سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 41. Ayet
Arapça: ۞ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّمَا غَنِمْتُم مِّن شَىْءٍۢ فَأَنَّ لِلَّهِ خُمُسَهُۥ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِى ٱلْقُرْبَىٰ وَٱلْيَتَٰمَىٰ وَٱلْمَسَٰكِينِ وَٱبْنِ ٱلسَّبِيلِ إِن كُنتُمْ ءَامَنتُم بِٱللَّهِ وَمَآ أَنزَلْنَا عَلَىٰ عَبْدِنَا يَوْمَ ٱلْفُرْقَانِ يَوْمَ ٱلْتَقَى ٱلْجَمْعَانِ ۗ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍۢ قَدِيرٌ
Türkçe Okunuşu: va`lemû ennemâ ğanimtum min şey'in feenne lillâhi ḫumusehû velirrasûli veliẕi-lkurbâ velyetâmâ velmesâkîni vebni-ssebîli in kuntum âmentum billâhi vemâ enzelnâ `alâ `abdinâ yevme-lfurkâni yevme-lteke-lcem`ân. vellâhu `alâ kulli şey'in kadîr.
Türkçe Meali: Eğer Allah'a ve hakkı batıldan ayıran o günde, iki topluluğun karşılaştığı günde kulumuza indirdiğimize inanıyorsanız, bilin ki, ele geçirdiğiniz ganimetin beşte biri Allah'ın, Peygamber'in ve yakınlarının, yetimlerin, düşkünlerin ve yolcularındır. Allah her şeye Kadir'dir.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 42. Ayet
Arapça: إِذْ أَنتُم بِٱلْعُدْوَةِ ٱلدُّنْيَا وَهُم بِٱلْعُدْوَةِ ٱلْقُصْوَىٰ وَٱلرَّكْبُ أَسْفَلَ مِنكُمْ ۚ وَلَوْ تَوَاعَدتُّمْ لَٱخْتَلَفْتُمْ فِى ٱلْمِيعَٰدِ ۙ وَلَٰكِن لِّيَقْضِىَ ٱللَّهُ أَمْرًۭا كَانَ مَفْعُولًۭا لِّيَهْلِكَ مَنْ هَلَكَ عَنۢ بَيِّنَةٍۢ وَيَحْيَىٰ مَنْ حَىَّ عَنۢ بَيِّنَةٍۢ ۗ وَإِنَّ ٱللَّهَ لَسَمِيعٌ عَلِيمٌ
Türkçe Okunuşu: iẕ entum bil`udveti-ddunyâ vehum bil`udveti-lkusvâ verrakbu esfele minkum. velev tevâ`attum laḫteleftum fi-lmî`âdi velâkil liyakdiye-llâhu emran kâne mef`ûlel liyehlike men heleke `am beyyinetiv veyahyâ men hayye `am beyyineh. veinne-llâhe lesemî`un `alîm.
Türkçe Meali: Siz vadiye en yakın ve onlar da en uzak yamaçta idiler; kervanın süvarileri sizden daha aşağıdaydı. Savaş için buluşmak üzere sözleşmeye kalksaydınız, vaktini tayinde anlaşmazlığa düşerdiniz; fakat Allah mahvolan, apaçık belgeden ötürü mahvolsun, yaşayan da apaçık belgeden ötürü yaşasın diye olacak işi yaptı. Doğrusu Allah işitir ve bilir.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 43. Ayet
Arapça: إِذْ يُرِيكَهُمُ ٱللَّهُ فِى مَنَامِكَ قَلِيلًۭا ۖ وَلَوْ أَرَىٰكَهُمْ كَثِيرًۭا لَّفَشِلْتُمْ وَلَتَنَٰزَعْتُمْ فِى ٱلْأَمْرِ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ سَلَّمَ ۗ إِنَّهُۥ عَلِيمٌۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ
Türkçe Okunuşu: iẕ yurîkehumu-llâhu fî menâmike kalîlâ. velev erâkehum keŝîral lefeşiltum veletenâza`tum fi-l'emri velâkinne-llâhe sellem. innehû `alîmum biẕâti-ssudûr.
Türkçe Meali: Allah onları uykunda sana az gösteriyordu. Çok göstermiş olsaydı, yılacak ve bu hususta çekişmeye başlıyacaktınız, fakat Allah sizi kurtardı; çünkü O kalblerde olanı bilir.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 44. Ayet
Arapça: وَإِذْ يُرِيكُمُوهُمْ إِذِ ٱلْتَقَيْتُمْ فِىٓ أَعْيُنِكُمْ قَلِيلًۭا وَيُقَلِّلُكُمْ فِىٓ أَعْيُنِهِمْ لِيَقْضِىَ ٱللَّهُ أَمْرًۭا كَانَ مَفْعُولًۭا ۗ وَإِلَى ٱللَّهِ تُرْجَعُ ٱلْأُمُورُ
Türkçe Okunuşu: veiẕ yurîkumûhum iẕi-ttekaytum fî a`yunikum kalîlev veyukallilukum fî a`yunihim liyakdiye-llâhu emran kâne mef`ûlâ. veile-llâhi turce`u-l'umûr.
Türkçe Meali: Karşılaştığınızda, olacak işi oldurmak için, onları gözlerinize az gösteriyor ve sizi de onların gözünde azaltıyordu. Bütün işler dönüp Allah'a varır.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 45. Ayet
Arapça: يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِذَا لَقِيتُمْ فِئَةًۭ فَٱثْبُتُوا۟ وَٱذْكُرُوا۟ ٱللَّهَ كَثِيرًۭا لَّعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
Türkçe Okunuşu: yâ eyyuhe-lleẕîne âmenû iẕâ lekîtum fieten feŝbutû veẕkuru-llâhe keŝîral le`allekum tuflihûn.
Türkçe Meali: Ey inananlar! Bir toplulukla karşılaşırsanız dayanın; başarıya erişebilmeniz için Allah'ı çok anın.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 46. Ayet
Arapça: وَأَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ وَلَا تَنَٰزَعُوا۟ فَتَفْشَلُوا۟ وَتَذْهَبَ رِيحُكُمْ ۖ وَٱصْبِرُوٓا۟ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلصَّٰبِرِينَ
Türkçe Okunuşu: veetî`u-llâhe verasûlehû velâ tenâza`û fetefşelû veteẕhebe rîhukum vasbirû. inne-llâhe me`a-ssâbirîn.
Türkçe Meali: Allah'a ve Peygamberine itaat edin; çekişmeyin, yoksa korkar başarısızlığa düşersiniz ve kuvvetiniz gider. Sabredin, doğrusu Allah sabredenlerle beraberdir.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 47. Ayet
Arapça: وَلَا تَكُونُوا۟ كَٱلَّذِينَ خَرَجُوا۟ مِن دِيَٰرِهِم بَطَرًۭا وَرِئَآءَ ٱلنَّاسِ وَيَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ ۚ وَٱللَّهُ بِمَا يَعْمَلُونَ مُحِيطٌۭ
Türkçe Okunuşu: velâ tekûnû kelleẕîne ḫaracû min diyârihim betarav veriâe-nnâsi veyesuddûne `an sebîli-llâh. vellâhu bimâ ya`melûne muhît.
Türkçe Meali: Yurtlarından böbürlenerek, insanlara gösteriş yaparak çıkan ve Allah yolundan men edenler gibi olmayın. Allah onların işlediklerini her yönüyle bilendir.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 48. Ayet
Arapça: وَإِذْ زَيَّنَ لَهُمُ ٱلشَّيْطَٰنُ أَعْمَٰلَهُمْ وَقَالَ لَا غَالِبَ لَكُمُ ٱلْيَوْمَ مِنَ ٱلنَّاسِ وَإِنِّى جَارٌۭ لَّكُمْ ۖ فَلَمَّا تَرَآءَتِ ٱلْفِئَتَانِ نَكَصَ عَلَىٰ عَقِبَيْهِ وَقَالَ إِنِّى بَرِىٓءٌۭ مِّنكُمْ إِنِّىٓ أَرَىٰ مَا لَا تَرَوْنَ إِنِّىٓ أَخَافُ ٱللَّهَ ۚ وَٱللَّهُ شَدِيدُ ٱلْعِقَابِ
Türkçe Okunuşu: veiẕ zeyyene lehumu-şşeytânu a`mâlehum vekâle lâ ğâlibe lekumu-lyevme mine-nnâsi veinnî cârul lekum. felemmâ terâeti-lfietâni nekesa `alâ `akibeyhi vekâle innî berîum minkum innî erâ mâ lâ teravne innî eḫâfu-llâh. vellâhu şedîdu-l`ikâb.
Türkçe Meali: Şeytan onlara işlediklerini güzel gösterdi ve "Bugün insanlardan sizi yenecek kimse yoktur; doğrusu ben de size yardımcıyım" dedi. İki ordu karşılaşınca da, geri dönüp, "Benim sizinle ilgim yok; doğrusu sizin görmediğinizi ben görüyorum ve şüphesiz Allah'tan korkuyorum, Allah'ın azabı şiddetlidir" dedi.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 49. Ayet
Arapça: إِذْ يَقُولُ ٱلْمُنَٰفِقُونَ وَٱلَّذِينَ فِى قُلُوبِهِم مَّرَضٌ غَرَّ هَٰٓؤُلَآءِ دِينُهُمْ ۗ وَمَن يَتَوَكَّلْ عَلَى ٱللَّهِ فَإِنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: iẕ yekûlu-lmunâfikûne velleẕîne fî kulûbihim meradun ğarra hâulâi dînuhum. vemey yetevekkel `ale-llâhi feinne-llâhe `azîzun hakîm.
Türkçe Meali: İkiyüzlüler ve kalblerinde hastalık bulunanlar "Müslümanları dinleri aldattı" diyorlardı; oysa, kim Allah'a güvenirse bilmelidir ki Allah güçlüdür, hakimdir.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 50. Ayet
Arapça: وَلَوْ تَرَىٰٓ إِذْ يَتَوَفَّى ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ ۙ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ يَضْرِبُونَ وُجُوهَهُمْ وَأَدْبَٰرَهُمْ وَذُوقُوا۟ عَذَابَ ٱلْحَرِيقِ
Türkçe Okunuşu: velev terâ iẕ yeteveffe-lleẕîne keferu-lmelâiketu yadribûne vucûhehum veedbârahum. veẕûkû `aẕâbe-lharîk.
Türkçe Meali: Melekler, inkar edenlerin yüzlerine ve sırtlarına vurarak, "Yakıcı azabı tadın, bu, kendi ellerinizle yaptığınızın karşılığıdır" diyerek canlarını alırken bir görseydin! Yoksa Allah kullara asla zulmetmez.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 51. Ayet
Arapça: ذَٰلِكَ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيكُمْ وَأَنَّ ٱللَّهَ لَيْسَ بِظَلَّٰمٍۢ لِّلْعَبِيدِ
Türkçe Okunuşu: ẕâlike bimâ kaddemet eydîkum veenne-llâhe leyse biżallâmil lil`abîd.
Türkçe Meali: Melekler, inkar edenlerin yüzlerine ve sırtlarına vurarak, "Yakıcı azabı tadın, bu, kendi ellerinizle yaptığınızın karşılığıdır" diyerek canlarını alırken bir görseydin! Yoksa Allah kullara asla zulmetmez.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 52. Ayet
Arapça: كَدَأْبِ ءَالِ فِرْعَوْنَ ۙ وَٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ ۚ كَفَرُوا۟ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ فَأَخَذَهُمُ ٱللَّهُ بِذُنُوبِهِمْ ۗ إِنَّ ٱللَّهَ قَوِىٌّۭ شَدِيدُ ٱلْعِقَابِ
Türkçe Okunuşu: kede'bi âli fir`avne velleẕîne min kablihim. keferû biâyâti-llâhi feeḫaẕehumu-llâhu biẕunûbihim. inne-llâhe kaviyyun şedîdu-l`ikâb.
Türkçe Meali: Firavun taifesi ve onlardan öncekilerin gidişi gibi, Allah'ın ayetlerini yalanladılar da Allah onları günahlarından ötürü yoketti. Allah kuvvetlidir, cezalandırması şiddetlidir.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 53. Ayet
Arapça: ذَٰلِكَ بِأَنَّ ٱللَّهَ لَمْ يَكُ مُغَيِّرًۭا نِّعْمَةً أَنْعَمَهَا عَلَىٰ قَوْمٍ حَتَّىٰ يُغَيِّرُوا۟ مَا بِأَنفُسِهِمْ ۙ وَأَنَّ ٱللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: ẕâlike bienne-llâhe lem yeku muğayyiran ni`meten en`amehâ `alâ kavmin hattâ yuğayyirû mâ bienfusihim veenne-llâhe semî`un `alîm.
Türkçe Meali: Bu, bir topluluk iyi gidişini değiştirmedikçe Allah'ın da verdiği nimeti değiştirmeyeceğinden ve Allah'ın işiten, bilen olmasındandır.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 54. Ayet
Arapça: كَدَأْبِ ءَالِ فِرْعَوْنَ ۙ وَٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ ۚ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِمْ فَأَهْلَكْنَٰهُم بِذُنُوبِهِمْ وَأَغْرَقْنَآ ءَالَ فِرْعَوْنَ ۚ وَكُلٌّۭ كَانُوا۟ ظَٰلِمِينَ
Türkçe Okunuşu: kede'bi âli fir`avne velleẕîne min kablihim. keẕẕebû biâyâti rabbihim. feehleknâhum biẕunûbihim veağraknâ âle fir`avn. vekullun kânû żâlimîn.
Türkçe Meali: Firavun taifesi ve onlardan öncekilerin gidişi gibi, Rablerinin ayetlerini yalanladılar da onları günahlarından ötürü yok ettik. Firavun taifesini suda boğduk, hepsi zalimlerdi.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 55. Ayet
Arapça: إِنَّ شَرَّ ٱلدَّوَآبِّ عِندَ ٱللَّهِ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ
Türkçe Okunuşu: inne şerra-ddevâbbi `inde-llâhi-lleẕîne keferû fehum lâ yu'minûn.
Türkçe Meali: Allah katında yeryüzünde yaşayanların en kötüsü, inkar edenlerdir. Onlar artık inanmazlar.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 56. Ayet
Arapça: ٱلَّذِينَ عَٰهَدتَّ مِنْهُمْ ثُمَّ يَنقُضُونَ عَهْدَهُمْ فِى كُلِّ مَرَّةٍۢ وَهُمْ لَا يَتَّقُونَ
Türkçe Okunuşu: elleẕîne `âhette minhum ŝumme yenkudûne `ahdehum fî kulli merrativ vehum lâ yettekûn.
