Allah'a eş koşanlardan da daha düşkün olduklarını görürsün. Her biri ömrünün bin yıl olmasını ister. Oysa uzun ömürlü olması onu azabdan uzaklaştırmaz. Allah onların yaptıklarını görür.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 97. Ayet
Arapça: قُلْ مَن كَانَ عَدُوًّۭا لِّجِبْرِيلَ فَإِنَّهُۥ نَزَّلَهُۥ عَلَىٰ قَلْبِكَ بِإِذْنِ ٱللَّهِ مُصَدِّقًۭا لِّمَا بَيْنَ يَدَيْهِ وَهُدًۭى وَبُشْرَىٰ لِلْمُؤْمِنِينَ
Türkçe Okunuşu: kul men kâne `aduvvel licibrîle feinnehû nezzelehû `alâ kalbike biiẕni-llâhi musaddikal limâ beyne yedeyhi vehudev vebuşrâ lilmu'minîn.
Türkçe Meali: De ki, "Cebrail'e düşman olan kimse Allah'a düşmandır", çünkü O, Kuran'ı Allah'ın izniyle kendinden öncekini tasdik ederek, yol gösterici ve inananlara müjdeci olarak senin kalbine indirmiştir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 98. Ayet
Arapça: مَن كَانَ عَدُوًّۭا لِّلَّهِ وَمَلَٰٓئِكَتِهِۦ وَرُسُلِهِۦ وَجِبْرِيلَ وَمِيكَىٰلَ فَإِنَّ ٱللَّهَ عَدُوٌّۭ لِّلْكَٰفِرِينَ
Türkçe Okunuşu: men kâne `aduvvel lillâhi vemelâiketihî verusulihî vecibrîle vemîkâle feinne-llâhe `aduvvul lilkâfirîn.
Türkçe Meali: Allah'a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail'e ve Mikail'e düşman olan kimse inkar etmiş olur. Allah şüphesiz, inkar edenlerin düşmanıdır.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 99. Ayet
Arapça: وَلَقَدْ أَنزَلْنَآ إِلَيْكَ ءَايَٰتٍۭ بَيِّنَٰتٍۢ ۖ وَمَا يَكْفُرُ بِهَآ إِلَّا ٱلْفَٰسِقُونَ
Türkçe Okunuşu: velekad enzelnâ ileyke âyâtim beyyinât. vemâ yekfuru bihâ ille-lfâsikûn.
Türkçe Meali: And olsun ki, sana apaçık ayetler indirdik. Onları sadece yoldan çıkmışlar inkar eder.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 100. Ayet
Arapça: أَوَكُلَّمَا عَٰهَدُوا۟ عَهْدًۭا نَّبَذَهُۥ فَرِيقٌۭ مِّنْهُم ۚ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ
Türkçe Okunuşu: evekullemâ `âhedû `ahden nebeẕehû ferîkum minhum. bel ekŝeruhum lâ yu'minûn.
Türkçe Meali: Onlar, her ne zaman bir ahidde bulunmuşlarsa içlerinden bir takımı onu bozmamış mıdır? Zaten onların çoğu inanmazlar.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 101. Ayet
Arapça: وَلَمَّا جَآءَهُمْ رَسُولٌۭ مِّنْ عِندِ ٱللَّهِ مُصَدِّقٌۭ لِّمَا مَعَهُمْ نَبَذَ فَرِيقٌۭ مِّنَ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَٰبَ كِتَٰبَ ٱللَّهِ وَرَآءَ ظُهُورِهِمْ كَأَنَّهُمْ لَا يَعْلَمُونَ
Türkçe Okunuşu: velemmâ câehum rasûlum min `indi-llâhi musaddikul limâ me`ahum nebeẕe ferîkum mine-lleẕîne ûtu-lkitâb. kitâbe-llâhi verâe żuhûrihim keennehum lâ ya`lemûn.
Türkçe Meali: Yanlarındakini doğrulayan bir Peygamber, Allah katından onlara gelince Kitap verilenlerden bir takımı, bilmiyorlarmış gibi, Allah'ın Kitabı'nı arkalarına attılar.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 102. Ayet
Arapça: وَٱتَّبَعُوا۟ مَا تَتْلُوا۟ ٱلشَّيَٰطِينُ عَلَىٰ مُلْكِ سُلَيْمَٰنَ ۖ وَمَا كَفَرَ سُلَيْمَٰنُ وَلَٰكِنَّ ٱلشَّيَٰطِينَ كَفَرُوا۟ يُعَلِّمُونَ ٱلنَّاسَ ٱلسِّحْرَ وَمَآ أُنزِلَ عَلَى ٱلْمَلَكَيْنِ بِبَابِلَ هَٰرُوتَ وَمَٰرُوتَ ۚ وَمَا يُعَلِّمَانِ مِنْ أَحَدٍ حَتَّىٰ يَقُولَآ إِنَّمَا نَحْنُ فِتْنَةٌۭ فَلَا تَكْفُرْ ۖ فَيَتَعَلَّمُونَ مِنْهُمَا مَا يُفَرِّقُونَ بِهِۦ بَيْنَ ٱلْمَرْءِ وَزَوْجِهِۦ ۚ وَمَا هُم بِضَآرِّينَ بِهِۦ مِنْ أَحَدٍ إِلَّا بِإِذْنِ ٱللَّهِ ۚ وَيَتَعَلَّمُونَ مَا يَضُرُّهُمْ وَلَا يَنفَعُهُمْ ۚ وَلَقَدْ عَلِمُوا۟ لَمَنِ ٱشْتَرَىٰهُ مَا لَهُۥ فِى ٱلْءَاخِرَةِ مِنْ خَلَٰقٍۢ ۚ وَلَبِئْسَ مَا شَرَوْا۟ بِهِۦٓ أَنفُسَهُمْ ۚ لَوْ كَانُوا۟ يَعْلَمُونَ
Türkçe Okunuşu: vettebe`û mâ tetlu-şşeyâtînu `alâ mulki suleymân. vemâ kefera suleymânu velâkinne-şşeyâtîne keferû yu`allimûne-nnâse-ssihr. vemâ unzile `ale-lmelekeyni bibâbile hârûte vemârût. vemâ yu`allimâni min ehadin hattâ yekûlâ innemâ nahnu fitnetun felâ tekfur. feyete`allemûne minhumâ mâ yuferrikûne bihî beyne-lmer'i vezevcih. vemâ hum bidârrîne bihî min ehadin illâ biiẕni-llâh. veyete`allemûne mâ yedurruhum velâ yenfe`uhum. velekad `alimû lemeni-şterâhu mâ lehû fi-l'âḫirati min ḫalâk. velebi'se mâ şerav bihî enfusehum. lev kânû ya`lemûn.