Türkçe Meali: Anlaşma yaptığın kimseler, sonucundan sakınmayarak anlaşmalarını her defasında bozarlar. Savaşta onları yakalarsan, arkalarındakilere ibret olacak şekilde, darmadağın et.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 57. Ayet
Arapça: فَإِمَّا تَثْقَفَنَّهُمْ فِى ٱلْحَرْبِ فَشَرِّدْ بِهِم مَّنْ خَلْفَهُمْ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ
Türkçe Okunuşu: feimmâ teŝkafennehum fi-lharbi feşerrid bihim men ḫalfehum le`allehum yeẕẕekkerûn.
Türkçe Meali: Anlaşma yaptığın kimseler, sonucundan sakınmayarak anlaşmalarını her defasında bozarlar. Savaşta onları yakalarsan, arkalarındakilere ibret olacak şekilde, darmadağın et.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 58. Ayet
Arapça: وَإِمَّا تَخَافَنَّ مِن قَوْمٍ خِيَانَةًۭ فَٱنۢبِذْ إِلَيْهِمْ عَلَىٰ سَوَآءٍ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُحِبُّ ٱلْخَآئِنِينَ
Türkçe Okunuşu: veimmâ teḫâfenne min kavmin ḫiyâneten fembiẕ ileyhim `alâ sevâ'. inne-llâhe lâ yuhibbu-lḫâinîn.
Türkçe Meali: Eğer bir topluluğun anlaşmaya hıyanet etmesinden korkarsan, sen de onlara karşı anlaşmayı bozarak aynı şekilde davran. Doğrusu Allah hainleri sevmez.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 59. Ayet
Arapça: وَلَا يَحْسَبَنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ سَبَقُوٓا۟ ۚ إِنَّهُمْ لَا يُعْجِزُونَ
Türkçe Okunuşu: velâ yahsebenne-lleẕîne keferû sebekû. innehum lâ yu`cizûn.
Türkçe Meali: İnkar edenler, asla öne geçtiklerini sanmasınlar, çünkü onlar bizi aciz bırakamıyacaklardır.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 60. Ayet
Arapça: وَأَعِدُّوا۟ لَهُم مَّا ٱسْتَطَعْتُم مِّن قُوَّةٍۢ وَمِن رِّبَاطِ ٱلْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِهِۦ عَدُوَّ ٱللَّهِ وَعَدُوَّكُمْ وَءَاخَرِينَ مِن دُونِهِمْ لَا تَعْلَمُونَهُمُ ٱللَّهُ يَعْلَمُهُمْ ۚ وَمَا تُنفِقُوا۟ مِن شَىْءٍۢ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ يُوَفَّ إِلَيْكُمْ وَأَنتُمْ لَا تُظْلَمُونَ
Türkçe Okunuşu: vee`iddû lehum me-steta`tum min kuvvetiv vemir ribâti-lḫayli turhibûne bihî `aduvve-llâhi ve`aduvvekum veâḫarîne min dûnihim. lâ ta`lemûnehum. allâhu ya`lemuhum. vemâ tunfikû min şey'in fî sebîli-llâhi yuveffe ileykum veentum lâ tużlemûn.
Türkçe Meali: Ey inananlar! Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar Allah'ın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allah'ın bilip sizin bilmediklerinizi yıldırmak üzere kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda sarfettiğiniz her şey size haksızlık yapılmadan, tamamen ödenecektir.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 61. Ayet
Arapça: ۞ وَإِن جَنَحُوا۟ لِلسَّلْمِ فَٱجْنَحْ لَهَا وَتَوَكَّلْ عَلَى ٱللَّهِ ۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلْعَلِيمُ
Türkçe Okunuşu: vein cenehû lisselmi fecnah lehâ vetevekkel `ale-llâh. innehû huve-ssemî`u-l`alîm.
Türkçe Meali: Eğer onlar barışa yanaşırlarsa, sen de yanaş ve Allah'a güven. O, şüphesiz işitir ve bilir.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 62. Ayet
Arapça: وَإِن يُرِيدُوٓا۟ أَن يَخْدَعُوكَ فَإِنَّ حَسْبَكَ ٱللَّهُ ۚ هُوَ ٱلَّذِىٓ أَيَّدَكَ بِنَصْرِهِۦ وَبِٱلْمُؤْمِنِينَ
Türkçe Okunuşu: veiy yurîdû ey yaḫde`ûke feinne hasbeke-llâh. huve-lleẕî eyyedeke binasrihî vebilmu'minîn.
Türkçe Meali: Seni aldatmak isterlerse, bil ki şüphesiz Allah sana kafidir. Seni ve inananları yardımıyla destekleyen, kalblerini uzlaştıran O'dur. Eğer yeryüzünde olan her şeyi sarfetsen bile, sen onların kalblerini uzlaştıramazdın, ama Allah onları uzlaştırdı. Doğrusu O Güçlü'dür, Hakim'dir.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 63. Ayet
Arapça: وَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِهِمْ ۚ لَوْ أَنفَقْتَ مَا فِى ٱلْأَرْضِ جَمِيعًۭا مَّآ أَلَّفْتَ بَيْنَ قُلُوبِهِمْ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ أَلَّفَ بَيْنَهُمْ ۚ إِنَّهُۥ عَزِيزٌ حَكِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: veellefe beyne kulûbihim. lev enfakte mâ fi-l'ardi cemî`am mâ ellefte beyne kulûbihim velâkinne-llâhe ellefe beynehum. innehû `azîzun hakîm.
Türkçe Meali: Seni aldatmak isterlerse, bil ki şüphesiz Allah sana kafidir. Seni ve inananları yardımıyla destekleyen, kalblerini uzlaştıran O'dur. Eğer yeryüzünde olan her şeyi sarfetsen bile, sen onların kalblerini uzlaştıramazdın, ama Allah onları uzlaştırdı. Doğrusu O Güçlü'dür, Hakim'dir.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 64. Ayet
Arapça: يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ حَسْبُكَ ٱللَّهُ وَمَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ
Türkçe Okunuşu: yâ eyyuhe-nnebiyyu hasbuke-llâhu vemeni-ttebe`ake mine-lmu'minîn.
Türkçe Meali: Allah'ın yardımı sana ve sana uyan müminlere yeter.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 65. Ayet
Arapça: يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ حَرِّضِ ٱلْمُؤْمِنِينَ عَلَى ٱلْقِتَالِ ۚ إِن يَكُن مِّنكُمْ عِشْرُونَ صَٰبِرُونَ يَغْلِبُوا۟ مِا۟ئَتَيْنِ ۚ وَإِن يَكُن مِّنكُم مِّا۟ئَةٌۭ يَغْلِبُوٓا۟ أَلْفًۭا مِّنَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌۭ لَّا يَفْقَهُونَ
Türkçe Okunuşu: yâ eyyuhe-nnebiyyu harridi-lmu'minîne `ale-lkitâl. iy yekum minkum `işrûne sâbirûne yağlibû mieteyn. veiy yekum minkum mietuy yağlibû elfem mine-lleẕîne keferû biennehum kavmul lâ yefkahûn.
Türkçe Meali: Müminleri savaş için coştur. Sizin sabırlı yirmi kişiniz onlardan ikiyüz kişiyi yener. Sizin yüz kişiniz, inkar edenlerden bin kişiyi yener; çünkü onlar anlayışsız bir güruhtur. Şimdi Allah yükünüzü hafifletti, zira içinizde zaaf bulunduğunu biliyordu. Sizin sabırlı yüz kişiniz onlardan ikiyüz kişiyi yener; sizin bin kişiniz, Allah'ın izniyle, ikibin kişiyi yener. Allah sabredenlerle beraberdir.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 66. Ayet
Arapça: ٱلْـَٰٔنَ خَفَّفَ ٱللَّهُ عَنكُمْ وَعَلِمَ أَنَّ فِيكُمْ ضَعْفًۭا ۚ فَإِن يَكُن مِّنكُم مِّا۟ئَةٌۭ صَابِرَةٌۭ يَغْلِبُوا۟ مِا۟ئَتَيْنِ ۚ وَإِن يَكُن مِّنكُمْ أَلْفٌۭ يَغْلِبُوٓا۟ أَلْفَيْنِ بِإِذْنِ ٱللَّهِ ۗ وَٱللَّهُ مَعَ ٱلصَّٰبِرِينَ
Türkçe Okunuşu: el'âne ḫaffefe-llâhu `ankum ve`alime enne fîkum da`fâ. feiy yekum minkum mietun sâbiratuy yağlibû mieteyn. veiy yekum minkum elfuy yağlibû elfeyni biiẕni-llâh. vellâhu me`a-ssâbirîn.
Türkçe Meali: Müminleri savaş için coştur. Sizin sabırlı yirmi kişiniz onlardan ikiyüz kişiyi yener. Sizin yüz kişiniz, inkar edenlerden bin kişiyi yener; çünkü onlar anlayışsız bir güruhtur. Şimdi Allah yükünüzü hafifletti, zira içinizde zaaf bulunduğunu biliyordu. Sizin sabırlı yüz kişiniz onlardan ikiyüz kişiyi yener; sizin bin kişiniz, Allah'ın izniyle, ikibin kişiyi yener. Allah sabredenlerle beraberdir.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 67. Ayet
Arapça: مَا كَانَ لِنَبِىٍّ أَن يَكُونَ لَهُۥٓ أَسْرَىٰ حَتَّىٰ يُثْخِنَ فِى ٱلْأَرْضِ ۚ تُرِيدُونَ عَرَضَ ٱلدُّنْيَا وَٱللَّهُ يُرِيدُ ٱلْءَاخِرَةَ ۗ وَٱللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: mâ kâne linebiyyin ey yekûne lehû esrâ hattâ yuŝḫine fi-l'ard. turîdûne `arada-ddunyâ. vellâhu yurîdu-l'âḫirah. vellâhu `azîzun hakîm.
Türkçe Meali: Yeryüzünde savaşırken, düşmanı yere sermeden esir almak hiçbir peygambere yaraşmaz. Geçici dünya malını istiyorsunuz, oysa Allah ahireti kazanmanızı ister. Allah Güçlü'dür, Hakim'dir.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 68. Ayet
Arapça: لَّوْلَا كِتَٰبٌۭ مِّنَ ٱللَّهِ سَبَقَ لَمَسَّكُمْ فِيمَآ أَخَذْتُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: levlâ kitâbum mine-llâhi sebeka lemessekum fîmâ eḫaẕtum `aẕâbun `ażîm.
Türkçe Meali: Daha önceden Allah'tan verilmiş bir hüküm olmasaydı, aldıklarınızdan ötürü size büyük bir azab erişirdi.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 69. Ayet
Arapça: فَكُلُوا۟ مِمَّا غَنِمْتُمْ حَلَٰلًۭا طَيِّبًۭا ۚ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌۭ رَّحِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: fekulû mimmâ ğanimtum halâlen tayyibâ. vetteku-llâh. inne-llâhe ğafûrur rahîm.
Türkçe Meali: Elde ettiğiniz ganimetleri temiz ve helal olarak yiyin; Allah'tan sakının, doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 70. Ayet
Arapça: يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ قُل لِّمَن فِىٓ أَيْدِيكُم مِّنَ ٱلْأَسْرَىٰٓ إِن يَعْلَمِ ٱللَّهُ فِى قُلُوبِكُمْ خَيْرًۭا يُؤْتِكُمْ خَيْرًۭا مِّمَّآ أُخِذَ مِنكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ۗ وَٱللَّهُ غَفُورٌۭ رَّحِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: yâ eyyuhe-nnebiyyu kul limen fî eydîkum mine-l'esrâ iy ya`lemi-llâhu fî kulûbikum ḫayray yu'tikum ḫayram mimmâ uḫiẕe minkum veyağfir lekum. vellâhu ğafûrur rahîm.
Türkçe Meali: Elinizde bulunan esirlere, "Allah kalblerinizde bir iyilik bulursa, size sizden alınanın daha hayırlısını verir, sizi bağışlar, Allah bağışlayandır, merhamet edendir" de.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 71. Ayet
Arapça: وَإِن يُرِيدُوا۟ خِيَانَتَكَ فَقَدْ خَانُوا۟ ٱللَّهَ مِن قَبْلُ فَأَمْكَنَ مِنْهُمْ ۗ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ
Türkçe Okunuşu: veiy yurîdû ḫiyâneteke fekad ḫânu-llâhe min kablu feemkene minhum. vellâhu `alîmun hakîm.
Türkçe Meali: Esirler sana hıyanet etmek isterlerse, bilsinler ki esasen daha önce de Allah'a hıyanet etmişlerdi, Allah bundan ötürü onları yenmen için sana imkan verdi. Allah Bilen'dir, Hakim'dir.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 72. Ayet
Arapça: إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَهَاجَرُوا۟ وَجَٰهَدُوا۟ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَٱلَّذِينَ ءَاوَوا۟ وَّنَصَرُوٓا۟ أُو۟لَٰٓئِكَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَآءُ بَعْضٍۢ ۚ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَلَمْ يُهَاجِرُوا۟ مَا لَكُم مِّن وَلَٰيَتِهِم مِّن شَىْءٍ حَتَّىٰ يُهَاجِرُوا۟ ۚ وَإِنِ ٱسْتَنصَرُوكُمْ فِى ٱلدِّينِ فَعَلَيْكُمُ ٱلنَّصْرُ إِلَّا عَلَىٰ قَوْمٍۭ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُم مِّيثَٰقٌۭ ۗ وَٱللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌۭ
Türkçe Okunuşu: inne-lleẕîne âmenû vehâcerû vecâhedû biemvâlihim veenfusihim fî sebîli-llâhi velleẕîne evev venesarû ulâike ba`duhum evliyâu ba`d. velleẕîne âmenû velem yuhâcirû mâ lekum miv velâyetihim min şey'in hattâ yuhâcirû. veini-stensarûkum fi-ddîni fe`aleykumu-nnasru illâ `alâ kavmim beynekum vebeynehum mîŝâkun. vellâhu bimâ ta`melûne besîr.
Türkçe Meali: Doğrusu inanıp hicret edenler, Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihat edenler ve muhacirleri barındırıp onlara yardım edenler, işte bunlar birbirinin dostudurlar. İnanıp hicret etmeyenlerle, hicret edene kadar sizin dostluğunuz yoktur. Fakat din uğrunda yardım isterlerse, aranızda anlaşma olmayan topluluktan başkasına karşı onlara yardım etmeniz gerekir. Allah işlediklerinizi görür.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 73. Ayet
Arapça: وَٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَآءُ بَعْضٍ ۚ إِلَّا تَفْعَلُوهُ تَكُن فِتْنَةٌۭ فِى ٱلْأَرْضِ وَفَسَادٌۭ كَبِيرٌۭ
Türkçe Okunuşu: velleẕîne keferû ba`duhum evliyâu ba`d. illâ tef`alûhu tekun fitnetun fi-l'ardi vefesâdun kebîr.
Türkçe Meali: İnkar edenler birbirlerinin dostlarıdır. Eğer siz aranızda dost olmazsanız yeryüzünde kargaşalık, fitne ve büyük bozgun çıkar.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 74. Ayet
Arapça: وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَهَاجَرُوا۟ وَجَٰهَدُوا۟ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَٱلَّذِينَ ءَاوَوا۟ وَّنَصَرُوٓا۟ أُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُؤْمِنُونَ حَقًّۭا ۚ لَّهُم مَّغْفِرَةٌۭ وَرِزْقٌۭ كَرِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: velleẕîne âmenû vehâcerû vecâhedû fî sebîli-llâhi velleẕîne evev venesarû ulâike humu-lmu'minûne hakkâ. lehum mağfiratuv verizkun kerîm.
Türkçe Meali: İnanıp hicret eden, Allah yolunda savaşanlar ve muhacirleri barındırıp onlara yardım edenler, işte onlar gerçekten inanmış olanlardır. Onlara mağfiret ve cömertçe verilmiş rızıklar vardır.
سُورَةُ الأَنفَالِ - Enfâl Suresi - 75. Ayet
Arapça: وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مِنۢ بَعْدُ وَهَاجَرُوا۟ وَجَٰهَدُوا۟ مَعَكُمْ فَأُو۟لَٰٓئِكَ مِنكُمْ ۚ وَأُو۟لُوا۟ ٱلْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَىٰ بِبَعْضٍۢ فِى كِتَٰبِ ٱللَّهِ ۗ إِنَّ ٱللَّهَ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌۢ
Türkçe Okunuşu: velleẕîne âmenû mim ba`du vehâcerû vecâhedû me`akum feulâike minkum. veulu-l'erhâmi ba`duhum evlâ biba`din fî kitâbi-llâh. inne-llâhe bikulli şey'in `alîm.
Türkçe Meali: Sonra inanıp hicret eden ve sizinle birlikte savaşanlar, işte onlar sizdendir. Birbirinin mirasçısı olan akraba, Allah'ın Kitap'ına göre birbirine daha yakındır. Doğrusu Allah her şeyi bilir.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 1. Ayet
Arapça: بَرَآءَةٌۭ مِّنَ ٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦٓ إِلَى ٱلَّذِينَ عَٰهَدتُّم مِّنَ ٱلْمُشْرِكِينَ
Türkçe Okunuşu: berâetum mine-llâhi verasûlihî ile-lleẕîne `âhettum mine-lmuşrikîn.
Türkçe Meali: Allah'tan ve Peygamberinden, kendileriyle andlaşma yaptığınız müşriklere ihtardır: Yeryüzünde dört ay daha dolaşabilirsiniz. Allah'ı aciz bırakamayacağınızı, Allah'ın inkarcıları rezil edeceğini bilin.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 2. Ayet
Arapça: فَسِيحُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍۢ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّكُمْ غَيْرُ مُعْجِزِى ٱللَّهِ ۙ وَأَنَّ ٱللَّهَ مُخْزِى ٱلْكَٰفِرِينَ
Türkçe Okunuşu: fesîhû fi-l'ardi erbe`ate eşhuriv va`lemû ennekum ğayru mu`cizi-llâhi veenne-llâhe muḫzi-lkâfirîn.
Türkçe Meali: Allah'tan ve Peygamberinden, kendileriyle andlaşma yaptığınız müşriklere ihtardır: Yeryüzünde dört ay daha dolaşabilirsiniz. Allah'ı aciz bırakamayacağınızı, Allah'ın inkarcıları rezil edeceğini bilin.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 3. Ayet
Arapça: وَأَذَٰنٌۭ مِّنَ ٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦٓ إِلَى ٱلنَّاسِ يَوْمَ ٱلْحَجِّ ٱلْأَكْبَرِ أَنَّ ٱللَّهَ بَرِىٓءٌۭ مِّنَ ٱلْمُشْرِكِينَ ۙ وَرَسُولُهُۥ ۚ فَإِن تُبْتُمْ فَهُوَ خَيْرٌۭ لَّكُمْ ۖ وَإِن تَوَلَّيْتُمْ فَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّكُمْ غَيْرُ مُعْجِزِى ٱللَّهِ ۗ وَبَشِّرِ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ
Türkçe Okunuşu: veeẕânum mine-llâhi verasûlihî ile-nnâsi yevme-lhacci-l'ekberi enne-llâhe berîum mine-lmuşrikîne verasûluh. fein tubtum fehuve ḫayrul lekum. vein tevelleytum fa`lemû ennekum ğayru mu`cizi-llâh. vebeşşiri-lleẕîne keferû bi`aẕâbin elîm.
Türkçe Meali: Allah'ın ve Peygamberinin, ortak koşanlardan uzak olduğunu, büyük hac günü, Allah ve peygamberi insanlara ilan eder. Eğer tevbe ederseniz, bu sizin için daha hayırlı olur, yüz çevirirseniz, bilin ki siz Allah'ı aciz bırakamazsınız. İnkar edenlere can yakıcı azabı müjdele.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 4. Ayet
Arapça: إِلَّا ٱلَّذِينَ عَٰهَدتُّم مِّنَ ٱلْمُشْرِكِينَ ثُمَّ لَمْ يَنقُصُوكُمْ شَيْـًۭٔا وَلَمْ يُظَٰهِرُوا۟ عَلَيْكُمْ أَحَدًۭا فَأَتِمُّوٓا۟ إِلَيْهِمْ عَهْدَهُمْ إِلَىٰ مُدَّتِهِمْ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلْمُتَّقِينَ
Türkçe Okunuşu: ille-lleẕîne `âhettum mine-lmuşrikîne ŝumme lem yenkusûkum şey'ev velem yużahirû `aleykum ehaden feetimmû ileyhim `ahdehum ilâ muddetihim. inne-llâhe yuhibbu-lmuttekîn.
Türkçe Meali: Yalnız, andlaşma hükümlerinde size karşı bir eksiklik yapmayan ve aleyhinizde kimseye yardım etmeyen müşriklerle yaptığınız andlaşmaya sonuna kadar riayet edin. Allah sakınanları sever.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 5. Ayet
Arapça: فَإِذَا ٱنسَلَخَ ٱلْأَشْهُرُ ٱلْحُرُمُ فَٱقْتُلُوا۟ ٱلْمُشْرِكِينَ حَيْثُ وَجَدتُّمُوهُمْ وَخُذُوهُمْ وَٱحْصُرُوهُمْ وَٱقْعُدُوا۟ لَهُمْ كُلَّ مَرْصَدٍۢ ۚ فَإِن تَابُوا۟ وَأَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَوُا۟ ٱلزَّكَوٰةَ فَخَلُّوا۟ سَبِيلَهُمْ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌۭ رَّحِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: feiẕe-nseleḫa-l'eşhuru-lhurumu faktulu-lmuşrikîne hayŝu vecettumûhum veḫuẕûhum vahsurûhum vak`udû lehum kulle mersad. fein tâbû veekâmu-ssalâte veâtevu-zzekâte feḫallû sebîlehum. inne-llâhe ğafûrur rahîm.
Türkçe Meali: Hürmetli aylar çıkınca, puta tapanları bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayıp hapsedin; her gözetleme yerinde onları bekleyin. Eğer tevbe eder, namaz kılar ve zekat verirlerse yollarını serbest bırakın. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 6. Ayet
Arapça: وَإِنْ أَحَدٌۭ مِّنَ ٱلْمُشْرِكِينَ ٱسْتَجَارَكَ فَأَجِرْهُ حَتَّىٰ يَسْمَعَ كَلَٰمَ ٱللَّهِ ثُمَّ أَبْلِغْهُ مَأْمَنَهُۥ ۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌۭ لَّا يَعْلَمُونَ
Türkçe Okunuşu: vein ehadum mine-lmuşrikîne-stecârake feecirhu hattâ yesme`a kelâme-llâhi ŝumme ebliğhu me'meneh. ẕâlike biennehum kavmul lâ ya`lemûn.
Türkçe Meali: Puta tapanlardan biri sana sığınırsa, onu güvene al; ta ki Allah'ın sözünü dinlesin. Sonra onu güven içinde olacağı yere ulaştır. Çünkü onlar bilgisiz bir topluluktur.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 7. Ayet
Arapça: كَيْفَ يَكُونُ لِلْمُشْرِكِينَ عَهْدٌ عِندَ ٱللَّهِ وَعِندَ رَسُولِهِۦٓ إِلَّا ٱلَّذِينَ عَٰهَدتُّمْ عِندَ ٱلْمَسْجِدِ ٱلْحَرَامِ ۖ فَمَا ٱسْتَقَٰمُوا۟ لَكُمْ فَٱسْتَقِيمُوا۟ لَهُمْ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلْمُتَّقِينَ
Türkçe Okunuşu: keyfe yekûnu lilmuşrikîne `ahdun `inde-llâhi ve`inde rasûlihî ille-lleẕîne `âhettum `inde-lmescidi-lharâm. feme-stekâmû lekum festekîmû lehum. inne-llâhe yuhibbu-lmuttekîn.
Türkçe Meali: Mescidi Haram'ın yanında andlaştıklarınızın dışında, puta tapanların Allah katında ve Peygamberi önünde nasıl bir andlaşmaları olabilir. Size doğru davrandıkça siz de onlara doğru davranın. Allah, sözleşmelerini bozmaktan sakınanları sever.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 8. Ayet
Arapça: كَيْفَ وَإِن يَظْهَرُوا۟ عَلَيْكُمْ لَا يَرْقُبُوا۟ فِيكُمْ إِلًّۭا وَلَا ذِمَّةًۭ ۚ يُرْضُونَكُم بِأَفْوَٰهِهِمْ وَتَأْبَىٰ قُلُوبُهُمْ وَأَكْثَرُهُمْ فَٰسِقُونَ
Türkçe Okunuşu: keyfe veiy yażherû `aleykum lâ yerkubû fîkum illev velâ ẕimmeh. yurdûnekum biefvâhihim vete'bâ kulûbuhum. veekŝeruhum fâsikûn.
Türkçe Meali: Nasıl olabilir ki, size üstün gelselerdi ne bir yakınlık, ne de bir ahd gözetirlerdi. Kalpleriyle istemezlerken sizi ağızlarıyla hoşnut etmeye uğraşırlar; çokları fasıktırlar.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 9. Ayet
Arapça: ٱشْتَرَوْا۟ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ ثَمَنًۭا قَلِيلًۭا فَصَدُّوا۟ عَن سَبِيلِهِۦٓ ۚ إِنَّهُمْ سَآءَ مَا كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ
Türkçe Okunuşu: işterav biâyâti-llâhi ŝemenen kalîlen fesaddû `an sebîlih. innehum sâe mâ kânû ya`melûn.
Türkçe Meali: Allah'ın ayetlerini az bir değere değişip, O'nun yolundan alıkoydular. Onların işledikleri gerçekten ne kötüdür!
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 10. Ayet
Arapça: لَا يَرْقُبُونَ فِى مُؤْمِنٍ إِلًّۭا وَلَا ذِمَّةًۭ ۚ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُعْتَدُونَ
Türkçe Okunuşu: lâ yerkubûne fî mu'minin illev velâ ẕimmeh. veulâike humu-lmu`tedûn.
Türkçe Meali: Onlar hiçbir müminin yakınlık veya ahdini gözetmezler. İşte aşırı gidenler bunlardır.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 11. Ayet
Arapça: فَإِن تَابُوا۟ وَأَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَوُا۟ ٱلزَّكَوٰةَ فَإِخْوَٰنُكُمْ فِى ٱلدِّينِ ۗ وَنُفَصِّلُ ٱلْءَايَٰتِ لِقَوْمٍۢ يَعْلَمُونَ
Türkçe Okunuşu: fein tâbû veekâmu-ssalâte veâtevu-zzekâte feiḫvânukum fi-ddîn. venufessilu-l'âyâti likavmiy ya`lemûn.
Türkçe Meali: Eğer tevbe eder, namaz kılar ve zekat verirlerse, sizin din kardeşiniz olurlar. Bilen kimseler için ayetleri uzun uzadıya açıklıyoruz.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 12. Ayet
Arapça: وَإِن نَّكَثُوٓا۟ أَيْمَٰنَهُم مِّنۢ بَعْدِ عَهْدِهِمْ وَطَعَنُوا۟ فِى دِينِكُمْ فَقَٰتِلُوٓا۟ أَئِمَّةَ ٱلْكُفْرِ ۙ إِنَّهُمْ لَآ أَيْمَٰنَ لَهُمْ لَعَلَّهُمْ يَنتَهُونَ
Türkçe Okunuşu: vein nekeŝû eymânehum mim ba`di `ahdihim veta`anû fî dînikum fekâtilû eimmete-lkufri innehum lâ eymâne lehum le`allehum yentehûn.
Türkçe Meali: Eğer andlaşmalarından sonra, yeminlerini bozarlar, dininize dil uzatırlarsa, inkarda önde gidenlerle savaşın, çünkü onların yeminleri sayılmaz, belki vazgeçerler.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 13. Ayet
Arapça: أَلَا تُقَٰتِلُونَ قَوْمًۭا نَّكَثُوٓا۟ أَيْمَٰنَهُمْ وَهَمُّوا۟ بِإِخْرَاجِ ٱلرَّسُولِ وَهُم بَدَءُوكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍ ۚ أَتَخْشَوْنَهُمْ ۚ فَٱللَّهُ أَحَقُّ أَن تَخْشَوْهُ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ
Türkçe Okunuşu: elâ tukâtilûne kavmen nekeŝû eymânehum vehemmû biiḫrâci-rrasûli vehum bedeûkum evvele merrah. etaḫşevnehum. fellâhu ehakku en taḫşevhu in kuntum mu'minîn.
Türkçe Meali: Yeminlerini bozan, Peygamberi sürgüne göndermeye azmeden bir toplumla savaşmanız gerekmez mi ki, önce onlar başlamışlardır? Onlardan korkar mısınız? Eğer inanıyorsanız bilin ki asıl korkmanız gereken Allah'tır.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 14. Ayet
Arapça: قَٰتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ ٱللَّهُ بِأَيْدِيكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍۢ مُّؤْمِنِينَ
Türkçe Okunuşu: kâtilûhum yu`aẕẕibhumu-llâhu bieydîkum veyuḫzihim veyensurkum `aleyhim veyeşfi sudûra kavmim mu'minîn.