Türkçe Meali: Şeytanların Süleyman'ın hükümdarlığı hakkında söylediklerine uydular. Oysa Süleyman kafir değildi, ama insanlara sihri öğreten şeytanlar kafir olmuşlardı. Babil'de, melek denilen Harut ve Marut'a bir şey indirilmemişti. Bu ikisi "Biz sadece imtihan ediyoruz, sakın inkar etme" demedikçe kimseye bir şey öğretmezlerdi. Halbuki bu ikisinden, koca ile karısının arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı. Oysa Allah'ın izni olmadıkça onlar kimseye zarar veremezlerdi. Kendilerine zarar verecek, faydalı olmayacak şeyler öğreniyorlardı. And olsun ki, onu satın alanın ahiretten bir nasibi olmadığını biliyorlardı. Kendilerini karşılığında sattıkları şeyin ne kötü olduğunu keşke bilselerdi!
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 103. Ayet
Arapça: وَلَوْ أَنَّهُمْ ءَامَنُوا۟ وَٱتَّقَوْا۟ لَمَثُوبَةٌۭ مِّنْ عِندِ ٱللَّهِ خَيْرٌۭ ۖ لَّوْ كَانُوا۟ يَعْلَمُونَ
Türkçe Okunuşu: velev ennehum âmenû vettekav lemeŝûbetum min `indi-llâhi ḫayr. lev kânû ya`lemûn.
Türkçe Meali: Onlar inanıp, Allah'a karşı gelmekten sakınsalardı, Allah katından olan sevab daha hayırlı olurdu. Keşke bilselerdi!
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 104. Ayet
Arapça: يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَقُولُوا۟ رَٰعِنَا وَقُولُوا۟ ٱنظُرْنَا وَٱسْمَعُوا۟ ۗ وَلِلْكَٰفِرِينَ عَذَابٌ أَلِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: yâ eyyuhe-lleẕîne âmenû lâ tekûlû râ`inâ vekûlu-nẕurnâ vesme`û. velilkâfirîne `aẕâbun elîm.
Türkçe Meali: Ey inananlar! Peygamber'e, "Bizi de dinle" (raina; kötü anlama gelebilecek söz) demeyin, "Bizi gözet" (unzurna) deyin ve dinleyin, inkar edenlere elem verici azab vardır.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 105. Ayet
Arapça: مَّا يَوَدُّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ مِنْ أَهْلِ ٱلْكِتَٰبِ وَلَا ٱلْمُشْرِكِينَ أَن يُنَزَّلَ عَلَيْكُم مِّنْ خَيْرٍۢ مِّن رَّبِّكُمْ ۗ وَٱللَّهُ يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهِۦ مَن يَشَآءُ ۚ وَٱللَّهُ ذُو ٱلْفَضْلِ ٱلْعَظِيمِ
Türkçe Okunuşu: mâ yeveddu-lleẕîne keferû min ehli-lkitâbi vele-lmuşrikîne ey yunezzele `aleykum min ḫayrim mir rabbikum. vellâhu yaḫtessu birahmetihî mey yeşâ'. vellâhu ẕu-lfadli-l`ażîm.
Türkçe Meali: Kitap ehlinden ve Allah'a eş koşanlardan inkar edenler, Rabbinizden size bir iyilik gelmesini istemezler. Allah, rahmetini dilediğine tahsis eder. Allah büyük nimet sahibidir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 106. Ayet
Arapça: ۞ مَا نَنسَخْ مِنْ ءَايَةٍ أَوْ نُنسِهَا نَأْتِ بِخَيْرٍۢ مِّنْهَآ أَوْ مِثْلِهَآ ۗ أَلَمْ تَعْلَمْ أَنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍۢ قَدِيرٌ
Türkçe Okunuşu: mâ nensaḫ min âyetin ev nunsihâ ne'ti biḫayrim minhâ ev miŝlihâ. elem ta`lem enne-llâhe `alâ kulli şey'in kadîr.