Türkçe Meali: Onlarla savaşın ki Allah sizin elinizle onları azablandırsın, rezil etsin ve sizi üstün getirsin de müminlerin gönüllerini ferahlandırsın, kalblerindeki öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah Bilendir, Hakimdir.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 15. Ayet
Arapça: وَيُذْهِبْ غَيْظَ قُلُوبِهِمْ ۗ وَيَتُوبُ ٱللَّهُ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ ۗ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ
Türkçe Okunuşu: veyuẕhib ğayża kulûbihim. veyetûbu-llâhu `alâ mey yeşâ'. vellâhu `alîmun hakîm.
Türkçe Meali: Onlarla savaşın ki Allah sizin elinizle onları azablandırsın, rezil etsin ve sizi üstün getirsin de müminlerin gönüllerini ferahlandırsın, kalblerindeki öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah Bilendir, Hakimdir.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 16. Ayet
Arapça: أَمْ حَسِبْتُمْ أَن تُتْرَكُوا۟ وَلَمَّا يَعْلَمِ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ جَٰهَدُوا۟ مِنكُمْ وَلَمْ يَتَّخِذُوا۟ مِن دُونِ ٱللَّهِ وَلَا رَسُولِهِۦ وَلَا ٱلْمُؤْمِنِينَ وَلِيجَةًۭ ۚ وَٱللَّهُ خَبِيرٌۢ بِمَا تَعْمَلُونَ
Türkçe Okunuşu: em hasibtum en tutrakû velemmâ ya`lemi-llâhu-lleẕîne câhedû minkum velem yetteḫiẕû min dûni-llâhi velâ rasûlihî vele-lmu'minîne velîceh. vellâhu ḫabîrum bimâ ta`melûn.
Türkçe Meali: Allah, içinizden cihat edenleri; Allah'tan, peygamberinden ve inananlardan başka sırdaş edinmeyenleri ortaya çıkarmadan sizi kendi halinize bırakacak mı zannediyorsunuz? Allah işlediklerinizden haberdardır.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 17. Ayet
Arapça: مَا كَانَ لِلْمُشْرِكِينَ أَن يَعْمُرُوا۟ مَسَٰجِدَ ٱللَّهِ شَٰهِدِينَ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِم بِٱلْكُفْرِ ۚ أُو۟لَٰٓئِكَ حَبِطَتْ أَعْمَٰلُهُمْ وَفِى ٱلنَّارِ هُمْ خَٰلِدُونَ
Türkçe Okunuşu: mâ kâne lilmuşrikîne ey ya`murû mesâcide-llâhi şâhidîne `alâ enfusihim bilkufr. ulâike habitat a`mâluhum. vefi-nnâri hum ḫâlidûn.
Türkçe Meali: Puta tapanların kendilerinin inkarcı olduklarını itiraf edip dururken Allah'ın mescidlerini onarmaları gerekmez. Onların işledikleri boşa gitmiştir, cehennemde temelli kalacaklardır.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 18. Ayet
Arapça: إِنَّمَا يَعْمُرُ مَسَٰجِدَ ٱللَّهِ مَنْ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَأَقَامَ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَى ٱلزَّكَوٰةَ وَلَمْ يَخْشَ إِلَّا ٱللَّهَ ۖ فَعَسَىٰٓ أُو۟لَٰٓئِكَ أَن يَكُونُوا۟ مِنَ ٱلْمُهْتَدِينَ
Türkçe Okunuşu: innemâ ya`muru mesâcide-llâhi men âmene billâhi velyevmi-l'âḫiri veekâme-ssalâte veâte-zzekâte velem yaḫşe ille-llâhe fe`asâ ulâike ey yekûnû mine-lmuhtedîn.
Türkçe Meali: Allah'ın mescidlerini sadece, Allah'a ve ahiret gününe inanan, namaz kılan, zekat veren ve ancak Allah'tan korkan kimseler onarır. İşte onlar doğru yolda bulunanlardan olabilirler.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 19. Ayet
Arapça: ۞ أَجَعَلْتُمْ سِقَايَةَ ٱلْحَآجِّ وَعِمَارَةَ ٱلْمَسْجِدِ ٱلْحَرَامِ كَمَنْ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَجَٰهَدَ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ ۚ لَا يَسْتَوُۥنَ عِندَ ٱللَّهِ ۗ وَٱللَّهُ لَا يَهْدِى ٱلْقَوْمَ ٱلظَّٰلِمِينَ
Türkçe Okunuşu: ece`altum sikâyete-lhâcci ve`imârate-lmescidi-lharâmi kemen âmene billâhi velyevmi-l'âḫiri vecâhede fî sebîli-llâh. lâ yestevûne `inde-llâh. vellâhu lâ yehdi-lkavme-żżâlimîn.
Türkçe Meali: Hacca gelenlere su vermeyi, Mescidi Haramı onarmayı, Allah'a ve ahiret gününe inananla, Allah yolunda cihat edenle bir mi tuttunuz? Allah katında bir olmazlar; Allah zulmeden milleti doğru yola eriştirmez.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 20. Ayet
Arapça: ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَهَاجَرُوا۟ وَجَٰهَدُوا۟ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ أَعْظَمُ دَرَجَةً عِندَ ٱللَّهِ ۚ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْفَآئِزُونَ
Türkçe Okunuşu: elleẕîne âmenû vehâcerû vecâhedû fî sebîli-llâhi biemvâlihim veenfusihim a`żamu deraceten `inde-llâh. veulâike humu-lfâizûn.
Türkçe Meali: İnanan, hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihat eden kimselere Allah katında en büyük dereceler vardır. İşte kurtulanlar onlardır.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 21. Ayet
Arapça: يُبَشِّرُهُمْ رَبُّهُم بِرَحْمَةٍۢ مِّنْهُ وَرِضْوَٰنٍۢ وَجَنَّٰتٍۢ لَّهُمْ فِيهَا نَعِيمٌۭ مُّقِيمٌ
Türkçe Okunuşu: yubeşşiruhum rabbuhum birahmetim minhu veridvâniv vecennâtil lehum fîhâ ne`îmum mukîm.
Türkçe Meali: Rableri onlara katından bir rahmet, hoşnutluk ve içinde tükenmez nimetler bulunan cennetleri müjdeler. Doğrusu büyük ecir Allah katındadır.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 22. Ayet
Arapça: خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدًا ۚ إِنَّ ٱللَّهَ عِندَهُۥٓ أَجْرٌ عَظِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: ḫâlidîne fîhâ ebedâ. inne-llâhe `indehû ecrun `ażîm.
Türkçe Meali: Rableri onlara katından bir rahmet, hoşnutluk ve içinde tükenmez nimetler bulunan cennetleri müjdeler. Doğrusu büyük ecir Allah katındadır.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 23. Ayet
Arapça: يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَتَّخِذُوٓا۟ ءَابَآءَكُمْ وَإِخْوَٰنَكُمْ أَوْلِيَآءَ إِنِ ٱسْتَحَبُّوا۟ ٱلْكُفْرَ عَلَى ٱلْإِيمَٰنِ ۚ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلظَّٰلِمُونَ
Türkçe Okunuşu: yâ eyyuhe-lleẕîne âmenû lâ tetteḫiẕû âbâekum veiḫvânekum evliyâe ini-stehabbu-lkufra `ale-l'îmân. vemey yetevellehum minkum feulâike humu-żżâlimûn.
Türkçe Meali: Ey inananlar! Babalarınızı, kardeşlerinizi küfrü imana tercih ediyorlarsa dost edinmeyin. Sizden onları kim dost edinirse doğrusu kendine yazık etmiş olurlar.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 24. Ayet
Arapça: قُلْ إِن كَانَ ءَابَآؤُكُمْ وَأَبْنَآؤُكُمْ وَإِخْوَٰنُكُمْ وَأَزْوَٰجُكُمْ وَعَشِيرَتُكُمْ وَأَمْوَٰلٌ ٱقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَٰرَةٌۭ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَٰكِنُ تَرْضَوْنَهَآ أَحَبَّ إِلَيْكُم مِّنَ ٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَجِهَادٍۢ فِى سَبِيلِهِۦ فَتَرَبَّصُوا۟ حَتَّىٰ يَأْتِىَ ٱللَّهُ بِأَمْرِهِۦ ۗ وَٱللَّهُ لَا يَهْدِى ٱلْقَوْمَ ٱلْفَٰسِقِينَ
Türkçe Okunuşu: kul in kâne âbâukum veebnâukum veiḫvânukum veezvâcukum ve`aşîratukum veemvâlun-kteraftumûhâ veticâratun taḫşevne kesâdehâ vemesâkinu terdavnehâ ehabbe ileykum mine-llâhi verasûlihî vecihâdin fî sebîlihî feterabbesû hattâ ye'tiye-llâhu biemrih. vellâhu lâ yehdi-lkavme-lfâsikîn.
Türkçe Meali: De ki: "Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, akrabanız, elde ettiğiniz mallar, durgun gitmesinden korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden evler sizce Allah'tan, Peygamberinden ve Allah yolunda savaşmaktan daha sevgili ise, Allah'ın buyruğu gelene kadar bekleyin. Allah fasık kimseleri doğru yola eriştirmez."
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 25. Ayet
Arapça: لَقَدْ نَصَرَكُمُ ٱللَّهُ فِى مَوَاطِنَ كَثِيرَةٍۢ ۙ وَيَوْمَ حُنَيْنٍ ۙ إِذْ أَعْجَبَتْكُمْ كَثْرَتُكُمْ فَلَمْ تُغْنِ عَنكُمْ شَيْـًۭٔا وَضَاقَتْ عَلَيْكُمُ ٱلْأَرْضُ بِمَا رَحُبَتْ ثُمَّ وَلَّيْتُم مُّدْبِرِينَ
Türkçe Okunuşu: lekad nesarakumu-llâhu fî mevâtine keŝîrativ veyevme huneynin iẕ a`cebetkum keŝratukum felem tuğni `ankum şey'ev vedâkat `aleykumu-l'ardu bimâ rahubet ŝumme velleytum mudbirîn.
Türkçe Meali: And olsun ki Allah size birçok yerlerde, ve çokluğunuzun sizi böbürlendirdiği fakat bir faydası da olmadığı, yeryüzünün geniş olmasına rağmen size dar gelip de bozularak arkanıza döndüğünüz Huneyn gününde yardım etmişti.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 26. Ayet
Arapça: ثُمَّ أَنزَلَ ٱللَّهُ سَكِينَتَهُۥ عَلَىٰ رَسُولِهِۦ وَعَلَى ٱلْمُؤْمِنِينَ وَأَنزَلَ جُنُودًۭا لَّمْ تَرَوْهَا وَعَذَّبَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ ۚ وَذَٰلِكَ جَزَآءُ ٱلْكَٰفِرِينَ
Türkçe Okunuşu: ŝumme enzele-llâhu sekînetehû `alâ rasûlihî ve`ale-lmu'minîne veenzele cunûdel lem teravhâ ve`aẕẕebe-lleẕîne keferû. veẕâlike cezâu-lkâfirîn.
Türkçe Meali: Bozgundan sonra Allah, Peygamberine, müminlere güvenlik verdi ve görmediğiniz askerler indirdi; inkar edenleri azaba uğrattı. İnkarcıların cezası budur.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 27. Ayet
Arapça: ثُمَّ يَتُوبُ ٱللَّهُ مِنۢ بَعْدِ ذَٰلِكَ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ ۗ وَٱللَّهُ غَفُورٌۭ رَّحِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: ŝumme yetûbu-llâhu mim ba`di ẕâlike `alâ mey yeşâ'. vellâhu ğafûrur rahîm.
Türkçe Meali: Allah bundan sonra da dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah bağışlar ve merhamet eder.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 28. Ayet
Arapça: يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِنَّمَا ٱلْمُشْرِكُونَ نَجَسٌۭ فَلَا يَقْرَبُوا۟ ٱلْمَسْجِدَ ٱلْحَرَامَ بَعْدَ عَامِهِمْ هَٰذَا ۚ وَإِنْ خِفْتُمْ عَيْلَةًۭ فَسَوْفَ يُغْنِيكُمُ ٱللَّهُ مِن فَضْلِهِۦٓ إِن شَآءَ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمٌ حَكِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: yâ eyyuhe-lleẕîne âmenû inneme-lmuşrikûne necesun felâ yakrabu-lmescide-lharâme ba`de `âmihim hâẕâ. vein ḫiftum `ayleten fesevfe yuğnîkumu-llâhu min fadlihî in şâ'. inne-llâhe `alîmun hakîm.
Türkçe Meali: Ey inananlar! Doğrusu puta tapanlar pistirler, bu sebeple, bu yıllardan sonra Mescidi Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer fakirlikten korkarsanız, bilin ki Allah dilerse sizi bol nimetiyle zenginleştirecektir. Allah şüphesiz bilendir, hakimdir.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 29. Ayet
Arapça: قَٰتِلُوا۟ ٱلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَلَا بِٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَلَا يُحَرِّمُونَ مَا حَرَّمَ ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥ وَلَا يَدِينُونَ دِينَ ٱلْحَقِّ مِنَ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَٰبَ حَتَّىٰ يُعْطُوا۟ ٱلْجِزْيَةَ عَن يَدٍۢ وَهُمْ صَٰغِرُونَ
Türkçe Okunuşu: kâtilu-lleẕîne lâ yu'minûne billâhi velâ bilyevmi-l'âḫiri velâ yuharrimûne mâ harrame-llâhu verasûluhû velâ yedînûne dîne-lhakki mine-lleẕîne ûtu-lkitâbe hattâ yu`tu-lcizyete `ay yediv vehum sâğirûn.
Türkçe Meali: Kitap verilenlerden, Allah'a, ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Peygamberinin haram kıldığını haram saymayan, hak dinini din edinmeyenlerle, boyunlarını büküp kendi elleriyle cizye verene kadar savaşın.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 30. Ayet
Arapça: وَقَالَتِ ٱلْيَهُودُ عُزَيْرٌ ٱبْنُ ٱللَّهِ وَقَالَتِ ٱلنَّصَٰرَى ٱلْمَسِيحُ ٱبْنُ ٱللَّهِ ۖ ذَٰلِكَ قَوْلُهُم بِأَفْوَٰهِهِمْ ۖ يُضَٰهِـُٔونَ قَوْلَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ مِن قَبْلُ ۚ قَٰتَلَهُمُ ٱللَّهُ ۚ أَنَّىٰ يُؤْفَكُونَ
Türkçe Okunuşu: vekâleti-lyehûdu `uzeyrun-bnu-llâhi vekâleti-nnesâra-lmesîhu-bnu-llâh. ẕâlike kavluhum biefvâhihim. yudâhiûne kavle-lleẕîne keferû min kabl. kâtelehumu-llâh. ennâ yu'fekûn.