Türkçe Meali: Herhangi bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya unutturursak, onun yerine daha hayırlısını veya onun benzerini getiririz. Allah'ın her şeye kadir olduğunu bilmez misin?
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 107. Ayet
Arapça: أَلَمْ تَعْلَمْ أَنَّ ٱللَّهَ لَهُۥ مُلْكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ ۗ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ مِن وَلِىٍّۢ وَلَا نَصِيرٍ
Türkçe Okunuşu: elem ta`lem enne-llâhe lehû mulku-ssemâvâti vel'ard. vemâ lekum min dûni-llâhi miv veliyyiv velâ nesîr.
Türkçe Meali: Göklerin ve yerin Hükümdarlığının Allah'a aid olduğunu bilmez misin? Allah'tan başka dost ve yardımcınız yoktur.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 108. Ayet
Arapça: أَمْ تُرِيدُونَ أَن تَسْـَٔلُوا۟ رَسُولَكُمْ كَمَا سُئِلَ مُوسَىٰ مِن قَبْلُ ۗ وَمَن يَتَبَدَّلِ ٱلْكُفْرَ بِٱلْإِيمَٰنِ فَقَدْ ضَلَّ سَوَآءَ ٱلسَّبِيلِ
Türkçe Okunuşu: em turîdûne en tes'elû rasûlekum kemâ suile mûsâ min kabl. vemey yetebeddeli-lkufra bil'îmâni fekad dalle sevâe-ssebîl.
Türkçe Meali: Yoksa, daha önce Musa'nın sorguya çekildiği gibi, siz de peygamberinizi sorguya mı çekmek istiyorsunuz? İmanı inkarla değiştiren, şüphesiz doğru yoldan sapmış olur.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 109. Ayet
Arapça: وَدَّ كَثِيرٌۭ مِّنْ أَهْلِ ٱلْكِتَٰبِ لَوْ يَرُدُّونَكُم مِّنۢ بَعْدِ إِيمَٰنِكُمْ كُفَّارًا حَسَدًۭا مِّنْ عِندِ أَنفُسِهِم مِّنۢ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ ٱلْحَقُّ ۖ فَٱعْفُوا۟ وَٱصْفَحُوا۟ حَتَّىٰ يَأْتِىَ ٱللَّهُ بِأَمْرِهِۦٓ ۗ إِنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍۢ قَدِيرٌۭ
Türkçe Okunuşu: vedde keŝîrum min ehli-lkitâbi lev yeruddûnekum mim ba`di îmânikum kuffârâ. hasedem min `indi enfusihim mim ba`di mâ tebeyyene lehumu-lhakk. fa`fû vasfehû hattâ ye'tiye-llâhu biemrih. inne-llâhe `alâ kulli şey'in kadîr.
Türkçe Meali: Kitap ehlinin çoğu, hak kendilerine apaçık belli olduktan sonra, içlerindeki çekememezlikten ötürü, sizi, inandıktan sonra küfre döndürmeyi isterler. Allah'ın emri gelene kadar onları affedin, geçin. Allah muhakkak her şeye Kadir'dir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 110. Ayet
Arapça: وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ ۚ وَمَا تُقَدِّمُوا۟ لِأَنفُسِكُم مِّنْ خَيْرٍۢ تَجِدُوهُ عِندَ ٱللَّهِ ۗ إِنَّ ٱللَّهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌۭ
Türkçe Okunuşu: veekîmu-ssalâte veâtu-zzekâh. vemâ tukaddimû lienfusikum min ḫayrin tecidûhu `inde-llâh. inne-llâhe bimâ ta`melûne besîr.
Türkçe Meali: Namazı kılın, zekatı verin, kendiniz için önden gönderdiğiniz her hayrı Allah katında bulacaksınız. Allah yaptıklarınızı şüphesiz görür.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 111. Ayet
Arapça: وَقَالُوا۟ لَن يَدْخُلَ ٱلْجَنَّةَ إِلَّا مَن كَانَ هُودًا أَوْ نَصَٰرَىٰ ۗ تِلْكَ أَمَانِيُّهُمْ ۗ قُلْ هَاتُوا۟ بُرْهَٰنَكُمْ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ
Türkçe Okunuşu: vekâlû ley yedḫule-lcennete illâ men kâne hûden ev nesârâ. tilke emâniyyuhum. kul hâtû burhânekum in kuntum sâdikîn.
Türkçe Meali: "Yahudi veya Hıristiyan olmayan kimse elbette cennete girmeyecek" dediler; bu onların kuruntularıdır. De ki: "Sözünüz doğru ise delillerinizi getirin".
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 112. Ayet
Arapça: بَلَىٰ مَنْ أَسْلَمَ وَجْهَهُۥ لِلَّهِ وَهُوَ مُحْسِنٌۭ فَلَهُۥٓ أَجْرُهُۥ عِندَ رَبِّهِۦ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ
Türkçe Okunuşu: belâ men esleme vechehû lillâhi vehuve muhsinun felehû ecruhû `inde rabbih. velâ ḫavfun `aleyhim velâ hum yahzenûn.
Türkçe Meali: Hayır, öyle değil; iyilik yaparak kendini Allah'a veren kimsenin ecri Rabbi'nin katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 113. Ayet
Arapça: وَقَالَتِ ٱلْيَهُودُ لَيْسَتِ ٱلنَّصَٰرَىٰ عَلَىٰ شَىْءٍۢ وَقَالَتِ ٱلنَّصَٰرَىٰ لَيْسَتِ ٱلْيَهُودُ عَلَىٰ شَىْءٍۢ وَهُمْ يَتْلُونَ ٱلْكِتَٰبَ ۗ كَذَٰلِكَ قَالَ ٱلَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ مِثْلَ قَوْلِهِمْ ۚ فَٱللَّهُ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ فِيمَا كَانُوا۟ فِيهِ يَخْتَلِفُونَ
Türkçe Okunuşu: vekâleti-lyehûdu leyseti-nnesârâ `alâ şey'. vekâleti-nnesârâ leyseti-lyehûdu `alâ şey'iv vehum yetlûne-lkitâb. keẕâlike kâle-lleẕîne lâ ya`lemûne miŝle kavlihim. fellâhu yahkumu beynehum yevme-lkiyâmeti fîmâ kânû fîhi yaḫtelifûn.
Türkçe Meali: Yahudiler "Hıristiyanlar bir temel üzerinde değil" dediler, Hıristiyanlar da "Yahudiler bir temel üzerinde değil" dediler; oysa onlar Kitaplarını da okuyorlar. Bilgisizler de tıpkı onların söylediklerini söylemiştir. Allah, kıyamet günü, anlaşmazlığa düştükleri şeylerde onların arasında hüküm verecektir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 114. Ayet
Arapça: وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن مَّنَعَ مَسَٰجِدَ ٱللَّهِ أَن يُذْكَرَ فِيهَا ٱسْمُهُۥ وَسَعَىٰ فِى خَرَابِهَآ ۚ أُو۟لَٰٓئِكَ مَا كَانَ لَهُمْ أَن يَدْخُلُوهَآ إِلَّا خَآئِفِينَ ۚ لَهُمْ فِى ٱلدُّنْيَا خِزْىٌۭ وَلَهُمْ فِى ٱلْءَاخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: vemen ażlemu mimmem mene`a mesâcide-llâhi ey yuẕkera fîhe-smuhû vese`â fî ḫarâbihâ. ulâike mâ kâne lehum ey yedḫulûhâ illâ ḫâifîn. lehum fi-ddunyâ ḫizyuv velehum fi-l'âḫirati `aẕâbun `ażîm.
Türkçe Meali: Allah'ın mescidlerinde O'nun isminin anılmasını yasak eden ve oraların yıkılmasına çalışan kimseden daha zalim kim vardır? Onların oralara korkmadan girememeleri gerekir. Dünyada rezillik onlaradır, ahirette büyük azab da onlaradır.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 115. Ayet
Arapça: وَلِلَّهِ ٱلْمَشْرِقُ وَٱلْمَغْرِبُ ۚ فَأَيْنَمَا تُوَلُّوا۟ فَثَمَّ وَجْهُ ٱللَّهِ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ وَٰسِعٌ عَلِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: velillâhi-lmeşriku velmağribu feeynemâ tuvellû feŝemme vechu-llâh. inne-llâhe vâsi`un `alîm.
Türkçe Meali: Doğu da batı da Allah'ındır, nereye dönerseniz Allah'ın yönü orasıdır. Doğrusu Allah her yeri kaplar ve her şeyi bilir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 116. Ayet
Arapça: وَقَالُوا۟ ٱتَّخَذَ ٱللَّهُ وَلَدًۭا ۗ سُبْحَٰنَهُۥ ۖ بَل لَّهُۥ مَا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ ۖ كُلٌّۭ لَّهُۥ قَٰنِتُونَ
Türkçe Okunuşu: vekâlu-tteḫaẕe-llâhu veleden subhâneh. bel lehû mâ fi-ssemâvâti vel'ard. kullul lehû kânitûn.
Türkçe Meali: "Allah oğul edindi" dediler; haşa, oysa, göklerde ve yerde olanlar O'nundur. Hepsi O'na boyun eğmişlerdir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 117. Ayet
Arapça: بَدِيعُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ ۖ وَإِذَا قَضَىٰٓ أَمْرًۭا فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُۥ كُن فَيَكُونُ
Türkçe Okunuşu: bedî`u-ssemâvâti vel'ard. veiẕâ kadâ emran feinnemâ yekûlu lehû kun feyekûn.
Türkçe Meali: Gökleri ve yeri yoktan var eden Allah'tır. O, bir işin olmasını dilerse, ona ancak "ol" der ve olur.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 118. Ayet
Arapça: وَقَالَ ٱلَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ لَوْلَا يُكَلِّمُنَا ٱللَّهُ أَوْ تَأْتِينَآ ءَايَةٌۭ ۗ كَذَٰلِكَ قَالَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِم مِّثْلَ قَوْلِهِمْ ۘ تَشَٰبَهَتْ قُلُوبُهُمْ ۗ قَدْ بَيَّنَّا ٱلْءَايَٰتِ لِقَوْمٍۢ يُوقِنُونَ
Türkçe Okunuşu: vekâle-lleẕîne lâ ya`lemûne levlâ yukellimune-llâhu ev te'tînâ âyeh. keẕâlike kâle-lleẕîne min kablihim miŝle kavlihim. teşâbehet kulûbuhum. kad beyyenne-l'âyâti likavmiy yûkinûn.