Türkçe Meali: Yahudiler, "Üzeyr Allah'ın oğludur" dediler; Hıristiyanlar, "Mesih Allah'ın oğludur" dediler. Bu, daha önce inkar edenlerin sözlerine benzeterek ağızlarında geveledikleri sözdür. Allah onları yok etsin, nasıl da uyduruyorlar!
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 31. Ayet
Arapça: ٱتَّخَذُوٓا۟ أَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَٰنَهُمْ أَرْبَابًۭا مِّن دُونِ ٱللَّهِ وَٱلْمَسِيحَ ٱبْنَ مَرْيَمَ وَمَآ أُمِرُوٓا۟ إِلَّا لِيَعْبُدُوٓا۟ إِلَٰهًۭا وَٰحِدًۭا ۖ لَّآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ۚ سُبْحَٰنَهُۥ عَمَّا يُشْرِكُونَ
Türkçe Okunuşu: itteḫaẕû ahbârahum veruhbânehum erbâbem min dûni-llâhi velmesîha-bne meryem. vemâ umirû illâ liya`budû ilâhev vâhidâ. lâ ilâhe illâ hû. subhânehû `ammâ yuşrikûn.
Türkçe Meali: Onlar Allah'ı bırakıp hahamlarını, papazlarını ve Meryem oğlu Mesih'i rableri olarak kabul ettiler. Oysa tek Tanrı'dan başkasına kulluk etmemekle emrolunmuşlardı. Ondan başka tanrı yoktur. Allah, koştukları eşlerden münezzehtir.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 32. Ayet
Arapça: يُرِيدُونَ أَن يُطْفِـُٔوا۟ نُورَ ٱللَّهِ بِأَفْوَٰهِهِمْ وَيَأْبَى ٱللَّهُ إِلَّآ أَن يُتِمَّ نُورَهُۥ وَلَوْ كَرِهَ ٱلْكَٰفِرُونَ
Türkçe Okunuşu: yurîdûne ey yutfiû nûra-llâhi biefvâhihim veye'be-llâhu illâ ey yutimme nûrahû velev kerihe-lkâfirûn.
Türkçe Meali: Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Kafirler istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 33. Ayet
Arapça: هُوَ ٱلَّذِىٓ أَرْسَلَ رَسُولَهُۥ بِٱلْهُدَىٰ وَدِينِ ٱلْحَقِّ لِيُظْهِرَهُۥ عَلَى ٱلدِّينِ كُلِّهِۦ وَلَوْ كَرِهَ ٱلْمُشْرِكُونَ
Türkçe Okunuşu: huve-lleẕî ersele rasûlehû bilhudâ vedîni-lhakki liyużhirahû `ale-ddîni kullihî velev kerihe-lmuşrikûn.
Türkçe Meali: Puta tapanlar hoşlanmasa da, dinini bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini doğru yol ve hak dinle gönderen Allah'tır.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 34. Ayet
Arapça: ۞ يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِنَّ كَثِيرًۭا مِّنَ ٱلْأَحْبَارِ وَٱلرُّهْبَانِ لَيَأْكُلُونَ أَمْوَٰلَ ٱلنَّاسِ بِٱلْبَٰطِلِ وَيَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ ۗ وَٱلَّذِينَ يَكْنِزُونَ ٱلذَّهَبَ وَٱلْفِضَّةَ وَلَا يُنفِقُونَهَا فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ فَبَشِّرْهُم بِعَذَابٍ أَلِيمٍۢ
Türkçe Okunuşu: yâ eyyuhe-lleẕîne âmenû inne keŝîram mine-l'ahbâri verruhbâni leye'kulûne emvâle-nnâsi bilbâtili veyesuddûne `an sebîli-llâh. velleẕîne yeknizûne-ẕẕehebe velfiddate velâ yunfikûnehâ fî sebîli-llâhi febeşşirhum bi`aẕâbin elîm.
Türkçe Meali: Ey inananlar! Hahamlar ve rahiplerin çoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler. Allah yolundan alıkoyarlar. Altın ve gümüşü biriktirip Allah yolunda sarf etmeyenlere can yakıcı bir azabı müjdele.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 35. Ayet
Arapça: يَوْمَ يُحْمَىٰ عَلَيْهَا فِى نَارِ جَهَنَّمَ فَتُكْوَىٰ بِهَا جِبَاهُهُمْ وَجُنُوبُهُمْ وَظُهُورُهُمْ ۖ هَٰذَا مَا كَنَزْتُمْ لِأَنفُسِكُمْ فَذُوقُوا۟ مَا كُنتُمْ تَكْنِزُونَ
Türkçe Okunuşu: yevme yuhmâ `aleyhâ fî nâri cehenneme fetukvâ bihâ cibâhuhum vecunûbuhum veżuhûruhum. hâẕâ mâ keneztum lienfusikum feẕûkû mâ kuntum teknizûn.
Türkçe Meali: Bunlar cehennem ateşinde kızdırıldığı gün, alınları, böğürleri ve sırtları onlarla dağlanacak, "Bu, kendiniz için biriktirdiğinizdir; biriktirdiğinizi tadın" denecek.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 36. Ayet
Arapça: إِنَّ عِدَّةَ ٱلشُّهُورِ عِندَ ٱللَّهِ ٱثْنَا عَشَرَ شَهْرًۭا فِى كِتَٰبِ ٱللَّهِ يَوْمَ خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ مِنْهَآ أَرْبَعَةٌ حُرُمٌۭ ۚ ذَٰلِكَ ٱلدِّينُ ٱلْقَيِّمُ ۚ فَلَا تَظْلِمُوا۟ فِيهِنَّ أَنفُسَكُمْ ۚ وَقَٰتِلُوا۟ ٱلْمُشْرِكِينَ كَآفَّةًۭ كَمَا يُقَٰتِلُونَكُمْ كَآفَّةًۭ ۚ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلْمُتَّقِينَ
Türkçe Okunuşu: inne `iddete-şşuhûri `inde-llâhi-ŝnâ `aşera şehran fî kitâbi-llâhi yevme ḫaleka-ssemâvâti vel'arda minhâ erbe`atun hurum. ẕâlike-ddînu-lkayyimu felâ tażlimû fîhinne enfusekum vekâtilu-lmuşrikîne kâffeten kemâ yukâtilûnekum kâffeh. va`lemû enne-llâhe me`a-lmuttekîn.
Türkçe Meali: Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah'a göre ayların sayısı onikidir. Bunlardan dördü hürmetli aydır. Bu dosdoğru bir nizamdır. Öyleyse o aylar içinde kendinize yazık etmeyin, topyekun sizinle savaşan putperestlerle siz de topyekun savaşın, Allah'ın sakınanlarla beraber olduğunu bilin.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 37. Ayet
Arapça: إِنَّمَا ٱلنَّسِىٓءُ زِيَادَةٌۭ فِى ٱلْكُفْرِ ۖ يُضَلُّ بِهِ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ يُحِلُّونَهُۥ عَامًۭا وَيُحَرِّمُونَهُۥ عَامًۭا لِّيُوَاطِـُٔوا۟ عِدَّةَ مَا حَرَّمَ ٱللَّهُ فَيُحِلُّوا۟ مَا حَرَّمَ ٱللَّهُ ۚ زُيِّنَ لَهُمْ سُوٓءُ أَعْمَٰلِهِمْ ۗ وَٱللَّهُ لَا يَهْدِى ٱلْقَوْمَ ٱلْكَٰفِرِينَ
Türkçe Okunuşu: inneme-nnesîu ziyâdetun fi-lkufri yudallu bihi-lleẕîne keferû yuhillûnehû `âmev veyuharrimûnehû `âmel liyuvâtiû `iddete mâ harrame-llâhu feyuhillû mâ harrame-llâh. zuyyine lehum sûu a`mâlihim. vellâhu lâ yehdi-lkavme-lkâfirîn.
Türkçe Meali: Sapıtmak için hürmetli ayların yerlerini değiştirip geciktirmek, küfürde gerçekten ileri gitmekdir. İnkar edenler Allah'ın haram kıldığı ayların sayısına uydurmak için, onu bir yıl haram, bir yıl helal sayıyor, böylece Allah'ın haram kıldığını helalkılıyorlar. Kötü işleri kendilerine güzel göründü. Allah inkar eden toplumu doğru yola eriştirmez.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 38. Ayet
Arapça: يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَا لَكُمْ إِذَا قِيلَ لَكُمُ ٱنفِرُوا۟ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ ٱثَّاقَلْتُمْ إِلَى ٱلْأَرْضِ ۚ أَرَضِيتُم بِٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا مِنَ ٱلْءَاخِرَةِ ۚ فَمَا مَتَٰعُ ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا فِى ٱلْءَاخِرَةِ إِلَّا قَلِيلٌ
Türkçe Okunuşu: yâ eyyuhe-lleẕîne âmenû mâ lekum iẕâ kîle lekumu-nfirû fî sebîli-llâhi-ŝŝâkaltum ile-l'ard. eradîtum bilhayâti-ddunyâ mine-l'âḫirah. femâ metâ`u-lhayâti-ddunyâ fi-l'âḫirati illâ kalîl.
Türkçe Meali: Ey inananlar! Size ne oldu ki, "Allah yolunda, savaşa çıkın" dendiği zaman yere çöküp kaldınız? Oysa dünya hayatının geçimi ahirete göre pek az bir şeydir.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 39. Ayet
Arapça: إِلَّا تَنفِرُوا۟ يُعَذِّبْكُمْ عَذَابًا أَلِيمًۭا وَيَسْتَبْدِلْ قَوْمًا غَيْرَكُمْ وَلَا تَضُرُّوهُ شَيْـًۭٔا ۗ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍۢ قَدِيرٌ
Türkçe Okunuşu: illâ tenfirû yu`aẕẕibkum `aẕâben elîmev veyestebdil kavmen ğayrakum velâ tedurrûhu şey'â. vellâhu `alâ kulli şey'in kadîr.
Türkçe Meali: Çıkmazsanız Allah size can yakıcı azabla azabeder ve yerinize başka bir millet getirir. O'na bir şey de yapamazsınız. Allah her şeye kadirdir.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 40. Ayet
Arapça: إِلَّا تَنصُرُوهُ فَقَدْ نَصَرَهُ ٱللَّهُ إِذْ أَخْرَجَهُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ ثَانِىَ ٱثْنَيْنِ إِذْ هُمَا فِى ٱلْغَارِ إِذْ يَقُولُ لِصَٰحِبِهِۦ لَا تَحْزَنْ إِنَّ ٱللَّهَ مَعَنَا ۖ فَأَنزَلَ ٱللَّهُ سَكِينَتَهُۥ عَلَيْهِ وَأَيَّدَهُۥ بِجُنُودٍۢ لَّمْ تَرَوْهَا وَجَعَلَ كَلِمَةَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ ٱلسُّفْلَىٰ ۗ وَكَلِمَةُ ٱللَّهِ هِىَ ٱلْعُلْيَا ۗ وَٱللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
Türkçe Okunuşu: illâ tensurûhu fekad nesarahu-llâhu iẕ aḫracehu-lleẕîne keferû ŝâniye-ŝneyni iẕ humâ fi-lğâri iẕ yekûlu lisâhibihî lâ tahzen inne-llâhe me`anâ. feenzele-llâhu sekînetehû `aleyhi veeyyedehû bicunûdil lem teravhâ vece`ale kelimete-lleẕîne keferu-ssuflâ. vekelimetu-llâhi hiye-l`ulyâ. vellâhu `azîzun hakîm.
Türkçe Meali: Ona (Muhammed'e) yardım etmezseniz, bilin ki, inkar edenler onu Mekke'den çıkardıklarında mağarada bulunan iki kişiden biri olarak Allah ona yardım etmişti. Arkadaşına (Ebu Bekir'e) "Üzülme, Allah bizimledir" diyordu; Allah da ona güven vermiş, görmediğiniz askerlerle onu desteklemiş, inkar edenlerin sözünü alçaltmıştı. Ancak Allah'ın sözü yücedir. Allah güçlüdür, hakimdir.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 41. Ayet
Arapça: ٱنفِرُوا۟ خِفَافًۭا وَثِقَالًۭا وَجَٰهِدُوا۟ بِأَمْوَٰلِكُمْ وَأَنفُسِكُمْ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ ۚ ذَٰلِكُمْ خَيْرٌۭ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
Türkçe Okunuşu: infirû ḫifâfev veŝikâlev vecâhidû biemvâlikum veenfusikum fî sebîli-llâh. ẕâlikum ḫayrul lekum in kuntum ta`lemûn.
Türkçe Meali: İsteyen, istemeyen, hepiniz savaşa çıkın. Allah yolunda mallarınızla, canlarınızla cihat edin. Bilirseniz bu sizin için hayırlıdır.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 42. Ayet
Arapça: لَوْ كَانَ عَرَضًۭا قَرِيبًۭا وَسَفَرًۭا قَاصِدًۭا لَّٱتَّبَعُوكَ وَلَٰكِنۢ بَعُدَتْ عَلَيْهِمُ ٱلشُّقَّةُ ۚ وَسَيَحْلِفُونَ بِٱللَّهِ لَوِ ٱسْتَطَعْنَا لَخَرَجْنَا مَعَكُمْ يُهْلِكُونَ أَنفُسَهُمْ وَٱللَّهُ يَعْلَمُ إِنَّهُمْ لَكَٰذِبُونَ
Türkçe Okunuşu: lev kâne `aradan karîbev veseferan kâsidel lettebe`ûke velâkim be`udet `aleyhimu-şşukkah. veseyahlifûne billâhi levi-steta`nâ leḫaracnâ me`akum. yuhlikûne enfusehum. vellâhu ya`lemu innehum lekâẕibûn.
Türkçe Meali: Kolay bir kazanç, normal bir yolculuk olsaydı sana uyarlardı, fakat çıkılacak yol onlara uzak geldi, kendilerini helak ederek, "Gücümüz yetseydi sizinle beraber çıkardık" diye Allah'a yemin edeceklerdir. Allah, onların yalancı olduğunu elbette biliyor.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 43. Ayet
Arapça: عَفَا ٱللَّهُ عَنكَ لِمَ أَذِنتَ لَهُمْ حَتَّىٰ يَتَبَيَّنَ لَكَ ٱلَّذِينَ صَدَقُوا۟ وَتَعْلَمَ ٱلْكَٰذِبِينَ
Türkçe Okunuşu: `afe-llâhu `ank. lime eẕinte lehum hattâ yetebeyyene leke-lleẕîne sadekû veta`leme-lkâẕibîn.
Türkçe Meali: Allah seni affetsin; doğrular sana belli olup, yalancıları bilmeden önce, niçin onlara izin verdin?