Türkçe Meali: Bilmeyenler: "Allah bizimle konuşmalı veya bize bir ayet gelmeli değil miydi?" dediler. Onlardan öncekiler de onların söylediklerinin tıpkısını söylemişlerdi. Kalbleri birbirine benzedi. Kesinlikle inanan kimseler için ayetleri açıklamışızdır.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 119. Ayet
Arapça: إِنَّآ أَرْسَلْنَٰكَ بِٱلْحَقِّ بَشِيرًۭا وَنَذِيرًۭا ۖ وَلَا تُسْـَٔلُ عَنْ أَصْحَٰبِ ٱلْجَحِيمِ
Türkçe Okunuşu: innâ erselnâke bilhakki beşîrav veneẕîrav velâ tus'elu `an ashâbi-lcehîm.
Türkçe Meali: Doğrusu Biz, seni hak ile, müjdeci ve uyarıcı olarak göndermişizdir. Sen, cehennemliklerden sorumlu tutulmayacaksın.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 120. Ayet
Arapça: وَلَن تَرْضَىٰ عَنكَ ٱلْيَهُودُ وَلَا ٱلنَّصَٰرَىٰ حَتَّىٰ تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ ۗ قُلْ إِنَّ هُدَى ٱللَّهِ هُوَ ٱلْهُدَىٰ ۗ وَلَئِنِ ٱتَّبَعْتَ أَهْوَآءَهُم بَعْدَ ٱلَّذِى جَآءَكَ مِنَ ٱلْعِلْمِ ۙ مَا لَكَ مِنَ ٱللَّهِ مِن وَلِىٍّۢ وَلَا نَصِيرٍ
Türkçe Okunuşu: velen terdâ `anke-lyehûdu vele-nnesârâ hattâ tettebi`a milletehum. kul inne hude-llâhi huve-lhudâ. veleini-tteba`te ehvâehum ba`de-lleẕî câeke mine-l`ilmi mâ leke mine-llâhi miv veliyyiv velâ nesîr.
Türkçe Meali: Kendi dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden asla hoşnud olmayacaklardır. De ki: "Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur". Sana gelen ilimden sonra onların heveslerine uyarsan, and olsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ve ne de bir yardımcı olur.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 121. Ayet
Arapça: ٱلَّذِينَ ءَاتَيْنَٰهُمُ ٱلْكِتَٰبَ يَتْلُونَهُۥ حَقَّ تِلَاوَتِهِۦٓ أُو۟لَٰٓئِكَ يُؤْمِنُونَ بِهِۦ ۗ وَمَن يَكْفُرْ بِهِۦ فَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْخَٰسِرُونَ
Türkçe Okunuşu: elleẕîne âteynâhumu-lkitâbe yetlûnehû hakka tilâvetih. ulâike yu'minûne bih. vemey yekfur bihî feulâike humu-lḫâsirûn.
Türkçe Meali: Kendilerine verdiğimiz Kitabı gereğince okuyanlar var ya, işte ona ancak onlar inanırlar. Onu inkar edenler ise kaybedenlerdir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 122. Ayet
Arapça: يَٰبَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ ٱذْكُرُوا۟ نِعْمَتِىَ ٱلَّتِىٓ أَنْعَمْتُ عَلَيْكُمْ وَأَنِّى فَضَّلْتُكُمْ عَلَى ٱلْعَٰلَمِينَ
Türkçe Okunuşu: yâ benî isrâîle-ẕkurû ni`metiye-lletî en`amtu `aleykum veennî feddaltukum `ale-l`âlemîn.
Türkçe Meali: Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimeti ve sizi bir zamanlar alemlere üstün tuttuğumu hatırlayın.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 123. Ayet
Arapça: وَٱتَّقُوا۟ يَوْمًۭا لَّا تَجْزِى نَفْسٌ عَن نَّفْسٍۢ شَيْـًۭٔا وَلَا يُقْبَلُ مِنْهَا عَدْلٌۭ وَلَا تَنفَعُهَا شَفَٰعَةٌۭ وَلَا هُمْ يُنصَرُونَ
Türkçe Okunuşu: vettekû yevmel lâ teczî nefsun `an nefsin şey'ev velâ yukbelu minhâ `adluv velâ tenfe`uhâ şefâ`atuv velâ hum yunsarûn.
Türkçe Meali: Kimsenin kimse namına bir şey ödemeyeceği, hiç kimseden fidye alınmayacağı, kimseye şefaatin yarar sağlamayacağı ve onların yardım görmeyeceği günden korunun.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 124. Ayet
Arapça: ۞ وَإِذِ ٱبْتَلَىٰٓ إِبْرَٰهِۦمَ رَبُّهُۥ بِكَلِمَٰتٍۢ فَأَتَمَّهُنَّ ۖ قَالَ إِنِّى جَاعِلُكَ لِلنَّاسِ إِمَامًۭا ۖ قَالَ وَمِن ذُرِّيَّتِى ۖ قَالَ لَا يَنَالُ عَهْدِى ٱلظَّٰلِمِينَ
Türkçe Okunuşu: veiẕi-btelâ ibrâhîme rabbuhû bikelimâtin feetemmehunn. kâle innî câ`iluke linnâsi imâmâ. kâle vemin ẕurriyyetî. kâle lâ yenâlu `ahdi-żżâlimîn.