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 44. Ayet
Arapça: لَا يَسْتَـْٔذِنُكَ ٱلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ أَن يُجَٰهِدُوا۟ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ ۗ وَٱللَّهُ عَلِيمٌۢ بِٱلْمُتَّقِينَ
Türkçe Okunuşu: lâ yeste'ẕinuke-lleẕîne yu'minûne billâhi velyevmi-l'âḫiri ey yucâhidû biemvâlihim veenfusihim. vellâhu `alîmum bilmuttekîn.
Türkçe Meali: Allah'a ve ahiret gününe inananlar, mallariyle, canlariyle savaşmak istediklerinden ötürü geri kalmak için senden izin istemezler. Allah sakınanları bilir.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 45. Ayet
Arapça: إِنَّمَا يَسْتَـْٔذِنُكَ ٱلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَٱرْتَابَتْ قُلُوبُهُمْ فَهُمْ فِى رَيْبِهِمْ يَتَرَدَّدُونَ
Türkçe Okunuşu: innemâ yeste'ẕinuke-lleẕîne lâ yu'minûne billâhi velyevmi-l'âḫiri vertâbet kulûbuhum fehum fî raybihim yeteraddedûn.
Türkçe Meali: Ancak Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, kalbleri şüpheye düşüp şüphelerinde bocalayan kimseler senden izin isterler.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 46. Ayet
Arapça: ۞ وَلَوْ أَرَادُوا۟ ٱلْخُرُوجَ لَأَعَدُّوا۟ لَهُۥ عُدَّةًۭ وَلَٰكِن كَرِهَ ٱللَّهُ ٱنۢبِعَاثَهُمْ فَثَبَّطَهُمْ وَقِيلَ ٱقْعُدُوا۟ مَعَ ٱلْقَٰعِدِينَ
Türkçe Okunuşu: velev erâdu-lḫurûce lee`addû lehû `uddetev velâkin kerihe-llâhu-mbi`âŝehum feŝebbetahum vekîle-k`udû me`a-lkâ`idîn.
Türkçe Meali: Eğer savaşa çıkmak isteselerdi bir hazırlık yaparlardı. Ama Allah davranışlarını beğenmedi de onları alıkoydu. "Acizlerle beraber oturun" denildi.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 47. Ayet
Arapça: لَوْ خَرَجُوا۟ فِيكُم مَّا زَادُوكُمْ إِلَّا خَبَالًۭا وَلَأَوْضَعُوا۟ خِلَٰلَكُمْ يَبْغُونَكُمُ ٱلْفِتْنَةَ وَفِيكُمْ سَمَّٰعُونَ لَهُمْ ۗ وَٱللَّهُ عَلِيمٌۢ بِٱلظَّٰلِمِينَ
Türkçe Okunuşu: lev ḫaracû fîkum mâ zâdûkum illâ ḫabâlev veleevda`û ḫilâlekum yebğûnekumu-lfitneh. vefîkum semmâ`ûne lehum. vellâhu `alîmum biżżâlimîn.
Türkçe Meali: Aranızda savaşa çıkmış olsalardı, ancak sizi bozmağa çalışırlar ve fitneye düşürmek için aranıza sokulurlardı. İçinizde onlara kulak verenler var. Allah kendilerine yazık edenleri bilir.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 48. Ayet
Arapça: لَقَدِ ٱبْتَغَوُا۟ ٱلْفِتْنَةَ مِن قَبْلُ وَقَلَّبُوا۟ لَكَ ٱلْأُمُورَ حَتَّىٰ جَآءَ ٱلْحَقُّ وَظَهَرَ أَمْرُ ٱللَّهِ وَهُمْ كَٰرِهُونَ
Türkçe Okunuşu: lekadi-bteğavu-lfitnete min kablu vekallebû leke-l'umûra hattâ câe-lhakku veżahera emru-llâhi vehum kârihûn.
Türkçe Meali: And olsun ki, daha önce de fitne koparmak istemişlerdi. Sana karşı bir takım işler çeviriyorlardı, sonunda onlar istemedikleri halde hak ortaya çıktı, Allah'ın emri üstün geldi.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 49. Ayet
Arapça: وَمِنْهُم مَّن يَقُولُ ٱئْذَن لِّى وَلَا تَفْتِنِّىٓ ۚ أَلَا فِى ٱلْفِتْنَةِ سَقَطُوا۟ ۗ وَإِنَّ جَهَنَّمَ لَمُحِيطَةٌۢ بِٱلْكَٰفِرِينَ
Türkçe Okunuşu: veminhum mey yekûlu-'ẕel lî velâ teftinnî. elâ fi-lfitneti sekatû. veinne cehenneme lemuhîtatum bilkâfirîn.
Türkçe Meali: Onlardan, "Bana izin ver, beni fitneye düşürme" diyen vardır. Bilin ki onlar zaten fitneye düşmüşlerdi. Cehennem, inkar edenleri şüphesiz kuşatacaktır.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 50. Ayet
Arapça: إِن تُصِبْكَ حَسَنَةٌۭ تَسُؤْهُمْ ۖ وَإِن تُصِبْكَ مُصِيبَةٌۭ يَقُولُوا۟ قَدْ أَخَذْنَآ أَمْرَنَا مِن قَبْلُ وَيَتَوَلَّوا۟ وَّهُمْ فَرِحُونَ
Türkçe Okunuşu: in tusibke hasenetun tesu'hum. vein tusibke musîbetuy yekûlû kad eḫaẕnâ emranâ min kablu veyetevellev vehum ferihûn.
Türkçe Meali: Sana bir iyilik gelince onların fenasına gider; bir kötülük gelse, "Biz önceden ihtiyatlı davrandık" derler, sevinerek dönüp giderler.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 51. Ayet
Arapça: قُل لَّن يُصِيبَنَآ إِلَّا مَا كَتَبَ ٱللَّهُ لَنَا هُوَ مَوْلَىٰنَا ۚ وَعَلَى ٱللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ ٱلْمُؤْمِنُونَ
Türkçe Okunuşu: kul ley yusîbenâ illâ mâ ketebe-llâhu lenâ. huve mevlânâ. ve`ale-llâhi felyetevekkeli-lmu'minûn.
Türkçe Meali: De ki: "Allah'ın bize yazdığından başkası başımıza gelmez. O bizim Mevlamızdır, inananlar Allah'a güvensin."
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 52. Ayet
Arapça: قُلْ هَلْ تَرَبَّصُونَ بِنَآ إِلَّآ إِحْدَى ٱلْحُسْنَيَيْنِ ۖ وَنَحْنُ نَتَرَبَّصُ بِكُمْ أَن يُصِيبَكُمُ ٱللَّهُ بِعَذَابٍۢ مِّنْ عِندِهِۦٓ أَوْ بِأَيْدِينَا ۖ فَتَرَبَّصُوٓا۟ إِنَّا مَعَكُم مُّتَرَبِّصُونَ
Türkçe Okunuşu: kul hel terabbesûne binâ illâ ihde-lhusneyeyn. venahnu neterabbesu bikum ey yusîbekumu-llâhu bi`aẕâbim min `indihî ev bieydînâ. feterabbesû innâ me`akum muterabbisûn.
Türkçe Meali: De ki: "Bize iki iyiden, gazilik ve şehidlikten başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oysa biz Allah'ın kendi katından veya elimizle, sizi bir azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyiniz, doğrusu biz de sizinle birlikte beklemekteyiz."
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 53. Ayet
Arapça: قُلْ أَنفِقُوا۟ طَوْعًا أَوْ كَرْهًۭا لَّن يُتَقَبَّلَ مِنكُمْ ۖ إِنَّكُمْ كُنتُمْ قَوْمًۭا فَٰسِقِينَ
Türkçe Okunuşu: kul enfikû tav`an ev kerhel ley yutekabbele minkum. innekum kuntum kavmen fâsikîn.
Türkçe Meali: De ki: "İstekli yahut isteksiz olarak verin, nasıl olsa kabul edilmeyecektir. Siz şüphesiz fasık bir topluluksunuz."
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 54. Ayet
Arapça: وَمَا مَنَعَهُمْ أَن تُقْبَلَ مِنْهُمْ نَفَقَٰتُهُمْ إِلَّآ أَنَّهُمْ كَفَرُوا۟ بِٱللَّهِ وَبِرَسُولِهِۦ وَلَا يَأْتُونَ ٱلصَّلَوٰةَ إِلَّا وَهُمْ كُسَالَىٰ وَلَا يُنفِقُونَ إِلَّا وَهُمْ كَٰرِهُونَ
Türkçe Okunuşu: vemâ mene`ahum en tukbele minhum nefekâtuhum illâ ennehum keferû billâhi vebirasûlihî velâ ye'tûne-ssalâte illâ vehum kusâlâ velâ yunfikûne illâ vehum kârihûn.
Türkçe Meali: Verdiklerinin kabul olunmasına engel olan, Allah'ı ve Peygamberini inkar etmeleri, namaza tembel tembel gelmeleri, istemeye istemeye vermeleridir.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 55. Ayet
Arapça: فَلَا تُعْجِبْكَ أَمْوَٰلُهُمْ وَلَآ أَوْلَٰدُهُمْ ۚ إِنَّمَا يُرِيدُ ٱللَّهُ لِيُعَذِّبَهُم بِهَا فِى ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا وَتَزْهَقَ أَنفُسُهُمْ وَهُمْ كَٰفِرُونَ
Türkçe Okunuşu: felâ tu`cibke emvâluhum velâ evlâduhum. innemâ yurîdu-llâhu liyu`aẕẕibehum bihâ fi-lhayâti-ddunyâ vetezheka enfusuhum vehum kâfirûn.
Türkçe Meali: Artık onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Allah bunlarla onlara dünya hayatında azabetmek ve canlarının inkarcı olarak çıkmasını ister.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 56. Ayet
Arapça: وَيَحْلِفُونَ بِٱللَّهِ إِنَّهُمْ لَمِنكُمْ وَمَا هُم مِّنكُمْ وَلَٰكِنَّهُمْ قَوْمٌۭ يَفْرَقُونَ
Türkçe Okunuşu: veyahlifûne billâhi innehum leminkum. vemâ hum minkum velâkinnehum kavmuy yefrakûn.
Türkçe Meali: Sizden olmadıkları halde, sizinle beraber olduklarına Allah'a yemin ederler. Oysa onlar korkak bir topluluktur.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 57. Ayet
Arapça: لَوْ يَجِدُونَ مَلْجَـًٔا أَوْ مَغَٰرَٰتٍ أَوْ مُدَّخَلًۭا لَّوَلَّوْا۟ إِلَيْهِ وَهُمْ يَجْمَحُونَ
Türkçe Okunuşu: lev yecidûne melceen ev meğârâtin ev muddeḫalel levellev ileyhi vehum yecmehûn.
Türkçe Meali: Bir sığınak veya mağara yahut girecek bir yer bulmuş olsalardı, çarçabuk oraya yönelirlerdi.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 58. Ayet
Arapça: وَمِنْهُم مَّن يَلْمِزُكَ فِى ٱلصَّدَقَٰتِ فَإِنْ أُعْطُوا۟ مِنْهَا رَضُوا۟ وَإِن لَّمْ يُعْطَوْا۟ مِنْهَآ إِذَا هُمْ يَسْخَطُونَ
Türkçe Okunuşu: veminhum mey yelmizuke fi-ssadekât. fein u`tû minhâ radû veil lem yu`tav minhâ iẕâ hum yesḫatûn.
Türkçe Meali: Sadakalar hakkında sana dil uzatanlar vardır. Onlara verilirse hoşnut olurlar, verilmezse, hemen öfkeleniverirler.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 59. Ayet
Arapça: وَلَوْ أَنَّهُمْ رَضُوا۟ مَآ ءَاتَىٰهُمُ ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥ وَقَالُوا۟ حَسْبُنَا ٱللَّهُ سَيُؤْتِينَا ٱللَّهُ مِن فَضْلِهِۦ وَرَسُولُهُۥٓ إِنَّآ إِلَى ٱللَّهِ رَٰغِبُونَ
Türkçe Okunuşu: velev ennehum radû mâ âtâhumu-llâhu verasûluhû vekâlû hasbune-llâhu seyu'tîne-llâhu min fadlihî verasûluhû innâ ile-llâhi râğibûn.
Türkçe Meali: Eğer onlar, Allah ve Peygamberinin kendilerine vermiş oldukları şeylere razı olsalar ve "Allah bize yeter, O ve Peygamberi bol nimetinden bize verecektir; doğrusu biz Allah'a gönül bağlayanlardanız" deselerdi daha hayırlı olurdu.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 60. Ayet
Arapça: ۞ إِنَّمَا ٱلصَّدَقَٰتُ لِلْفُقَرَآءِ وَٱلْمَسَٰكِينِ وَٱلْعَٰمِلِينَ عَلَيْهَا وَٱلْمُؤَلَّفَةِ قُلُوبُهُمْ وَفِى ٱلرِّقَابِ وَٱلْغَٰرِمِينَ وَفِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَٱبْنِ ٱلسَّبِيلِ ۖ فَرِيضَةًۭ مِّنَ ٱللَّهِ ۗ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: inneme-ssadekâtu lilfukarâi velmesâkîni vel`âmilîne `aleyhâ velmuellefeti kulûbuhum vefi-rrikâbi velğârimîne vefî sebîli-llâhi vebni-ssebîl. ferîdatem mine-llâh. vellâhu `alîmun hakîm.
Türkçe Meali: Zekatlar; Allah'tan bir farz olarak yoksullara, düşkünlere, onu toplayan memurlara, kalbleri Müslümanlığa ısındırılacaklara verilir; kölelerin, borçluların, Allah yolunda olanların ve yolda kalanların uğrunda sarfedilir. Allah bilendir, hakimdir.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 61. Ayet
Arapça: وَمِنْهُمُ ٱلَّذِينَ يُؤْذُونَ ٱلنَّبِىَّ وَيَقُولُونَ هُوَ أُذُنٌۭ ۚ قُلْ أُذُنُ خَيْرٍۢ لَّكُمْ يُؤْمِنُ بِٱللَّهِ وَيُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِينَ وَرَحْمَةٌۭ لِّلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مِنكُمْ ۚ وَٱلَّذِينَ يُؤْذُونَ رَسُولَ ٱللَّهِ لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: veminhumu-lleẕîne yu'ẕûne-nnebiyye veyekûlûne huve uẕun. kul uẕunu ḫayril lekum yu'minu billâhi veyu'minu lilmu'minîne verahmetul lilleẕîne âmenû minkum. velleẕîne yu'ẕûne rasûle-llâhi lehum `aẕâbun elîm.
Türkçe Meali: İkiyüzlülerin içinde "O her şeye kulak kesiliyor" diyerek Peygamberi incitenler vardır. De ki: "O kulak, Allah'a inanan ve müminlere inanan, sizin için hayırlı olan, içinizden inanan kimselere rahmet olan bir kulaktır." Allah'ın Peygamberini incitenlere can yakıcı azab vardır.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 62. Ayet
Arapça: يَحْلِفُونَ بِٱللَّهِ لَكُمْ لِيُرْضُوكُمْ وَٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥٓ أَحَقُّ أَن يُرْضُوهُ إِن كَانُوا۟ مُؤْمِنِينَ
Türkçe Okunuşu: yahlifûne billâhi lekum liyurdûkum. vellâhu verasûluhû ehakku ey yurdûhu in kânû mu'minîn.
Türkçe Meali: Sizi hoşnut etmek için Allah'a yemin ederler. Eğer inanıyorlarsa Allah'ı ve Peygamberini hoşnut etmeleri daha gereklidir.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 63. Ayet
Arapça: أَلَمْ يَعْلَمُوٓا۟ أَنَّهُۥ مَن يُحَادِدِ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ فَأَنَّ لَهُۥ نَارَ جَهَنَّمَ خَٰلِدًۭا فِيهَا ۚ ذَٰلِكَ ٱلْخِزْىُ ٱلْعَظِيمُ
Türkçe Okunuşu: elem ya`lemû ennehû mey yuhâdidi-llâhe verasûlehû feenne lehû nâra cehenneme ḫâliden fîhâ. ẕâlike-lḫizyu-l`ażîm.
Türkçe Meali: Allah'a ve Peygamberine karşı koymağa kalkışana, ebedi kalacağı cehennem ateşi bulunduğunu bilmezler mi? Büyük rezillik budur.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 64. Ayet
Arapça: يَحْذَرُ ٱلْمُنَٰفِقُونَ أَن تُنَزَّلَ عَلَيْهِمْ سُورَةٌۭ تُنَبِّئُهُم بِمَا فِى قُلُوبِهِمْ ۚ قُلِ ٱسْتَهْزِءُوٓا۟ إِنَّ ٱللَّهَ مُخْرِجٌۭ مَّا تَحْذَرُونَ
Türkçe Okunuşu: yahẕeru-lmunâfikûne en tunezzele `aleyhim sûratun tunebbiuhum bimâ fî kulûbihim. kuli-stehziû. inne-llâhe muḫricum mâ tahẕerûn.
Türkçe Meali: İkiyüzlüler, kalblerinde olanı haber verecek bir surenin inmesinden çekiniyorlar. De ki: "Alay edin bakalım, Allah çekindiğiniz şeyi ortaya koyacaktır."
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 65. Ayet
Arapça: وَلَئِن سَأَلْتَهُمْ لَيَقُولُنَّ إِنَّمَا كُنَّا نَخُوضُ وَنَلْعَبُ ۚ قُلْ أَبِٱللَّهِ وَءَايَٰتِهِۦ وَرَسُولِهِۦ كُنتُمْ تَسْتَهْزِءُونَ
Türkçe Okunuşu: velein seeltehum leyekûlunne innemâ kunnâ neḫûdu venel`ab. kul ebillâhi veâyâtihî verasûlihî kuntum testehziûn.
Türkçe Meali: Onlara soracak olursan, "Biz and olsun ki, eğlenip oynuyorduk" diyecekler; De ki: "Allah'la, ayetleriyle, Peygamberiyle mi alay ediyordunuz?"
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 66. Ayet
Arapça: لَا تَعْتَذِرُوا۟ قَدْ كَفَرْتُم بَعْدَ إِيمَٰنِكُمْ ۚ إِن نَّعْفُ عَن طَآئِفَةٍۢ مِّنكُمْ نُعَذِّبْ طَآئِفَةًۢ بِأَنَّهُمْ كَانُوا۟ مُجْرِمِينَ
Türkçe Okunuşu: lâ ta`teẕirû kad kefertum ba`de îmânikum. in na`fu `an tâifetim minkum nu`aẕẕib tâifetem biennehum kânû mucrimîn.
Türkçe Meali: Özür beyan etmeyin, inandıktan sonra inkar ettiniz. İçinizden bir topluluğu affetsek bile, suçlarından ötürü bir topluluğa da azab ederiz.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 67. Ayet
Arapça: ٱلْمُنَٰفِقُونَ وَٱلْمُنَٰفِقَٰتُ بَعْضُهُم مِّنۢ بَعْضٍۢ ۚ يَأْمُرُونَ بِٱلْمُنكَرِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ ٱلْمَعْرُوفِ وَيَقْبِضُونَ أَيْدِيَهُمْ ۚ نَسُوا۟ ٱللَّهَ فَنَسِيَهُمْ ۗ إِنَّ ٱلْمُنَٰفِقِينَ هُمُ ٱلْفَٰسِقُونَ
Türkçe Okunuşu: elmunâfikûne velmunâfikâtu ba`duhum mim ba`d. ye'murûne bilmunkeri veyenhevne `ani-lma`rûfi veyakbidûne eydiyehum. nesu-llâhe fenesiyehum. inne-lmunâfikîne humu-lfâsikûn.
Türkçe Meali: İkiyüzlü erkek ve kadınlar da birbirlerindendir: Kötülüğü emreder, iyiliğe engel olurlar; elleri de sıkıdır; Allah'ı unuttular, bu yüzden Allah da onları unuttu. Doğrusu ikiyüzlüler fasıktırlar.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 68. Ayet
Arapça: وَعَدَ ٱللَّهُ ٱلْمُنَٰفِقِينَ وَٱلْمُنَٰفِقَٰتِ وَٱلْكُفَّارَ نَارَ جَهَنَّمَ خَٰلِدِينَ فِيهَا ۚ هِىَ حَسْبُهُمْ ۚ وَلَعَنَهُمُ ٱللَّهُ ۖ وَلَهُمْ عَذَابٌۭ مُّقِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: ve`ade-llâhu-lmunâfikîne velmunâfikâti velkuffâra nâra cehenneme ḫâlidîne fîhâ. hiye hasbuhum. vele`anehumu-llâh. velehum `aẕâbum mukîm.
Türkçe Meali: Allah, ikiyüzlü erkek ve kadınlara ve inkarcılara, ebedi kalacakları cehennem ateşini hazırlamıştır. O, onlara yeter. Allah onları lanetlemiştir (rahmetinden uzak kılmıştır). Onlara devamlı azab vardır.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 69. Ayet
Arapça: كَٱلَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ كَانُوٓا۟ أَشَدَّ مِنكُمْ قُوَّةًۭ وَأَكْثَرَ أَمْوَٰلًۭا وَأَوْلَٰدًۭا فَٱسْتَمْتَعُوا۟ بِخَلَٰقِهِمْ فَٱسْتَمْتَعْتُم بِخَلَٰقِكُمْ كَمَا ٱسْتَمْتَعَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِكُم بِخَلَٰقِهِمْ وَخُضْتُمْ كَٱلَّذِى خَاضُوٓا۟ ۚ أُو۟لَٰٓئِكَ حَبِطَتْ أَعْمَٰلُهُمْ فِى ٱلدُّنْيَا وَٱلْءَاخِرَةِ ۖ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْخَٰسِرُونَ
Türkçe Okunuşu: kelleẕîne min kablikum kânû eşedde minkum kuvvetev veekŝera emvâlev veevlâdâ. festemte`û biḫalâkihim festemta`tum biḫalâkikum keme-stemte`a-lleẕîne min kablikum biḫalâkihim veḫudtum kelleẕî ḫâdû. ulâike habitat a`mâluhum fi-ddunyâ vel'âḫirah. veulâike humu-lḫâsirûn.
Türkçe Meali: Ey ikiyüzlüler! Siz, sizden önce daha kuvvetli, malları ve çocukları daha çok olup, hisselerince bunlardan faydalanan kimseler gibisiniz. Sizden öncekiler, hisselerince faydalandıkları gibi siz de hissenizce faydalandınız ve onların batıla daldıklarıgibi siz de daldınız. İşte bunlar dünyada ve ahirette işleri boşa çıkanlardır, işte bunlar mahvolanlardır.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 70. Ayet
Arapça: أَلَمْ يَأْتِهِمْ نَبَأُ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ قَوْمِ نُوحٍۢ وَعَادٍۢ وَثَمُودَ وَقَوْمِ إِبْرَٰهِيمَ وَأَصْحَٰبِ مَدْيَنَ وَٱلْمُؤْتَفِكَٰتِ ۚ أَتَتْهُمْ رُسُلُهُم بِٱلْبَيِّنَٰتِ ۖ فَمَا كَانَ ٱللَّهُ لِيَظْلِمَهُمْ وَلَٰكِن كَانُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ
Türkçe Okunuşu: elem ye'tihim nebeu-lleẕîne min kablihim kavmi nûhiv ve`âdiv veŝemûde vekavmi ibrâhîme veashâbi medyene velmu'tefikât. etethum rusuluhum bilbeyyinât. femâ kâne-llâhu liyażlimehum velâkin kânû enfusehum yażlimûn.
Türkçe Meali: Kendilerinden önce olan Nuh, Ad, Semud milletlerinin, İbrahim milletinin, Medyen ve altüst olmuş şehirler halkının haberleri onlara gelmedi mi? Peygamberleri onlara belgeler getirmişlerdi. Allah onlara zulmetmemiş, onlar kendilerine yazık etmişlerdir.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 71. Ayet
Arapça: وَٱلْمُؤْمِنُونَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَآءُ بَعْضٍۢ ۚ يَأْمُرُونَ بِٱلْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَيُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَيُطِيعُونَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓ ۚ أُو۟لَٰٓئِكَ سَيَرْحَمُهُمُ ٱللَّهُ ۗ إِنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: velmu'minûne velmu'minâtu ba`duhum evliyâu ba`d. ye'murûne bilma`rûfi veyenhevne `ani-lmunkeri veyukîmûne-ssalâte veyu'tûne-zzekâte veyutî`ûne-llâhe verasûleh. ulâike seyerhamuhumu-llâh. inne-llâhe `azîzun hakîm.
Türkçe Meali: Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridir; iyiyi emreder kötülükten alıkorlar; namaz kılarlar, zekat verirler, Allah'a ve Peygamberine itaat ederler. İşte Allah bunlara rahmet edecektir. Allah şüphesiz güçlüdür, hakimdir.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 72. Ayet
Arapça: وَعَدَ ٱللَّهُ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ جَنَّٰتٍۢ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَا وَمَسَٰكِنَ طَيِّبَةًۭ فِى جَنَّٰتِ عَدْنٍۢ ۚ وَرِضْوَٰنٌۭ مِّنَ ٱللَّهِ أَكْبَرُ ۚ ذَٰلِكَ هُوَ ٱلْفَوْزُ ٱلْعَظِيمُ
Türkçe Okunuşu: ve`ade-llâhu-lmu'minîne velmu'minâti cennâtin tecrî min tahtihe-l'enhâru ḫâlidîne fîhâ vemesâkine tayyibeten fî cennâti `adn. veridvânum mine-llâhi ekber. ẕâlike huve-lfevzu-l`ażîm.
Türkçe Meali: Allah mümin erkeklere ve mümin kadınlara, temelli kalacakları, içlerinden ırmaklar akan cennetler, Adn cennetlerinde hoş meskenler vadetmiştir. Allah'ın hoşnut olması en büyük şeydir. İşte büyük kurtuluş budur.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 73. Ayet
Arapça: يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىُّ جَٰهِدِ ٱلْكُفَّارَ وَٱلْمُنَٰفِقِينَ وَٱغْلُظْ عَلَيْهِمْ ۚ وَمَأْوَىٰهُمْ جَهَنَّمُ ۖ وَبِئْسَ ٱلْمَصِيرُ
Türkçe Okunuşu: yâ eyyuhe-nnebiyyu câhidi-lkuffâra velmunâfikîne vağluż `aleyhim. veme'vâhum cehennem. vebi'se-lmesîr.
Türkçe Meali: Ey Peygamber! İnkarcılarla, ikiyüzlülerle savaş; onlara karşı sert davran. Varacakları yer cehennemdir, ne kötü dönüştür.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 74. Ayet
Arapça: يَحْلِفُونَ بِٱللَّهِ مَا قَالُوا۟ وَلَقَدْ قَالُوا۟ كَلِمَةَ ٱلْكُفْرِ وَكَفَرُوا۟ بَعْدَ إِسْلَٰمِهِمْ وَهَمُّوا۟ بِمَا لَمْ يَنَالُوا۟ ۚ وَمَا نَقَمُوٓا۟ إِلَّآ أَنْ أَغْنَىٰهُمُ ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥ مِن فَضْلِهِۦ ۚ فَإِن يَتُوبُوا۟ يَكُ خَيْرًۭا لَّهُمْ ۖ وَإِن يَتَوَلَّوْا۟ يُعَذِّبْهُمُ ٱللَّهُ عَذَابًا أَلِيمًۭا فِى ٱلدُّنْيَا وَٱلْءَاخِرَةِ ۚ وَمَا لَهُمْ فِى ٱلْأَرْضِ مِن وَلِىٍّۢ وَلَا نَصِيرٍۢ
Türkçe Okunuşu: yahlifûne billâhi mâ kâlû. velekad kâlû kelimete-lkufri vekeferû ba`de islâmihim vehemmû bimâ lem yenâlû. vemâ nekamû illâ en ağnâhumu-llâhu verasûluhû min fadlih. feiy yetûbû yeku ḫayral lehum. veiy yetevellev yu`aẕẕibhumu-llâhu `aẕâben elîmen fi-ddunyâ vel'âḫirah. vemâ lehum fi-l'ardi miv veliyyiv velâ nesîr.
Türkçe Meali: And olsun ki, müslüman olduktan sonra inkar edip küfür sözünü söylemişler iken, söylemedik diye Allah'a yemin ettiler, başaramayacakları bir şeye giriştiler; Allah ve Peygamberi bol nimetinden onları zenginleştirdi ve öç almaya kalktılar. Eğer tevbe ederlerse iyiliklerine olur; şayet yüz çevirirlerse, Allah onları dünya ve ahirette can yakıcı azaba uğratır. Yeryüzünde bir dost ve yardımcıları yoktur.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 75. Ayet
Arapça: ۞ وَمِنْهُم مَّنْ عَٰهَدَ ٱللَّهَ لَئِنْ ءَاتَىٰنَا مِن فَضْلِهِۦ لَنَصَّدَّقَنَّ وَلَنَكُونَنَّ مِنَ ٱلصَّٰلِحِينَ
Türkçe Okunuşu: veminhum men `âhede-llâhe lein âtânâ min fadlihî lenessaddekanne velenekûnenne mine-ssâlihîn.