Türkçe Meali: Rabbi İbrahim'i bir takım emirlerle denemiş, o da onları yerine getirmişti. Allah, "seni insanlara önder kılacağım" demişti. O "soyumdan da" deyince, "zalimler benim ahdime erişemez" buyurmuştu.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 125. Ayet
Arapça: وَإِذْ جَعَلْنَا ٱلْبَيْتَ مَثَابَةًۭ لِّلنَّاسِ وَأَمْنًۭا وَٱتَّخِذُوا۟ مِن مَّقَامِ إِبْرَٰهِۦمَ مُصَلًّۭى ۖ وَعَهِدْنَآ إِلَىٰٓ إِبْرَٰهِۦمَ وَإِسْمَٰعِيلَ أَن طَهِّرَا بَيْتِىَ لِلطَّآئِفِينَ وَٱلْعَٰكِفِينَ وَٱلرُّكَّعِ ٱلسُّجُودِ
Türkçe Okunuşu: veiẕ ce`alne-lbeyte meŝâbetel linnâsi veemnâ. vetteḫiẕû mim mekâmi ibrâhîme musallâ. ve`ahidnâ ilâ ibrâhîme veismâ`île en tahhirâ beytiye littâifîne vel`âkifîne verrukke`i-ssucûd.
Türkçe Meali: Kabeyi, insanlar için toplanma ve güven yeri kılmıştık. İbrahim'in makamını namaz yeri edinin, dedik. Evimi ziyaret edenler, kendini ibadete verenler, rüku ve secde edenler için temiz tutun diye İbrahim ve İsmail'e ahd verdik.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 126. Ayet
Arapça: وَإِذْ قَالَ إِبْرَٰهِۦمُ رَبِّ ٱجْعَلْ هَٰذَا بَلَدًا ءَامِنًۭا وَٱرْزُقْ أَهْلَهُۥ مِنَ ٱلثَّمَرَٰتِ مَنْ ءَامَنَ مِنْهُم بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ ۖ قَالَ وَمَن كَفَرَ فَأُمَتِّعُهُۥ قَلِيلًۭا ثُمَّ أَضْطَرُّهُۥٓ إِلَىٰ عَذَابِ ٱلنَّارِ ۖ وَبِئْسَ ٱلْمَصِيرُ
Türkçe Okunuşu: veiẕ kâle ibrâhîmu rabbi-c`al hâẕâ beleden âminev verzuk ehlehû mine-ŝŝemerâti men âmene minhum billâhi velyevmi-l'âḫir. kâle vemen kefera feumetti`uhû kalîlen ŝumme adtarruhû ilâ `aẕâbi-nnâr. vebi'se-lmesîr.
Türkçe Meali: İbrahim: "Rabbim! Burasını emin bir şehir kıl, halkından, Allah'a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır" demişti. Allah da: "İnkar edeni de az bir müddet geçindirir, sonra da onu ateşin azabına uğramak zorunda bırakırım, ne kötü sonuç" buyurmuştu.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 127. Ayet
Arapça: وَإِذْ يَرْفَعُ إِبْرَٰهِۦمُ ٱلْقَوَاعِدَ مِنَ ٱلْبَيْتِ وَإِسْمَٰعِيلُ رَبَّنَا تَقَبَّلْ مِنَّآ ۖ إِنَّكَ أَنتَ ٱلسَّمِيعُ ٱلْعَلِيمُ
Türkçe Okunuşu: veiẕ yerfe`u ibrâhîmu-lkavâ`ide mine-lbeyti veismâ`îl. rabbenâ tekabbel minnâ. inneke ente-ssemî`u-l`alîm.
Türkçe Meali: İbrahim ve İsmail, Kabenin temellerini yükseltiyordu: "Rabbimiz! Yaptığımızı kabul buyur. Şüphesiz ki, Sen hem işitir hem bilirsin"
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 128. Ayet
Arapça: رَبَّنَا وَٱجْعَلْنَا مُسْلِمَيْنِ لَكَ وَمِن ذُرِّيَّتِنَآ أُمَّةًۭ مُّسْلِمَةًۭ لَّكَ وَأَرِنَا مَنَاسِكَنَا وَتُبْ عَلَيْنَآ ۖ إِنَّكَ أَنتَ ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ
Türkçe Okunuşu: rabbenâ vec`alnâ muslimeyni leke vemin ẕurriyyetinâ ummetem muslimetel lek. veerinâ menâsikenâ vetub `aleynâ. inneke ente-ttevvâbu-rrahîm.
Türkçe Meali: "Rabbimiz! İkimizi Sana teslim olanlardan kıl, soyumuzdan da Sana teslim olanlardan bir ümmet yetiştir. Bize ibadet yollarımızı göster, tevbemizi kabul buyur, çünkü tevbeleri daima kabul eden, merhametli olan ancak Sensin".
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 129. Ayet
Arapça: رَبَّنَا وَٱبْعَثْ فِيهِمْ رَسُولًۭا مِّنْهُمْ يَتْلُوا۟ عَلَيْهِمْ ءَايَٰتِكَ وَيُعَلِّمُهُمُ ٱلْكِتَٰبَ وَٱلْحِكْمَةَ وَيُزَكِّيهِمْ ۚ إِنَّكَ أَنتَ ٱلْعَزِيزُ ٱلْحَكِيمُ
Türkçe Okunuşu: rabbenâ veb`aŝ fîhim rasûlem minhum yetlû `aleyhim âyâtike veyu`allimuhumu-lkitâbe velhikmete veyuzekkîhim. inneke ente-l`azîzu-lhakîm.
Türkçe Meali: "Rabbimiz! İçlerinden onlara Senin ayetlerini okuyan, Kitabı ve hikmeti öğreten, onları her kötülükten arıtan bir peygamber gönder. Doğrusu güçlü ve Hakim olan ancak Sensin".
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 130. Ayet
Arapça: وَمَن يَرْغَبُ عَن مِّلَّةِ إِبْرَٰهِۦمَ إِلَّا مَن سَفِهَ نَفْسَهُۥ ۚ وَلَقَدِ ٱصْطَفَيْنَٰهُ فِى ٱلدُّنْيَا ۖ وَإِنَّهُۥ فِى ٱلْءَاخِرَةِ لَمِنَ ٱلصَّٰلِحِينَ
Türkçe Okunuşu: vemey yerğabu `am milleti ibrâhîme illâ men sefihe nefseh. velekadi-stafeynâhu fi-ddunyâ. veinnehû fi-l'âḫirati lemine-ssâlihîn.
Türkçe Meali: Kendini bilmezden başkası İbrahim'in dininden yüz çevirmez. And olsun ki, dünyada onu seçtik, şüphesiz o, ahirette de iyilerdendir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 131. Ayet
Arapça: إِذْ قَالَ لَهُۥ رَبُّهُۥٓ أَسْلِمْ ۖ قَالَ أَسْلَمْتُ لِرَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ
Türkçe Okunuşu: iẕ kâle lehû rabbuhû eslim kâle eslemtu lirabbi-l`âlemîn.
Türkçe Meali: Rabbi ona: "Teslim ol" buyurduğunda, "Alemlerin Rabbine teslim oldum" demişti.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 132. Ayet
Arapça: وَوَصَّىٰ بِهَآ إِبْرَٰهِۦمُ بَنِيهِ وَيَعْقُوبُ يَٰبَنِىَّ إِنَّ ٱللَّهَ ٱصْطَفَىٰ لَكُمُ ٱلدِّينَ فَلَا تَمُوتُنَّ إِلَّا وَأَنتُم مُّسْلِمُونَ
Türkçe Okunuşu: vevessâ bihâ ibrâhîmu benîhi veya`kûb. yâ benîye inne-llâhe-stafâ lekumu-ddîne felâ temûtunne illâ veentum muslimûn.
Türkçe Meali: İbrahim bunu oğullarına vasiyet etti. Yakub da: "Oğullarım! Allah dini size seçti, siz de ancak O'na teslim olmuş olarak can verin" dedi.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 133. Ayet
Arapça: أَمْ كُنتُمْ شُهَدَآءَ إِذْ حَضَرَ يَعْقُوبَ ٱلْمَوْتُ إِذْ قَالَ لِبَنِيهِ مَا تَعْبُدُونَ مِنۢ بَعْدِى قَالُوا۟ نَعْبُدُ إِلَٰهَكَ وَإِلَٰهَ ءَابَآئِكَ إِبْرَٰهِۦمَ وَإِسْمَٰعِيلَ وَإِسْحَٰقَ إِلَٰهًۭا وَٰحِدًۭا وَنَحْنُ لَهُۥ مُسْلِمُونَ
Türkçe Okunuşu: em kuntum şuhedâe iẕ hadara ya`kûbe-lmevtu iẕ kâle libenîhi mâ ta`budûne mim ba`dî. kâlû na`budu ilâheke veilâhe âbâike ibrâhîme veismâ`île veishâka ilâhev vâhidâ. venahnu lehû muslimûn.
Türkçe Meali: Yoksa Yakub can verirken sizler yanında mı idiniz? O, oğullarına: "Benden sonra kime kulluk edeceksiniz?" diye sormuştu; Onlar da: "Senin Tanrına ve ataların İbrahim, İsmail, İshak'ın Tanrısı olan tek Tanrıya kulluk edeceğiz, bizler O'na teslim olmuşuzdur" demişlerdi.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 134. Ayet
Arapça: تِلْكَ أُمَّةٌۭ قَدْ خَلَتْ ۖ لَهَا مَا كَسَبَتْ وَلَكُم مَّا كَسَبْتُمْ ۖ وَلَا تُسْـَٔلُونَ عَمَّا كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ
Türkçe Okunuşu: tilke ummetun kad ḫalet. lehâ mâ kesebet velekum mâ kesebtum. velâ tus'elûne `ammâ kânû ya`melûn.
Türkçe Meali: Onlar geçmiş birer ümmettir. Kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da sizedir. Onların yapmış olduklarından sorumlu değilsiniz.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 135. Ayet
Arapça: وَقَالُوا۟ كُونُوا۟ هُودًا أَوْ نَصَٰرَىٰ تَهْتَدُوا۟ ۗ قُلْ بَلْ مِلَّةَ إِبْرَٰهِۦمَ حَنِيفًۭا ۖ وَمَا كَانَ مِنَ ٱلْمُشْرِكِينَ
Türkçe Okunuşu: vekâlû kûnû hûden ev nesârâ tehtedû. kul bel millete ibrâhîme hanîfâ. vemâ kâne mine-lmuşrikîn.