Türkçe Meali: Aralarında: "Allah bize bol nimetinden verecek olursa, and olsun ki sadaka vereceğiz ve iyilerden olacağız" diye O'na and verenler vardır.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 76. Ayet
Arapça: فَلَمَّآ ءَاتَىٰهُم مِّن فَضْلِهِۦ بَخِلُوا۟ بِهِۦ وَتَوَلَّوا۟ وَّهُم مُّعْرِضُونَ
Türkçe Okunuşu: felemmâ âtâhum min fadlihî beḫilû bihî vetevellev vehum mu`ridûn.
Türkçe Meali: Allah onlara bol nimetinden verince, cimrilik ettiler, yüz çevirdiler. Zaten dönektirler.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 77. Ayet
Arapça: فَأَعْقَبَهُمْ نِفَاقًۭا فِى قُلُوبِهِمْ إِلَىٰ يَوْمِ يَلْقَوْنَهُۥ بِمَآ أَخْلَفُوا۟ ٱللَّهَ مَا وَعَدُوهُ وَبِمَا كَانُوا۟ يَكْذِبُونَ
Türkçe Okunuşu: fea`kabehum nifâkan fî kulûbihim ilâ yevmi yelkavnehû bimâ aḫlefu-llâhe mâ ve`adûhu vebimâ kânû yekẕibûn.
Türkçe Meali: Allah'a verdikleri sözden caydıkları ve yalancı oldukları için O'nunla karşılaşacakları güne kadar Allah kalblerine nifak soktu.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 78. Ayet
Arapça: أَلَمْ يَعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ يَعْلَمُ سِرَّهُمْ وَنَجْوَىٰهُمْ وَأَنَّ ٱللَّهَ عَلَّٰمُ ٱلْغُيُوبِ
Türkçe Okunuşu: elem ya`lemû enne-llâhe ya`lemu sirrahum venecvâhum veenne-llâhe `allâmu-lğuyûb.
Türkçe Meali: İkiyüzlüler, Allah'ın onların sırlarını ve gizli toplantılarını bildiğini, Allah'ın görünmeyenleri bilen olduğunu bilmiyorlar mıydı?
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 79. Ayet
Arapça: ٱلَّذِينَ يَلْمِزُونَ ٱلْمُطَّوِّعِينَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ فِى ٱلصَّدَقَٰتِ وَٱلَّذِينَ لَا يَجِدُونَ إِلَّا جُهْدَهُمْ فَيَسْخَرُونَ مِنْهُمْ ۙ سَخِرَ ٱللَّهُ مِنْهُمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Türkçe Okunuşu: elleẕîne yelmizûne-lmuttavvi`îne mine-lmu'minîne fi-ssadekâti velleẕîne lâ yecidûne illâ cuhdehum feyesḫarûne minhum. seḫira-llâhu minhum. velehum `aẕâbun elîm.
Türkçe Meali: Sadaka vermekte gönülden davranan müminlere dil uzatan ve ancak ellerinden geldiği kadar verebilenlerle alay eden kimselere bu davranışlarının cezasını Allah verir; onlara can yakıcı azab vardır.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 80. Ayet
Arapça: ٱسْتَغْفِرْ لَهُمْ أَوْ لَا تَسْتَغْفِرْ لَهُمْ إِن تَسْتَغْفِرْ لَهُمْ سَبْعِينَ مَرَّةًۭ فَلَن يَغْفِرَ ٱللَّهُ لَهُمْ ۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ كَفَرُوا۟ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ ۗ وَٱللَّهُ لَا يَهْدِى ٱلْقَوْمَ ٱلْفَٰسِقِينَ
Türkçe Okunuşu: istağfir lehum ev lâ testağfir lehum. in testağfir lehum seb`îne merraten feley yağfira-llâhu lehum. ẕâlike biennehum keferû billâhi verasûlih. vellâhu lâ yehdi-lkavme-lfâsikîn.
Türkçe Meali: Onların ister bağışlanmasını dile, ister dileme, birdir. Onlara yetmiş defa bağışlanma dilesen Allah onları bağışlamayacaktır. Bu, Allah'ı ve Peygamberini inkar etmelerinden ötürüdür. Allah fasık topluluğu doğru yola eriştirmez.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 81. Ayet
Arapça: فَرِحَ ٱلْمُخَلَّفُونَ بِمَقْعَدِهِمْ خِلَٰفَ رَسُولِ ٱللَّهِ وَكَرِهُوٓا۟ أَن يُجَٰهِدُوا۟ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَقَالُوا۟ لَا تَنفِرُوا۟ فِى ٱلْحَرِّ ۗ قُلْ نَارُ جَهَنَّمَ أَشَدُّ حَرًّۭا ۚ لَّوْ كَانُوا۟ يَفْقَهُونَ
Türkçe Okunuşu: feriha-lmuḫallefûne bimak`adihim ḫilâfe rasûli-llâhi vekerihû ey yucâhidû biemvâlihim veenfusihim fî sebîli-llâhi vekâlû lâ tenfirû fi-lharr. kul nâru cehenneme eşeddu harrâ. lev kânû yefkahûn.
Türkçe Meali: Allah'ın Peygamberinin hilafına geri kalanlar, oturup kalmalarına sevindiler. Allah yolunda mallariyle ve canlariyle cihat hoşlarına gitmedi. "Sıcakta savaşa çıkmayın" dediler. De ki: "Cehennem ateşi daha sıcaktır." Keşke bilseydiler!
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 82. Ayet
Arapça: فَلْيَضْحَكُوا۟ قَلِيلًۭا وَلْيَبْكُوا۟ كَثِيرًۭا جَزَآءًۢ بِمَا كَانُوا۟ يَكْسِبُونَ
Türkçe Okunuşu: felyadhakû kalîlev velyebkû keŝîrâ. cezâem bimâ kânû yeksibûn.
Türkçe Meali: Yaptıklarının cezası olarak, bundan böyle az gülsünler, çok ağlasınlar.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 83. Ayet
Arapça: فَإِن رَّجَعَكَ ٱللَّهُ إِلَىٰ طَآئِفَةٍۢ مِّنْهُمْ فَٱسْتَـْٔذَنُوكَ لِلْخُرُوجِ فَقُل لَّن تَخْرُجُوا۟ مَعِىَ أَبَدًۭا وَلَن تُقَٰتِلُوا۟ مَعِىَ عَدُوًّا ۖ إِنَّكُمْ رَضِيتُم بِٱلْقُعُودِ أَوَّلَ مَرَّةٍۢ فَٱقْعُدُوا۟ مَعَ ٱلْخَٰلِفِينَ
Türkçe Okunuşu: feir race`ake-llâhu ilâ tâifetim minhum feste'ẕenûke lilḫurûci fekul len taḫrucû me`iye ebedev velen tukâtilû me`iye `aduvvâ. innekum radîtum bilku`ûdi evvele merratin fak`udû me`a-lḫâlifîn.
Türkçe Meali: Allah seni geri döndürüp, onlardan bir toplulukla karşılaştırdığı zaman, senden savaşa çıkmak için izin isterlerse, de ki: "Benimle asla çıkamayacaksınız, benim yanımda hiçbir düşmanla savaşmıyacaksınız; çünkü baştan, oturup kalmaya razı oldunuz. Artık geri kalanlarla beraber oturun."
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 84. Ayet
Arapça: وَلَا تُصَلِّ عَلَىٰٓ أَحَدٍۢ مِّنْهُم مَّاتَ أَبَدًۭا وَلَا تَقُمْ عَلَىٰ قَبْرِهِۦٓ ۖ إِنَّهُمْ كَفَرُوا۟ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَمَاتُوا۟ وَهُمْ فَٰسِقُونَ
Türkçe Okunuşu: velâ tusalli `alâ ehadim minhum mâte ebedev velâ tekum `alâ kabrih. innehum keferû billâhi verasûlihî vemâtû vehum fâsikûn.
Türkçe Meali: Onlardan ölen kimsenin namazını sakın kılma, mezarı başında da durma! Çünkü onlar Allah'ı ve peygamberini inkar ettiler, fasık olarak öldüler.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 85. Ayet
Arapça: وَلَا تُعْجِبْكَ أَمْوَٰلُهُمْ وَأَوْلَٰدُهُمْ ۚ إِنَّمَا يُرِيدُ ٱللَّهُ أَن يُعَذِّبَهُم بِهَا فِى ٱلدُّنْيَا وَتَزْهَقَ أَنفُسُهُمْ وَهُمْ كَٰفِرُونَ
Türkçe Okunuşu: velâ tu`cibke emvâluhum veevlâduhum. innemâ yurîdu-llâhu ey yu`aẕẕibehum bihâ fi-ddunyâ vetezheka enfusuhum vehum kâfirûn.
Türkçe Meali: Malları ve çocukları seni hayrete düşürmesin; Allah bunlarla onlara dünyada azabetmek ve canlarının inkarcı olarak çıkmasını ister.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 86. Ayet
Arapça: وَإِذَآ أُنزِلَتْ سُورَةٌ أَنْ ءَامِنُوا۟ بِٱللَّهِ وَجَٰهِدُوا۟ مَعَ رَسُولِهِ ٱسْتَـْٔذَنَكَ أُو۟لُوا۟ ٱلطَّوْلِ مِنْهُمْ وَقَالُوا۟ ذَرْنَا نَكُن مَّعَ ٱلْقَٰعِدِينَ
Türkçe Okunuşu: veiẕâ unzilet sûratun en âminû billâhi vecâhidû me`a rasûlihi-ste'ẕeneke ulu-ttavli minhum vekâlû ẕernâ nekum me`a-lkâ`idîn.
Türkçe Meali: "Allah'a inanın ve Peygamberinin yanında savaşın" diye bir sure inmiş olsa, onların gücü yetenleri sizden izin isterler ve "Bizi bırak oturanlarla beraber kalalım" derler.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 87. Ayet
Arapça: رَضُوا۟ بِأَن يَكُونُوا۟ مَعَ ٱلْخَوَالِفِ وَطُبِعَ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَفْقَهُونَ
Türkçe Okunuşu: radû biey yekûnû me`a-lḫavâlifi vetubi`a `alâ kulûbihim fehum lâ yefkahûn.
Türkçe Meali: Geri kalan kadınlarla beraber bulunmaya razı oldular. Kalbleri kapanmıştır, bu yüzden anlamazlar.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 88. Ayet
Arapça: لَٰكِنِ ٱلرَّسُولُ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَعَهُۥ جَٰهَدُوا۟ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ ۚ وَأُو۟لَٰٓئِكَ لَهُمُ ٱلْخَيْرَٰتُ ۖ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُفْلِحُونَ
Türkçe Okunuşu: lâkini-rrasûlu velleẕîne âmenû me`ahû câhedû biemvâlihim veenfusihim. veulâike lehumu-lḫayrât. veulâike humu-lmuflihûn.
Türkçe Meali: Ama Peygamber ve onunla beraber bulunan müminler, mallariyle ve canlariyle savaştılar. İşte iyilikler onlaradır, saadete erişenler de onlardır.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 89. Ayet
Arapça: أَعَدَّ ٱللَّهُ لَهُمْ جَنَّٰتٍۢ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَا ۚ ذَٰلِكَ ٱلْفَوْزُ ٱلْعَظِيمُ
Türkçe Okunuşu: e`adde-llâhu lehum cennâtin tecrî min tahtihe-l'enhâru ḫâlidîne fîhâ. ẕâlike-lfevzu-l`ażîm.
Türkçe Meali: Allah onlara temelli kalacakları, içlerinden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Büyük kurtuluş budur.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 90. Ayet
Arapça: وَجَآءَ ٱلْمُعَذِّرُونَ مِنَ ٱلْأَعْرَابِ لِيُؤْذَنَ لَهُمْ وَقَعَدَ ٱلَّذِينَ كَذَبُوا۟ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ ۚ سَيُصِيبُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ مِنْهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: vecâe-lmu`aẕẕirûne mine-l'a`râbi liyu'ẕene lehum veka`ade-lleẕîne keẕebu-llâhe verasûleh. seyusîbu-lleẕîne keferû minhum `aẕâbun elîm.
Türkçe Meali: Bedevilerden, izin almak üzere, özür beyan eden kimseler geldiler. Allah'a ve Peygamberine yalan söyleyenler ise, özür bile beyan etmeksizin geri kaldılar. Onlardan kafir olanlar can yakıcı azaba uğrayacaktır.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 91. Ayet
Arapça: لَّيْسَ عَلَى ٱلضُّعَفَآءِ وَلَا عَلَى ٱلْمَرْضَىٰ وَلَا عَلَى ٱلَّذِينَ لَا يَجِدُونَ مَا يُنفِقُونَ حَرَجٌ إِذَا نَصَحُوا۟ لِلَّهِ وَرَسُولِهِۦ ۚ مَا عَلَى ٱلْمُحْسِنِينَ مِن سَبِيلٍۢ ۚ وَٱللَّهُ غَفُورٌۭ رَّحِيمٌۭ
Türkçe Okunuşu: leyse `ale-ddu`afâi velâ `ale-lmerdâ velâ `ale-lleẕîne lâ yecidûne mâ yunfikûne haracun iẕâ nesahû lillâhi verasûlih. mâ `ale-lmuhsinîne min sebîlin. vellâhu ğafûrur rahîm.
Türkçe Meali: Güçsüzlere, hastalara ve sarfedecek bir şeyi bulunmayanlara, Allah ve Peygamberine bağlı kaldıkları müddetçe sorumluluk yoktur. İyi davrananlara sorumluluk olmaz. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
سُورَةُ التَّوۡبَةِ - Tevbe Suresi - 92. Ayet
Arapça: وَلَا عَلَى ٱلَّذِينَ إِذَا مَآ أَتَوْكَ لِتَحْمِلَهُمْ قُلْتَ لَآ أَجِدُ مَآ أَحْمِلُكُمْ عَلَيْهِ تَوَلَّوا۟ وَّأَعْيُنُهُمْ تَفِيضُ مِنَ ٱلدَّمْعِ حَزَنًا أَلَّا يَجِدُوا۟ مَا يُنفِقُونَ
Türkçe Okunuşu: velâ `ale-lleẕîne iẕâ mâ etevke litahmilehum kulte lâ ecidu mâ ahmilukum `aleyh. tevellev vea`yunuhum tefîdu mine-ddem`i hazenen ellâ yecidû mâ yunfikûn.
Türkçe Meali: Binek vermen için sana geldiklerinde, "Size binek bulamıyorum" dediğin zaman, sarfedecek bir şey bulamadıkları için üzüntüden gözyaşı dökerek geri dönenlere de sorumluluk yoktur.