Türkçe Meali: "Yahudi veya Hıristiyan olun ki doğru yolu bulasınız" dediler. "Doğruya yönelmiş olan ve Allah'a eş koşanlardan olmayan İbrahim'in dinine uyarız" de.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 136. Ayet
Arapça: قُولُوٓا۟ ءَامَنَّا بِٱللَّهِ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيْنَا وَمَآ أُنزِلَ إِلَىٰٓ إِبْرَٰهِۦمَ وَإِسْمَٰعِيلَ وَإِسْحَٰقَ وَيَعْقُوبَ وَٱلْأَسْبَاطِ وَمَآ أُوتِىَ مُوسَىٰ وَعِيسَىٰ وَمَآ أُوتِىَ ٱلنَّبِيُّونَ مِن رَّبِّهِمْ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍۢ مِّنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُۥ مُسْلِمُونَ
Türkçe Okunuşu: kûlû âmennâ billâhi vemâ unzile ileynâ vemâ unzile ilâ ibrâhîme veismâ`île veishâka veya`kûbe vel'esbâti vemâ ûtiye mûsâ ve`îsâ vemâ ûtiye-nnebiyyûne mir rabbihim. lâ nuferriku beyne ehadim minhum. venahnu lehû muslimûn.
Türkçe Meali: "Allah'a, bize gönderilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına gönderilene, Musa ve İsa'ya verilene, Rableri tarafından peygamberlere verilene, onları birbirinden ayırt etmeyerek inandık, biz O'na teslim olanlarız" deyin.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 137. Ayet
Arapça: فَإِنْ ءَامَنُوا۟ بِمِثْلِ مَآ ءَامَنتُم بِهِۦ فَقَدِ ٱهْتَدَوا۟ ۖ وَّإِن تَوَلَّوْا۟ فَإِنَّمَا هُمْ فِى شِقَاقٍۢ ۖ فَسَيَكْفِيكَهُمُ ٱللَّهُ ۚ وَهُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلْعَلِيمُ
Türkçe Okunuşu: fein âmenû bimiŝli mâ âmentum bihî fekadi-htedev. vein tevellev feinnemâ hum fî şikâk. feseyekfîkehumu-llâh. vehuve-ssemî`u-l`alîm.
Türkçe Meali: Sizin inandığınız gibi inanmış olsalar, doğru yolu bulmuş olurlar. Yüz çevirirlerse, şüphesiz onlar çıkmazdadırlar. Onlara karşı sana Allah yetecektir. O, işitir ve bilir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 138. Ayet
Arapça: صِبْغَةَ ٱللَّهِ ۖ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ ٱللَّهِ صِبْغَةًۭ ۖ وَنَحْنُ لَهُۥ عَٰبِدُونَ
Türkçe Okunuşu: sibğate-llâh. vemen ahsenu mine-llâhi sibğah. venahnu lehû `âbidûn.
Türkçe Meali: Allah'ın verdiği renge uyun; rengi Allah'ınkinden daha güzel olan kim vardır? "Biz O'na kulluk edenleriz" deyin.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 139. Ayet
Arapça: قُلْ أَتُحَآجُّونَنَا فِى ٱللَّهِ وَهُوَ رَبُّنَا وَرَبُّكُمْ وَلَنَآ أَعْمَٰلُنَا وَلَكُمْ أَعْمَٰلُكُمْ وَنَحْنُ لَهُۥ مُخْلِصُونَ
Türkçe Okunuşu: kul etuhâccûnenâ fi-llâhi vehuve rabbunâ verabbukum. velenâ a`mâlunâ velekum a`mâlukum. venahnu lehû muḫlisûn.
Türkçe Meali: De ki: "Bizim ve sizin Rabbiniz olan Allah hakkında bize karşı hüccet mi gösteriyorsunuz? Bizim yaptıklarımız kendimize, sizin yaptıklarınız de kendinize aittir. Biz O'na karşı samimiyiz".
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 140. Ayet
Arapça: أَمْ تَقُولُونَ إِنَّ إِبْرَٰهِۦمَ وَإِسْمَٰعِيلَ وَإِسْحَٰقَ وَيَعْقُوبَ وَٱلْأَسْبَاطَ كَانُوا۟ هُودًا أَوْ نَصَٰرَىٰ ۗ قُلْ ءَأَنتُمْ أَعْلَمُ أَمِ ٱللَّهُ ۗ وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن كَتَمَ شَهَٰدَةً عِندَهُۥ مِنَ ٱللَّهِ ۗ وَمَا ٱللَّهُ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ
Türkçe Okunuşu: em tekûlûne inne ibrâhîme veismâ`île veishâka veya`kûbe vel'esbâta kânû hûden ev nesârâ. kul eentum a`lemu emi-llâh. vemen ażlemu mimmen keteme şehâdeten `indehû mine-llâh. veme-llâhu biğâfilin `ammâ ta`melûn.
Türkçe Meali: Yoksa İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarının Yahudi veya Hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? Peki, siz mi yoksa Allah mı daha iyi bilir? de. Allah tarafından kendisine bildirilen bir gerçeği gizleyenden daha zalim kim vardır? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.
سُورَةُ البَقَرَةِ - Bakara Suresi - 141. Ayet
Arapça: تِلْكَ أُمَّةٌۭ قَدْ خَلَتْ ۖ لَهَا مَا كَسَبَتْ وَلَكُم مَّا كَسَبْتُمْ ۖ وَلَا تُسْـَٔلُونَ عَمَّا كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ
Türkçe Okunuşu: tilke ummetun kad ḫalet. lehâ mâ kesebet velekum mâ kesebtum. velâ tus'elûne `ammâ kânû ya`melûn.
Türkçe Meali: Onlar geçmiş birer ümmettir. Kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da sizedir. Onların yapmış olduklarından sorumlu değilsiniz.